Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Ne İzmir ne de İzmirlilik kimsenin tekelinde değildir”

SÜMEYYE YALÇIN – 27.01.2024 – HİBYA – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan İzmir İlçe Belediye Başkan Adayları Tanıtım Toplantısı’nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Ne İzmir ne de İzmirlilik kimsenin tekelinde değildir”
Yayınlama: 27.01.2024
4
A+
A-

Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:

“Sevgili İzmirliler, değerli dava ve yol arkadaşlarım, kıymetli hanımefendiler, beyefendiler, geleceğimizin teminatı sevgili gençler, sizleri en kalbi duygularımla muhabbetle selamlıyorum.

Sözlerime başlarken sabah yaşadığımız merkezi Menderes açıkları olan 5,1 şiddetindeki depremden dolayı tüm İzmirlilere geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.

Rabbim, ülkemizi ve milletimizi her türlü kazadan, beladan, afetten muhafaza eylesin diyorum. Cumhur İttifakı olarak İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız Hamza Dağ kardeşimizin ardından bugün de ilçelerimizde aday göstereceğimiz isimleri açıklamak üzere bir aradayız.

Diğer şehirlerimizde de genel başkan yardımcılarımız ilçe adaylarımızın tanıtım törenlerine iştirak ediyor, amacımız aday belirleme işlemlerini en kısa sürede bitirerek tüm vaktimizi ve enerjimizi 31 Mart'ta sandıkları patlatmak için kullanmaktır.

Büyükşehir adaylarımız şehirlerimiz için geliştirdikleri vizyon projelerini açıklamaya da başladılar. Bundan 30 yıl önce belediyelerde aldığımız ülkemize ve milletimize hizmet emanetini şehirlerimizin çehrelerini değiştirerek, insanımızın hayat seviyesini yükselterek bugüne kadar getirdik.

İnşallah 31 Mart'ta diğer pek çok şehrimiz gibi İzmir'in de tercihini gerçek belediyecilikten yana kullanacağına inanıyorum. Bugün açıklayacağımız ilçe belediye başkan adaylarımızın da kendi sorumluluk alanlarında aynı başarıyı göstereceğinden şüphe duymuyorum.

Türkiye'de artık sadece şovla, sadece ajans parlatmasıyla, sadece yalanla, sadece algıyla belediye başkanlığı yaparak şehirlerimizin yıllarını heba etme devri sona ermiştir.

Milletimiz 31 Mart'ta şehirlerini ortak değerlerini istismar siyaseti ile değil, eser ve hizmet siyaseti ile yönetecek belediye başkanlarını tercih edecektir.

Şehirlerimiz hak ettikleri atılımları gerçekleştirebilsin diye hükümet olarak 21 yıldır ülkemizi baştan sona temel alt yapı yatırımlarıyla donattık. Vizyon ve gönül birliği içinde belediye başkanlarının yönettiği şehirlerde hükümet, yerel yönetim sinerjisi ile bu atılımları hayata geçirdik.

Şimdi de diyoruz ki gelin İzmir başta olmak üzere hiçbir şehrimizi Türkiye Yüzyılı belediyeciliği vizyonundan ve kazançlarından mahrum bırakmayalım. Sadece belediyeden beklemeyeceğiz, öbür taraftan merkezi yönetim olarak bu milletin efendisi değil hizmetkarı olan Erdoğan kardeşiniz ulaşımıyla, susuyla, arıtmasıyla, çevresiyle, yeşiliyle, sosyal destekleriyle, ülkemize yakışır, milletimizin beklentilerine cevap verecek beledilerle geleceğin Türkiyesine yürüyelim.

Bunu da ancak her anında, her yerde, her durumda şehrinin hizmetinde, insanımızın yanında yer alacak cumhurbaşkanıyla, belediye başkanlarıyla sağlayabiliriz.

Hamdolsun bizim adaylarımız belediye başkanlığı koltuğunda oturan ama gözü, gönlü ve aklı başka yerlerde olan isimler gibi değildir, olmayacaktır. AK Parti ve Cumhur İttifakı'ndan seçilecek belediye başkanlarımızın sizlerin arzu ettiği şekilde çalışacağının teminatını bizzat veriyoruz.

