İstanbul, 1 Mart (Hibya) – Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, limonda üretici / market fiyatları arasındaki farkın yüzde 634,4 düzeyine ulaştığına dikkat çekti.
Bayraktar, Şubat ayı üretici ile market arasındaki fiyat değişimlerini, bu değişimlerin nedenlerini, narenciye üreticilerinin sorunlarını, aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişimleri, mazot fiyatındaki artışlar ve yüksek vergi oranları ile aynı marka gübrelerin bayilerdeki fiyat değişimlerini yaptığı açıklamasıyla değerlendirdi.
Şubat ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 634,4 ile limonda görüldüğünü belirten Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ''Limondaki fiyat farkını yüzde 572,2 ile portakal, yüzde 340,1 ile kuru incir, yüzde 259,3 ile kabak takip etti. Limon 7,3 kat, portakal 6,7 kat, kuru incir 4,4 kat, kabak 3,6 kat fazlaya satıldı. Üreticide 2 TL 50 kuruş olan limon 18 TL 36 kuruşa, 3 TL 50 kuruş olan portakal 23 TL 53 kuruşa, 115 TL olan kuru incir 506 TL 20 kuruşa, 13 TL 33 kuruş olan kabak 47 TL 90 kuruşa markette satıldı.” ifadelerine yer verdi.
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Şubat ayındaki market fiyatları hakkında değerlenidrmede bulunarak şunları kaydetti:
''Şubat ayında markette 40 ürünün 29’unda fiyat artışı, 11’inde fiyat azalışı görüldü. Şubat ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 61,1 ile kuru incir oldu. Kuru incirdeki fiyat artışını yüzde 42,2 ile kuru kayısı, yüzde 31,8 ile fındık içi, yüzde 29 ile kuzu eti, yüzde 20,7 ile kuru üzüm takip etti. Markette fiyatı en çok azalan ürün ise yüzde 32,5 ile beyaz lahana oldu. Beyaz lahanadaki fiyat düşüşünü yüzde 16,6 ile kuru soğan, yüzde 11,3 ile salatalık, yüzde 9,7 ile patates izledi.”
Şubat ayında üreticide 32 ürününün 17’sinde fiyat artışı olurken, 8’inde fiyat düşüşü görüldüğünü kaydeden Şemsi Bayraktar, ''7 üründe ise fiyat değişimi olmadı. Üretici fiyatlarında kuru fasulye, nohut, kırmızı mercimek, yeşil mercimek, pirinç, kuru üzüm, kuru incirde fiyat değişimi yaşanmadı. Üreticide en fazla fiyat düşüşü yüzde 41,4 ile kabakta görüldü. Kabaktaki fiyat düşüşünü yüzde 34,7 ile limon, yüzde 18,4 ile yumurta, yüzde 18,1 ile havuç, yüzde 17,2 ile salatalık izledi. Üreticide en fazla fiyat artışı yüzde 67,3 ile kuru soğanda görüldü. Kuru soğandaki fiyat artışını yüzde 39,5 ile sivri biber, yüzde 29,7 ile kuzu eti, yüzde 21,9 ile yeşil soğan, yüzde 20,6 ile patlıcan takip etti.” şeklinde değerlendirdi.
Bayraktar, üretici fiyat değişimlerinin nedenlerini şöyle anlattı:
“Kuru soğanda İç Anadolu Bölgesinde sezonun sona ermesi nedeniyle fiyatlarda artış yaşandı. Kuzu etindeki fiyat artışı arz ve talep değişiminden kaynaklandı. Sivri biber, yeşil soğan, patlıcan, ıspanak ve marulda dönemsel arzda yaşanan azalma fiyatların yükselmesine neden oldu. Kabak ve salatalıkta havaların sıcak gitmesi nedeniyle arzda yaşanan artış fiyatlarda düşüşe neden oldu. Havuçta talep azalmasıyla üretici fiyatları geriledi. Yumurtadaki fiyat düşüşünün sebebi arz ve talepteki değişimden kaynaklandı.”
