Eğitim için Türkiye’de bulunduğu dönemde Wenchuan depremini Türk arkadaşlarından öğrenen CMG Muhabiri Yan Wei, o anın üzerinden tam 15 yıl geçmişken Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi’nde meydana gelen 7,1 şiddetindeki deprem sonrasında Türkiye’deki bir arkadaşından gelen geçmiş olsun mesajı ile halklar arasındaki güçlü bağın somut bir yansımasıyla karşılaştı.
Eğitim için Türkiye'de bulunduğu dönemde Wenchuan depremini Türk arkadaşlarından öğrenen CMG Muhabiri Yan Wei, o anın üzerinden tam 15 yıl geçmişken Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nde meydana gelen 7,1 şiddetindeki deprem sonrasında Türkiye'deki bir arkadaşından gelen geçmiş olsun mesajı ile halklar arasındaki güçlü bağın somut bir yansımasıyla karşılaştı. Yan Wei, bu dayanışmayı ve deprem sonrası ortaya çıkan insanlık hikayelerini kaleme alarak olayları detaylı bir şekilde anlattı. Yazının tamamı şu şekilde:
“23 Ocak günü, öğle yemeği molam sırasında, Türkiye'deki bir arkadaşımdan bir mesaj aldım. Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi'nin Aksu ilinde meydana gelen 7,1 büyüklüğündeki depremin Beijing'i etkileyip etkilemediğini soran arkadaşım, Xinjiang sakinlerine geçmiş olsun dileklerini iletiyordu. Bu sade mesaj, beni çok derinden etkiledi.
2008 yılında eğitimim için Türkiye'de bulunduğum sırada tüm dünyayı şoke eden Wenchuan depremini de Türk arkadaşlarımdan öğrendiğimi hatırlıyorum. Aradan 15 yıl geçtikten sonra, birbirine benzeyen bu iki mesaj, doğal afetler karşısında büyük hassasiyet sahibi bu insanların saf duygularını hissetmemi, halklar arasındaki güçlü bağı somut bir şekilde görmemi sağladı.
Çin ve Türkiye, yüksek deprem riskiyle karşı karşıya bulunan ülkeler. Depremler, her iki ülke halkının zihinlerinde acı hatıralar bırakmıştır. Ancak depremler, aynı zamanda iki halk arasındaki gönül bağını daha da sıkılaştırmıştır.
6 Şubat 2023 tarihinde Türkiye'nin güneydoğusunda bir gün içinde arka arkaya meydana gelen şiddetli depremler, yaklaşık 50 bin kişinin hayatını kaybettiği bir trajediye neden oldu. Çinli arama kurtarma ekipleri, enkaz altında kalanları kurtarma çalışmalarına katılmak üzere süratle toplanarak afet bölgesine gitti. İlk ekip, Bahar Bayramı sırasında, 8 Şubat günü yola çıktı.
Depremin ardından Çin'den 19 arama kurtarma ekibine bağlı 500'den fazla kişi afet bölgelerindeki çalışmalara katılarak, yerel arama kurtarma ekipleriyle birlikte mahsur kalanları kurtarmak için zamana karşı yarışa başladı.
Çinli arama kurtarma ekipleri, enkaz altından yaklaşık 20 kişiyi sağ kurtarırken, yaklaşık 150 cesedin çıkarılmasını sağladı.
Yoğun arama kurtarma çalışmaları, Çin ve Türkiye halkları arasında derin bir dostluk oluşmasını sağladı. Türk bir bakkal, Chongqing Hechuan Mavi Gök Arama Kurtarma Ekibi lideri Yang Zhijian'dan para almayı reddetmişti. Çekilen grup fotoğrafları da Çin ve Türk halkları arasındaki dostluğun en iyi kanıtı, iki halkın doğal afetler karşısında el ele vererek yüreklerini birleştirmesinin mükemmel bir örneği olmuştu.
Bunun dışında, depremin ardından Çin hükümeti acil insani yardım mekanizmasını derhal harekete geçirerek, Türkiye'ye kentsel arama kurtarma ekipmanları, tıbbi ekipmanlar ve acilen ihtiyaç duyulan yardım malzemeleri dâhil olmak üzere değeri 5,5 milyon doların üzerinde acil yardım sağladı.
Çin ile Türkiye arasındaki coğrafi mesafeye ek olarak, iki halkın yemek alışkanlıkları ve inanç gibi açılardan farklılıklar bulunuyor. Ancak iki ülkenin geleneksel kültür ile örf ve âdetler gibi açılardan birçok benzerliğe sahip olduğunu tespit etmek de zor değil. Bu da iki halk arasında bağ kurulması için sağlam bir temel oluşturuyor.
Ayrıca, gelişmekte olan ekonomiler ve G20 üyeleri olarak Çin ve Türkiye, bölgesel ve uluslararası meselelerde söz sahibi ülkeler. İki ülke, uluslararası arenada iyi bir işbirliği yürütebilir. Bugünlerde tüm dünyanın odağındaki Filistin-İsrail sorununda, hem Çin hem de Türkiye, anlaşmazlığın barışçıl bir şekilde çözülmesini umuyor ve “iki devletli çözüm” yoluyla gerçekleştirilecek barışçıl çözüm yollarına destek veriyor.
Benzer şekilde, Batılı ülkelerin art niyetli karalamaları karşısında hem Çin hem de Türkiye, uluslararası toplumun doğru bilgiye erişebilmesi ve gerçek durumu görebilmesi için Batı medyasının kuşatmasının nasıl kırılacağı ve “karalamalara karşı doğru haberciliğin nasıl yapılacağı” gibi önemli konularda benzer misyonlar üstleniyor.
Batı medyasının ablukasını kırmak ve Çin'e dair hikâyeleri en iyi şekilde anlatmak, Çinli basın mensuplarının görevi. Türk basın mensuplarıyla fikir alışverişini ve işbirliğini güçlendirerek Batılı ülkelerin karalama kampanyalarına karşı birlikte mücadele etmek, iki halkın gerçek Çin’i ve gerçek Türkiye’yi tanımasını ve anlamasını sağlayacak, iki halk arasındaki varlığı doğal afetler karşısında somut şekilde teyit edilen kuvvetli bağları daimi kılacaktır.”
www.ekonomigundemi.com.tr