Şehirlerimize verdiği sözleri yerine getirmeyen, vatandaşlarımıza hak ettikleri eser ve hizmetlerle buluşturmayan belediye başkanlarından bunun hesabını sormak boynumuzun borcudur. Bunun için 31 Mart'ta hepimize çok büyük sorumluluk düşüyor.

Önümüzdeki sayılı günleri öyle bir değerlendireceğiz ki, kapısı çalınmadık, gönlü kazanılmadık hiçbir insanımızı bırakmayacağız. Adaylarımızla, teşkilatımızla, milletvekillerimizle gece gündüz sahada olacağız, yaptıklarımızı ve yapacaklarımızı anlatacağız. Tabi bunları yaparken maruz kalacağımız yalanları ve iftiraları da ifşa edeceğiz.

Buradan İzmir'den öyle bir ses verin ki diğer 80 vilayetimizden duymayan kalmasın. Türkiye Yüzyılı şehirleri için hazır mıyız? Türkiye Yüzyılı şehirleri için kararlı mıyız? Türkiye Yüzyılı şehirleri için kapı kapı dolaşmaya var mıyız? Seçim gecesi Türkiye haritasını Cumhur İttifakı'nın renkleri ile boyuyor muyuz? Büyük ve güçlü Türkiye'nin yolunu açıyor muyuz? Rabbim hepinizden razı olsun.

İzmir'in de içinde yer aldığı Marmara ve Ege Bölgesi bu topraklardaki bin yıllık varlığımızın ilk tohumlarının, ilk temellerinin, ilk adımlarının atıldığı yerlerdir. Geçmişte binlerce yıl boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapan bu kadim toprakları bin yıldır vatanımız olarak muhafaza etmek için çok çalıştık, çok fedakarlık yaptık.

Osmanlı'nın yıkılışının ardından işgal acısını yaşayan bu topraklarda verdiğimiz milli mücadele bir daha böyle bir felaketle karşı karşıya gelmeme irademizin sembolüdür. Ancak mücadelemiz düşmanı topraklarımızdan söküp atmakla, İzmir'den denize dökmekle bitmedi.

Milli mücadeleyi zafere ulaştırıp cumhuriyetimizi kurduktan sonra başlattığımız demokrasi ve kalkınma hamlelerinin önü çeşitli yol ve yöntemlerle hep kesildi. Tek parti faşizminin ferasetsizliği bu sürecin maliyetini daha da ağırlaştırdı.

Ülkemizin başına 40 yıldır musallat edilen bölücü terör belası da esasen yeniden bu toprakları işgal, bu milleti esir etme girişiminin bir parçasıdır. Aynı şekilde FETÖ ihanet çetesinin darbe girişimleri de aynı projenin bir başka yüzüdür. Kimi zaman vesayetin ayak oyunlarıyla, kimi zaman darbeyle, kimi zaman siyasi ve sosyal kaos girişimleriyle, kimi zaman terörle bu ülkenin en güzel yılları heba edildi.

Bu kirli oyunu kuranların gayesi Türkiye'nin büyümesine, güçlenmesine, kalkınmasına, zenginleşmesine mani olarak yeniden bölgesel ve küresel aktör haline gelmesini engellemektir. Emperyalist güçler bu sinsi oyuna içeriden destek verecek figüranları, taraftarları, maşaları daima buldular.

Kimi bilerek, kimi bilmeyerek bu senaryolarda rol üstlenenler tarih önünde ve milletimizin vicdanında hak ettikleri notları almışlardır. Buna karşılık milletimiz bir İzmir sevdalısı rahmetli Menderes başta olmak üzere demokrasi ve kalkınma mücadelesi veren kendi adamlarının hatıralarını da kalbinin en mutena köşesine yerleştirmiştir.

AK Parti işte böylesine zorlu bir dönemin ardından ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlenmiştir. Akıl ve vicdan sahibi herkes AK Parti döneminin Türkiye'nin demokrasi ve kalkınma mücadelesinin zirvesi olduğunu kabul ve teslim eder.