Bayraktar, sorunların bitmek bilmediği narenciyede sezonun sonuna gelindiğini ifade ederek, sezon boyunca beklediği fiyat artışını bulamayan üreticilerin, ürünün devlet tarafından almayı beklediğini belirtti ve ekledi:
''Ürün fiyatının işçilik ücretini dahi karşılamadığı bahçelerde, ürününü dalında bırakan üreticilerimiz oldu. Bir üretim sezonu emek verdiği ürünlerden yeterli gelir elde edemeyen üreticilerimizin kredi borçları faizsiz ertelenmelidir. Narenciye üreticilerimize kullandırılacak faizsiz kredilerde limitler artırılmalı, kredi masrafları alınmamalıdır.''
Bayraktar açıklamasını şöyle sürdürdü:
''Bilindiği üzere narenciye bahçelerinin çoğunluğu sahile yakın değerli arazilerde bulunuyor. Arka arkaya ürettiği ürününden zarar eden bazı üreticilerimiz, arazilerini satmak istiyor. Bu durum ülkemizin en değerli arazilerinin imara açılma tehlikesini beraberinde getiriyor.
“Üreticilerimize sahip çıkmazsak narenciye bahçeleri yazlık evlere dönüşebilir. Üretmekten vazgeçen üreticilerimizi tekrar tarıma döndürmek çok zordur. Ülkemizin uzun vadede gıdada bağımsızlığının korunması için bir karış toprağın dahi kaybedilmemesi gerektiği unutulmamalıdır. Bu nedenle üreticilerimiz ürettiğine pişman olmamalıdır.
“Üreticilerimiz geçimini sağlayacak geliri ürününden kazanabilmelidir. Üreticilerimizin kazanmadığı narenciyede üretici market arası fiyat farkı yüzde 634,4’ü buluyor. Üreticiye pazar garantisi verilmeli, arz fazlası sorunu yaşanan yıllarda devlet adına alımlar yapılarak, marketlere tavan fiyat sözü alınarak satılmalıdır. Bu şekilde üreticilerimizin ürünü elinde kalmayacak ve tüketici markette ürünü daha uygun fiyata satın alabilecektir.”
Şubat ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarında yaşanan değişimler hakkında açıklamada bulunan Bayraktar, “Ziraat Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre; Şubat ayında, Ocak ayına göre, üre gübresi yüzde 7,6, amonyum sülfat gübresi yüzde 3,1, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 2, amonyum nitrat gübresi yüzde 0,7, DAP gübresi yüzde 0,3 oranında arttı. Geçen yılın Şubat ayına göre son bir yılda üre gübresi yüzde 40,6, DAP gübresi yüzde 28 buçuk, amonyum sülfat gübresi yüzde 28,4, amonyum nitrat gübresi yüzde 27,8, 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 23,6 oranında arttı. Şubat ayında Ocak ayına göre süt yemi yüzde 2,4, besi yemi yüzde 2, son bir yılda süt yemi yüzde 42,8, besi yemi ise yüzde 42,6 oranında arttı. Elektrik fiyatları son bir yılda yüzde 2,11 oranında arttı. İlaç fiyatları aylık yüzde 3,9, yıllık yüzde 38 oranında arttı.” ifadelerine yer verdi.
Bayraktar, girdi fiyatlarının, gıdada tüketici fiyatlarının oluşmasında en önemli etken olduğunun altını çizerek, ''Tarımda kullanılan girdilerin ise olmazsa olmazı mazottur. Toprağın hazırlanmasından ekimine, ekiminden hasadına kadar tüm tarımsal işlemlerde mazot kullanılıyor. Şubat ayında girdilerde yıllık değişimde en fazla fiyat artışı mazotta görüldü. Mazot fiyatı son bir yılda yüzde 103,7 oranında arttı. Çiftçilerimiz bu aylarda yazlık ekilişleri için toprak hazırlığına başlıyor, kışlık ekilişlerde gübreleme ve diğer kültürel işlemlere devam ediyor. Son 15 günde mazotta fiyat 2 kez değişti. 13 Şubat 2024 tarihinde mazotun litre fiyatına gelen 2 lira 56 kuruşluk zamla birlikte mazotun litresi 45 lira 6 kuruşa kadar yükseldi. Şubat ayının sonuna doğru yapılan indirim neticesinde mazotun litresi 42 lira 77 kuruş oldu. Çiftçi önünü göremiyor, değişen fiyatlara uyum sağlayamıyor.” diye konuştu.
