Piyasaları yeni haftada tamamen para politikası odaklı bir gündem bekliyor.
Piyasaları yeni haftada tamamen para politikası odaklı bir gündem bekliyor. Bu kapsamda içeride TCMB PPK toplantısı haftanın en önemli konu başlığını oluştururken yurt dışında ise Fed, İngiltere Merkez Bankası ve Japonya Merkez Bankası toplantıları takip edilecek. Ağırlıklı piyasa beklentisi faiz oranlarının sabit tutulacağına işaret etse de tüm merkez bankaları için kısa vadede mevcut para politikalarında değişikliğe gidilme ihtimali söz konusu. Bu da yeni bir adım atılmasa bile piyasaların verilecek mesajlara yüksek hassasiyet göstermesine neden olabilir.
Çarşamba günü sonuçlanacak olan ve küresel ölçekte haftanın en önemli konu başlığı konumunda bulunan Fed toplantısında faizlerin sabit tutulması bekleniyor. Bundan birkaç ay öncesinde ise Mart ayında ilk faiz indiriminin geleceğine dair kuvvetli bir beklenti söz konusuydu. Ancak enflasyon başta olmak üzere makroekonomik verilerin ortaya koyduğu tablo ve Fed yetkililerinden gelen söylemler bu beklentinin ortadan kalkmasına neden oldu. Mevcut durumda ise ilk faiz indirimi beklentisi Haziran ayına ötelenmiş durumda. Diğer taraftan Nisan ayında Fed toplantısı olmadığı için Mayıs ayında bir adım atılacaksa bunun sinyalinin bu haftaki toplantıda verilmesi gerekir. Dolayısıyla bu yönde bir sinyal alınmaz ise Haziran ayı beklentilerinin daha da kuvvetlendiğini görebiliriz.
Fed dışında bu hafta İngiltere (BoE) ve Japonya (BoJ) merkez bankalarının toplantılarını takip edeceğiz. BoE’nin politika faizinde değişiklik yapmayarak %5,25 seviyesini koruması bekleniyor. BoJ’un da benzer bir adım atacağı tahmin edilse de son dönemde Merkez Bankası’nın uzun süredir uyguladığı ultra gevşek para politikasından yakın zamanda çıkış yapacağına dair güçlü bir beklenti söz konusu. Bahar döneminde yapılacak ücret artışlarının ortalamasının yüksek olması da bu yöndeki görüşleri destekler nitelikte. Ancak enflasyonun son dönemde yeniden yönünü aşağı çevirmeye başlaması bu yönde bir adım atılmasını zorlaştırabilir. Bu nedenle BoJ’un bu haftaki enflasyon rakamlarını da gördükten sonra Nisan ayında karar verme potansiyeli de söz konusu.
Yurt içinde ise haftanın en önemli konu başlığını Perşembe günü gerçekleştirilecek PPK toplantısı oluşturuyor. TCMB’nin yıl sonu tahmini %36 seviyesinde bulunurken yılın ilk iki ayında gerçekleşen enflasyon ise şimdiden %11’i aşmış durumda. Bu durum Merkez Bankası’nın hedefe ne ölçüde ulaşabileceğine dair soru işaretleri yaratırken piyasa beklentisinin %45 civarında seyrettiğini görüyoruz. TL’deki zayıflığın da enflasyona negatif etkileri düşünüldüğünde ek sıkılaştırmaya ihtiyaç duyulabileceğine yönelik görüşler sıklıkla dile getiriliyor. Her ne kadar Mart ayı toplantısına dair ağırlıklı görüş faizlerin sabit tutulacağı yönünde olsa da Perşembe günü TCMB’nin daha fazla sıkılaştırma söylemlerine nasıl karşılık vereceğini takip edeceğiz. Faizlerin sabit tutulduğu bir senaryoda toplantı sonrasında yayımlanacak metindeki olası değişiklikler izlenecek patika konusunda piyasalara yön gösterecektir.
TL: Cuma gününü 32,20 seviyesinin üzerini gören USD/TL kurunda ayın sadece ilk yarısındaki yükseliş %3’e yakın seyrediyor. Aylık bazda bakıldığında %3’ü aşan son yükseliş Ekim 2023’te gerçekleşmişti. Bu tablo TL’de son dönemde artan hareketliliği de net şekilde yansıtıyor. TCMB’nin açıkladığı piyasa katılımcıları anketinde ise ay sonu kur beklentisinin 32,63, yıl sonu kur beklentisinin 40,53 olduğunu gördük. 3 ay sonrası için politika faizi beklentisinin %46,85 olması ise TCMB’den sıkılaştırma beklentisini yansıtır nitelikte. Para politikası açısından bir diğer önemli gösterge olan 12 ay sonrası enflasyon beklentisi ise 37,78’den 36,70’e geriledi. Öte yandan Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayımlanan Şubat ayı ve Ocak-Şubat dönemine ilişkin merkezi yönetim bütçe gerçekleşmelerine göre bütçe açığı Şubat’ta 153,8 milyar TL olurken faiz dışı açık 99 milyar TL olarak gerçekleşti. Ocak-Şubat döneminde ise bütçe açığı 304,5 milyar TL, faiz dışı açık 128,6 milyar TL oldu.
Borsa İstanbul: Geride bıraktığımız haftaya Fitch’ten gelen not artırımı kararı sonrasında yukarı yönlü bir eğilimle başlayan BIST-100 endeksi 9400 direncini aşamayınca bir kez daha yönünü aşağı çevirmişti. Bu kapsamda yurt dışından negatif ayrışan endeksin haftalık bazda %3,5’in üzerinde değer kaybettiğini gördük Teknik açıdan ise 8900 puanı en önemli noktalardan biri olarak görüyoruz. Bu seviyenin altında kalınması durumunda endeksin 8730 puana doğru geri çekilme riski söz konusu. Temel tarafta ise bu hafta piyasalara yön verecek ana unsurun merkez bankalarından gelecek açıklamalar olacağını tahmin ediyoruz. Dolayısıyla haber akışına hassasiyet yüksek seyredebileceği gibi Fed toplantısının da olduğu haftada Borsa İstanbul’un yurt dışı piyasalarla korelasyonunun özellikle haftanın ilk yarısında arttığını görebiliriz.
BIST-30 en yakın vadeli VİOP kontratı
Günü 9760 puanda kapatan BIST-30 kontratlarında 9692, 9614, 9546 ve 9468 destek olarak izlenebilir. 9829, 9907, 9975 ve 10053 ise direnç noktalarını oluşturuyor.
USD/TL en yakın vadeli VİOP kontratı
Günü 32.7052 seviyesinde kapatan USD/TL vadeli işlem kontratlarında 32.6725, 32.607, 32.5415 ve 32.4765 destek olarak izlenebilir. 32.738, 32.8035, 32.8685 ve 32.934 ise direnç noktalarını oluşturuyor.
Kaynak ÜnlüCo
SANAYİ HABER AJANSI
www.ekonomigundemi.com.tr