Zafer Partisi Sözcüsü Uğur Batur, düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Zafer Parti Sözcüsü Batur, dün düzenlenen saldırı girişimi için İçişleri Bakanlığı’na tekrar geçmiş olsun dileklerini ileterek, yaralı polislere acil şifalar diledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) 28. Dönem 2. Yasama Yılı’nın açılış töreninde yaptığı konuşmayı değerlendiren Batur, şu ifadeleri kullandı:
“Bu meclis konuşması, tek tek ele alındığında ileriki günlerde nelerle karşılaşacağımızın net bir göstergesiydi. Peki, bu konuşmada neler dedi Sayın Cumhurbaşkanı? Öncelikle malum uzun zamandan beri hedefinde olan Anayasanın değiştirilmesi konusu yine gündemdeydi. Bu konuyla ilgili ‘Türkiye’yi 12 Eylül’de darbe yönetiminin, 41 yıl önce milletimizin sırtına sardığı mevcut Anayasa kamburundan kurtarmak, hepimizin en öncelikli sorunudur. 41 yılda uğradığı, irili ufaklı 20’den fazla değişikle adeta yamalı bohçaya dönen bu Anayasanın 2023 ün Türkiye’sini taşıyamadığı açıktır.’ dedi. Sayın Erdoğan unuttunuz galiba; bu Anayasa en çok sizin zamanınızda değişti. Hatta başkanlık sistemini bile Anayasa değişikliği ile siz getirdiniz. 12 Eylül’den bu yana 85 adet maddesi değişmiş. Şimdi çıkıyorsunuz Anayasa hükümlerine uymayarak Anayasayı değiştirmeye çalışıyorsunuz.”
Batur, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı “Bu parlamento kurucu iktidar değildir. Bu iktidar tali iktidardır. Tali iktidar ise Anayasayı ancak mevcut Anayasanın tanımladığı ölçüde değiştirebilir. Anayasanın ilk dört maddesini değiştirmeye kalkarlarsa bu Anayasal rejime karşı bir darbedir, darbe girişimidir ve suçtur, bu çok nettir. Yapılabilecek tek şey şudur: “Biz bir kurucu parlamento kuracağız ve Anayasayı değiştireceğiz” derler ve seçime de bu şekilde giderler. Teknik olarak ancak böyle olur.” açıklamasını hatırlatarak, şunları kaydetti:
“Yani bu Anayasadan Türklüğü çıkarmak veya bu ülkede federe devlet kurmak öyle kolay değil. Bence kimse bunları yapmak için Anayasayı çiğnemeyi göze almaz. Bir de konuya şu açıdan bakmak lazım; bu ülkede Recep Tayyip Erdoğan’a bıyık yaptı diye 16 yaşında çocuk tutuklanıyor ama bu ülkeyi kurtarıp kurmuş olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e hakaret etmek neredeyse yasallaşacak hale geliyor. Yani Anayasadan önce hukukun üstünlüğü ilkesini mi sağlasak. Aynı konuşmada, ‘Her türlü tenkite açığız’ diyorsunuz ama yeni olan olaylar hepinizin malumu. 2 hafta önce bizim partimizin üyesi olan kişilerin de arasında olduğu 27 genç tutuklandı ve 8 kişi hala hapisteler. Hatta 2 vatansever gazetecinin saçlarını kazımışlar. Evet, yanlış duymadınız. Saçlarını kazımışlar.”
Gençlerin hapiste olmasının sebebinin ülkeleri hakkında kaygılanmak, sığınması ve kaçak politikayı eleştirmek ve bunları haber yapmak olduğunu söyleyen Batur, “Bu mu sizin eleştiriye açık haliniz? Üstelik yaptıkları haberler ulusal ve yerel basınlarda yayınlanmış haberlerdi. Buna rağmen tüm bu haberi yapanlar değil bu gençler tutuklandı. Bunları geçen hafta basın toplantısında anlattık ama değişen hala en ufak bir şey yok. Hukuk bu hale gelmiş siz hala Anayasayı değiştirmekten bahsediyorsunuz.” şeklinde konuştu.
Batur, yaşanan krizin en büyük sebebinin Covid-9 veya Rusya-Ukrayna Savaşı olmadığını belirterek, “Bizim yaşadığımız krizin en büyük sebebi; AK Parti hükümetinin Suriye iç savaşı politikası neticesinde bu ülkeye giren sığınmacı ve kaçakların sayısının 13 milyonu, harcanan paranın miktarının ise 150 milyar doları bulmasıdır. Bir de aynı hükümetin bu yetmezmiş gibi diğer devletlere yaptığı 70 milyar dolarlık yardım da cabası. AK Parti hükümeti şayet bu paraları Türk milletine harcamış olsaydı, bu parayla emeklilerimiz, memurlarımız, polislerimiz, askerlerimiz; yani kısacası ömrünü bu ülkeye hizmete adamış milyonlarca insan maaş konusunda rahat olur ve bugün yaşanan ekonomik kriz olmazdı.” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Avrupa Birliği konusundaki açıklamalarına katıldığını dile getiren Batur, “Çok bekledik ve bu kadar taviz vermemeliydik ama bunu vermemek ve dik duruş sergilemek için önce güçlü ekonomisi olan bir ülke olmanız gerekir. Ancak o zaman geçenlerde Polonya Başbakanının Avrupa Birliği’ne yaptığı konuşmayı yapabilirsiniz. Bu konuşmada Polonya Başbakanı aynen şöyle dedi: ‘En düşük işsizlik Polonya’da. En düşük borcu olan ülke Polonya. Yani bize, eğitimli mülteci ihtiyacı saçmalığını bastırmaya kalkmayın. Çünkü bizim, sizin mülteci doktorlarınıza veya mühendislerine ihtiyacımız yok. Hepsi sizin olsun ve onlara ödemeyi siz yapın. Çünkü neden biliyor musunuz? Bizde terör olayı yüzde sıfır. Bunun nedeni de bizim ülkemizde hiç kaçak sığınmacı veya mülteci yok.’ İşte, dik duruş, Avrupa Birliği’nin karşısına çıkıp, ‘Senin sığınmacı çöplüğün olmayacağım’ diyebilecek güce sahip olmaktır.” ifadelerini kullandı.
SANAYİ HABER AJANSI
EKONOMİ GÜNDEMİ