Milletimiz 1970'li yıllardaki ideolojik kavgalardan, 1980'deki darbeden, 1990'daki siyasi istikrarsızlıktan bunaldığı için 2002'de partimizi AK Parti'yi tek başına iktidara getirerek bir nefes almak istemişti.

Hükümetimizin ilk dönemi vatandaşımıza verdiğimiz sözleri yerine getirmek için çalışma yanında ülkenin yakasından düşmek istemeyen vesayet güçlerine karşı yürüttüğümüz mücadele ile geçti.

Ardından FETÖ ve PKK devreye sokularak milli irade gasbedilmek, vatanın bütünlüğü bozulmak, devletimiz ele geçirilmek istendi. Milletimizle birlikte bu alçak saldırılara göğsümüzü siper ettik.

Bu hayasız saldırıların hepsini boşa çıkardık. Bu arada demokratik atılımlarımızı, kalkınma hamlelerimizi, eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye her alanda başlattığımız yatırım seferberliğini hiç aksatmadan sürdürdük.

Sadece asırlık ihmalleri telafi etmekle 2023 hedeflerini hayata geçirmekle kalmadık. Türkiye Yüzyılı'na giden yolun taşlarını da döşedik.

Tüm bu süreçte geneli ile yereli ile halk oylamasıyla tam 17 defa milletimizin huzuruna çıktık. Hamdolsun her biri tarihi bir imtihan olan seçimlerin tamamından da sandıktan alnımızın akıyla birinci olarak çıkmayı başardık.

Şimdi 18'inci seçimimize, 18'inci imtihanımıza hazırlanıyoruz. İnşallah milletimizin desteğiyle bu seçimi de başarıyla tamamlayıp Türkiye Yüzyılı yürüyüşümüzü hızlandıracağız.

İzmir'in bu seçimlerde kendisini yıllardır ihmal edenlerden sandıktan hesap soracağına, tercihini gerçek belediyecilikten yana yapacağına ben yürekten inanıyorum. Türkiye artık çeyrek asır, yarım asır öncesinin Türkiyesi değildir.

Altyapı eksiklerini tamamlayan, siyasi ve ekonomik bağımsızlığını tahkim eden Türkiye'nin bölgesel ve küresel sorumlulukları da artıyor.  

Genişleyen siyasi etki alanımız, hacim ve miktar olarak büyüyen ekonomik ilişkilerimiz, derinleşen sosyal münasebetlerimiz, canlanan tarihi ve kültürel mirasımız yani güçlenen Türkiye gerçeği sebebiyle dünyada olup biten hemen hiçbir meseleye gözümüzü kapatma, arkamızı dönme lüksüne sahip değiliz.

Rusya-Ukrayna savaşının barışla sonuçlanması için gösterdiğimiz gayretin gerisinde bir hakikat var. Balkanlar'da ve Kafkaslar'da yaşanan her gelişmeye dikkat kesilmemizin, süreçlerin aktif olarak içinde yer almamızın gerisinde bu hakikat var.

Orta Asya'dan Güney Asya'ya, Avrupa'dan Afrika'ya kadar geniş bir coğrafyada kurduğumuz kapsamlı ilişkiler ağının gerisinde bu hakikat var. Gazze'deki Filistinlilere yapılan zulümlere, uygulanan katliamlara, sergilenen insanlık dışı vahşetlere karşı en üst perdeden gösterdiğimiz tepkinin gerisinde de aynı hakikat var.

Uluslararası Adalet Divanı'nın bu hususta dün aldığı karar dünya beşten büyüktür haykırışımızın adeta bir aksi sedasıdır. İsrail'i bir kez daha uluslararası toplumun ve kurumların sesine kulak vererek saldırılarını ve katliamlarını bir an önce durdurmaya çağırıyoruz.

Tüm bu gerçeklere rağmen Türkiye'nin sadece kendi topraklarından ve kendi vatandaşlarından ibaret bir güç olmadığını hala anlamayanlar var.

