Tıpta infertilite şeklinde adlandırılan kısırlık, küresel bir sağlık sorununa dönüşüyor. Dünya genelindeki yetişkin nüfusun %17,5’inin kısır olduğu saptanırken, bu oran Türkiye’deki yetişkinlerde %15 olarak kaydediliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Sevtap Hamdemir Kılıç, kısırlığa dair ayrıntıları paylaşırken bu hastalığı tetikleyen unsurları açıklıyor.
Doğurganlık, çocuk sahibi olmak isteyen dünya genelindeki birçok çift için endişe kaynağı olmaya devam ediyor. Dünya Sağlık Örgütü, yetişkin nüfusun yaklaşık %17,5’inin kısırlıkla mücadele ettiğine işaret ediyor. Bu oran yüksek gelirli ülkelerde %17,8, düşük ve orta gelirli ülkelerde ise %16,5 şeklinde kaydedilirken, Türkiye’de çocuk sahibi olacak yaş grubundakilerin ortalama %15’nin kısır olduğu biliniyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Sevtap Hamdemir Kılıç, tıpta infertilite olarak adlandırılan bu hastalıkla ilgili merak edilenleri açıklıyor.
İnfertilitenin 1 yıllık korunmasız ilişkiye rağmen gebelik durumunun oluşmaması şeklinde ifade edildiğini aktaran Prof. Dr. Sevtap Hamdemir Kılıç, “Dünya genelinde 6 çiftten 1’i çocuk sahibi olmakta zorlanırken, bunun nedenlerinin başında kısırlık geliyor. Bu tablo kısırlığın küresel çapta bir sağlık sorunu olduğunu gösteriyor ve kadın ya da erkeklerde farklı sebeplerden dolayı ortaya çıkıyor” dedi.
“Sigara, alkol ve düzensiz yaşam tarzı kısırlığı tetikliyor”
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Sevtap Hamdemir Kılıç, “Kısırlık, erkek üreme sisteminde meninin dışarı atılmasındaki problemlerden, spermin yokluğu ve spermin şekli ya da hareketindeki anormalliklerden kaynaklanıyor. Kadınlarda ise yumurtalıklar, rahim, fallop tüpleri ve endokrin sistemindeki çeşitli değişkenlerden dolayı ortaya çıkarken, iki farklı gruptan oluşuyor. Kısırlık daha önce hiç gebe kalınmaması ya da daha önce en az 1 kez gebe olunmasıyla ayrıştırılıyor. Her iki durumda da hastalık, önemli teşhis ve tedavi süreçlerini kapsıyor” diyerek sözlerine şunları ekledi:
“Kısırlığın oluşmasını tetikleyen bazı nedenler bulunuyor. Örneğin, kadınlarda kısırlık riski, tedavi edilmeyen cinsel enfeksiyonlar, güvenli olmayan doğum ya da kürtaj, pelvik cerrahi komplikasyonlar, hormonal bozukluklardan dolayı artabiliyor. Erkeklerde ise üreme sisteminin tıkanması, genital sistemdeki yaralanmalar veya enfeksiyonlar kısırlık olasılığını yükseltebiliyor. Öte yandan her iki cinsiyette de sigara ve alkol kullanımı, düzensiz yaşam tarzı kısırlığın oluşmasını tetikleyebiliyor.”
“Tedavi yöntemleri hastalara göre değişkenlik gösterebiliyor”
Gelişen teknoloji ile anne, baba olma hayali kuran bireylere çeşitli tedaviler uygulanabileceğini vurgulayan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Sevtap Hamdemir Kılıç, tüp bebek tedavisine ilişkin şunları paylaştı: “Tüp bebek tedavisine başlamak için adet döneminin ikinci ya da üçüncü gününü beklemek gerekiyor. Tedavi süreci altı aşamaya ayrılıyor. İlk üç aşama hormon tedavisi ile yumurtaların uyarılması, yumurta toplama, baba adayından sperm alınmasından oluşuyor. Bunları dölleme, embriyo transferi ve gebelik testi süreci takip ediyor. Ancak elbette her tedavide olduğu gibi kısırlıkta da uygulanacak yöntemler hastaya göre değişkenlik gösteriyor” ifadelerini kullandı.
www.ekonomigundemi.com.tr