İNŞAAT SEKTÖRÜ HIZLI BİR ŞEKİLDE TEKNOLOJİYE ADAPTE OLUYOR

1990’lı yıllardan itibaren başlayan ve 2000’li yılların milat kabul edildiği (Milenyum Çağı) dönem aynı zamanda teknolojinin daha fazla hayatlarımıza dokunduğu ve bizleri etkilediği bir dönem olarak karşımıza çıktı.

Teknoloji çağının bir etkisi de Dijital Çağ’dır. Dijital Çağ genel olarak toplumların dijitalleşme endeksine göre toplumlar arası refah seviyesinin belirlendiği ve aradaki farkın teknolojiye önem verilmediği zaman hızlı bir şekilde giderek açıldığı bir zaman dilimini adresliyor. Bu kapsamda toplumlar dijitalleşme ile ilgili olarak çeşitli aksiyonlar alıyorlar. Örneğin ülkemizde yapılan E-Devlet çalışmaları bunlardan bir tanesidir. E-Devlet çalışmaları ile birlikte, merkezin devletten vatandaşa (adem-i merkeziye) bir anlayışa geçiş için devletin sunduğu hizmetlere vatandaşın tek bir noktadan ulaşması hedeflenmiş (e-Devlet kapısı) ve bu kapsamda devlet organizasyonlarının yeniden yapılanmaları ve süreçlerin elektronik ortama aktarılması konusunda çalışmalar yapılmış ve günümüzde de yapılmaya devam ediliyor.

Dijitalleşmenin bir diğer yansıması da haberleşme ve iletişim teknolojileri kanalında yaşandı. Cep telefonlarının kapsama alanlarının genişlemesi, cep telefonu üzerinden ses ile birlikte veri (data) iletişiminin başlaması ve gelişen teknoloji ile birlikte evlerimizde kullandığımız PC (kişisel bilgisayar) kadar gelişmiş marka ve modellerin ceplerimizde olması, bireyin zaman ve mekandan bağımsız olarak bilgiye ulaşması, bireyin ve dolayısıyla toplumun daha hızlı olarak yaşadığı olaylar hakkında bilgi sahibi olmasını ve değerlendirme kalitesinin artmasını sağladı.

Konuyla ilgili olarak diğer bir yansıma da günümüzde sıkça karşımıza çıkan endüstrideki dijitalleşmedir. Öncellikle Almanya menşeli olarak ortaya çıkan Endüstri 4.0 kavramı, sanayi açısından dijitalleşmenin başka bir tezahürü olarak karşımıza çıkıyor. Artık makinelerin akılcılaşması ve otonom hale gelmesi, değişen birey ihtiyaçlarına göre özelleştirilebilen üretim bantları ve dünyanın başka yerlerinden gelen siparişlerin başka bir yerde üretilmesini olanaklı kılıyor. Bu, önümüzdeki yıllarda beden gücü yerine beyin gücüne dayalı bir sistemi zorunlu kılacak.

İnşaat sektörü açısından bakıldığında ise ilk akla gelen binaların akıllanması ve akıllı bina dönüşümlerinin yaşanması. Bu kapsamda inşaat sektörümüz hızlı bir şekilde gelişen teknolojiye adapte oldu. Fakat dijitalleşme sürekli devam ediyor ve her geçen gün yeni teknolojileri önümüze getiriyor. Klasik olarak örneği verilen buzdolabın eksik malzeme listesini internet üzerinden sipariş vermesinin ötesinde dairemizde bulunan kameranın yüz ifademizden duygusal durumumuzu tahmin ederek en sevdiğimiz kahvenin yapılmasını emrini verebildiğini konuşabiliriz. Araç ile siteye girdiğimiz anda asansörün herhangi bir tuşa basmadan bizi dairemize götürmesi ya da alışveriş merkezinde çocuğumuz yanımızdan ayrıldığı anda sistem tarafından otomatik uyarı mesajı cep telefonumuza gelebilir. Bir diğer konu da, yeşil binaların yaygınlaşması ve bina yüzeylerinin güneş panelleri ve rüzgar değirmenleri ile donatılarak kendi enerjisini üreten ve ürettiği enerjiyi verimli bir şekilde kullanan binalarla karşılaşabiliriz. 3D yazıcılar ile zevkimize göre kişisel evleri günler içinde oluşturabilir,  beğenmediğimiz zaman evi eriterek başka bir ev üretebiliriz.

Bahsettiğim örneklerde görüldüğü üzere dijitalleşme bireylerin bilgiye kolay ulaşmaları sayesinde toplumları bilgi toplumlarına dönüştürüyor ve insanların daha kısa sürede daha hızlı gelişmelerine neden oluyor. Özellikle her yeni nesil ile birlikte toplumların dijitalleşmeleri artıyor ve bu da devletten kurumlara, sanayinde inşaat sektörüne kadar bir çok alanda kendi yansımalarını oluşturuyor.

Bizlere düşen ise, içinde yaşadığımız dijital çağın dinamiklerini ve gereksinimlerini algılayarak bu yeni çağa uygun her sektörde bazında ürün, çözüm ve hizmetler ortaya çıkarmamız…

Kaynak: EKONOMİ GAZETESİ