Şayet biz kendi topraklarımızla ve kendi vatandaşlarımızla sınırlı kalsaydık bizi bu coğrafyadan kırk defa kazıyıp atmışlardı. Türkiye başka ülkelerin başına gelse defalarca yerle yeksan olmalarına yol açacak badireleri gerisindeki bu görünmeyen gücün büyüklüğü sayesinde atlatmayı başarabiliyor.

Her kim aksini iddia ediyorsa bu ülkenin içe kapanmasını, bu milletin kendisini tecrit etmesini istiyorsa emin olun ardında ya bir ihanet ya bir sefil ya gaflet vardır.

Bunun için hep diyoruz ki, biz kimin ne dediğine değil, milletimizin ne istediğine, hangi istikameti gösterdiğine bakacağız. Türkiye Yüzyılı'nın inşasını da aynı anlayışla yürütecek ve neticelendireceğiz. Bu süreçte İzmir'in bize vereceği desteği çok önemli görüyoruz.

İzmir ile İzmirli ile aramıza kimseyi sokmadık, sokmayacağız. Ne İzmir ne de İzmirlilik kimsenin tekelinde değildir. Bu şehre aşkla, azimle hizmet eden herkes İzmirlidir. Aksini söyleyenler İzmir'e en büyük kötülüğü yapanlardır.

Esasen bu iddia ile eser ve hizmet yerine istismar peşinde koşarak ortada dolaşanların gayesi şehri ihmal ederek İzmirlilere yaptıkları ihanetin ve boğazlarına kadar battıkları yolsuzlukların üzerini örtmektir. Şu İzmir Körfezi'nin hali nedir? Kokudan geçebiliyor muyuz? Bir zamanlar belediye başkanı olmadan önce İstanbul'da Haliç işte böyleydi. Haliç'i bu pisliklerden hamdolsun biz kurtardık.  

Şu andaki zat göreve geldi. Göreve geldikten sonra tekrar Haliç eski haline dönmeye başladı. İzmir'in ilçelerinin, mahallelerinin, sokaklarının hali ortada. Şu güzelim Körfez'i önce kokutup sonra kimyasal madde ile o kokuyu bastırmaya çalışanların bu şehre verecekleri hiçbir şey yoktur.

İzmir halkını tıpış tıpış sandığa gidip kendilerine oy vercek güruh olarak görenler bu şehrin insanlarının gönlünü kazanmak için neden uğraşsın ki? Biz İzmir'e efendi olmaya değil bu şehrin ve insanlarının hizmetkarı olmaya talibiz.

Konak Tüneli'ni bu anlayışla açtık. Deprem konutlarını bu anlayışla yaptık. Diğer hizmetleri bu anlayışla hayata geçirdik. Bunlarda darbecilikle övünmekten bölücü örgütün güdümündeki partiye şehri peşkeş çekmeye, ecdada ve insanımızın değerlerine küfür etmeye kadar her türlü rezillik vardır.

Tüm bu rezilliklerini Atatürk'ün silüeti altında gizleyeceklerini sananlar inşallah 31 Mart'ta hakettikleri dersi alacaklardır. Büyükşehir adayımız Hamza Dağ, gençlik kollarından beri birlikte yol yürüdüğümüz, partimizin her kademesinde İzmir'e ve ülkesine hizmet etmiş bir kardeşimizdir.

İzmir'i karış karış bilen, İzmirlinin her derdi ile dertlenen bu kardeşimizi ilçe adaylarımızla birlikte sizlere emanet ediyoruz. Uzun yıllardır gereksiz tartışmalar, vizyonsuz yöneticiler, istismarcı siyasetçiler elinde heder olan İzmir inşallah Hamza Dağ kardeşimiz ile birlikte tarihi bir silkeniş, tarihi bir atılım içine girecektir.

Derdi İzmir olan, derdi İzmir'in geleceği olan herkesi siyasi düşüncesi ne olursa olsun Hamza kardeşimizin yanında yer almaya davet ediyorum. Cumhurbaşkanınız olarak ben de tüm imkanlarımızla İzmir'i ayağa kaldırmakta inşallah her zaman olduğu gibi seferber olacağız.”

 


www.ekonomigundemi.com.tr

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.