3 Ocak 2024 tarihinde mazottan alınan Özel Tüketim Vergisi’ne zam gelerek 7 TL 5 kuruştan 8 TL 86 kuruşa yükseldiğini hatırlatan Bayraktar, ''Öte yandan mazotta yüzde 20 oranında Katma Değer Vergisi alınıyor. Sonuç itibarıyla 42 TL 77 kuruş olan mazotun yaklaşık yüzde 38’i vergilerden oluşuyor. Mazot fiyatının bu denli arttığı bir ortamda tarımsal üretimin sekteye uğramaması için mazottan alınan vergiler kaldırılmalıdır. Bu sayede girdi maliyeti düşen üreticilerimiz düşük maliyetle üretime daha rahat devam edebilecektir.” dedi.
Bayraktar, tarımda kullanılan bir diğer önemli girdinin ise gübre olduğunu söyleyerek şöyle devam etti:
''2021 yılının ekim ayından itibaren yükselmeye başlayan gübre fiyatları, 2023 yılının ağustos ayında zirveyi gördü ve fiyatlar bu seviyelerde devam ediyor. Son yıllarda artan gübre fiyatları üreticileri ucuz gübre arayışına sevk ediyor. Gübre fiyatları bayiden bayiye değişkenlik gösteriyor. Birliğimizce Ankara’da tarımsal faaliyetin yoğun olarak yapıldığı bir ilçede, aynı gübrenin farklı satış noktalarındaki fiyat değişimine dair çalışma yapıldı. Çalışmada, ülkemizde en çok kullanılan gübrelerden; 1 tonluk amonyum sülfat (yüzde 21) gübresinin fiyatı Bayi 1’de 10 bin 480 TL iken Bayi 2 ve Bayi 3’te 8 bin 750 TL, Bayi 4’te 8 bin 500 TL ve Bayi 5’te 8 bin 250 TL'dir. Amonyum sülfat gübresinin fiyatı farklı satış noktalarına göre yüzde 27 oranında değişiyor.
1 tonluk ÜRE gübresinin fiyatı Bayi 1’de 15 bin 480 TL, Bayi 2’de 14 bin 600 TL, Bayi 3’te 14 bin 900 TL, Bayi 4’te 14 bin TL ve Bayi 5’te 13 bin 900 TL'dir. ÜRE gübresinin fiyatı farklı satış noktalarına göre yüzde 11,4 oranında değişiyor. 1 tonluk DAP gübresinin fiyatı Bayi 1’de 19 bin 980 lira, Bayi 2’de 19 bin 600 lira, Bayi 3’te 18 bin 850 TL, Bayi 4’te 18 bin 500 lira, Bayi 5’te 19 bin TL'dir. DAP gübresinin fiyatı farklı satış noktalarına göre yüzde 8 oranında değişiyor. 1 tonluk amonyum nitrat (yüzde 26) gübresinin fiyatı Bayi 2’de 10 bin 250 TL, Bayi 3’te 9 bin 900 TL, Bayi 4 ve 5’te ise 9 bin 500 TL'dir. Amonyum nitrat gübresinin fiyatı farklı satış noktalarına göre yüzde 7,9 oranında değişiyor. Üreticilerimiz son yıllarda artan üretim maliyetleriyle gerçekleştirilen üretimde beklediği geliri elde edemediğinde üretmekten kaçınıyor, zaman zaman kullandığı gübreyi de azaltıyor. Durum böyle iken birbirinden farklı yüksek fiyatlardan çiftçilerimizi korumak gerekiyor.''
Bayraktar, gübre fiyatlarının üreticileri zorladığı bu günlerde, aynı gübrenin farklı satış noktalarındaki fiyat farkının yüzde 27’lere kadar çıkması kabul edilebilir olmadığını vurguladı ve yaşanan yüksek fiyat farkının önüne geçmek amacıyla gübrelerde tavan fiyat uygulanması gerektiğinin altını çizdi.
Bayraktar son olarak sözlerini şöyle sonlandırdı:
''Nakit ödemelerde üreticilerimiz gübresini daha uygun fiyata alabiliyor. Bu nedenle üst gübrelerin atıldığı ve yazlık ekilişlerin yaklaştığı şu günlerde üreticilerimizin mazot gübre desteği bir an önce ödenmelidir. Diğer taraftan yüksek gübre fiyatları piyasada sahte gübrelerin çoğalmasına neden oldu. Çiftçilerimiz çuvalların üzerinde bilindik firmaların amblemleri basılmış halde satılan sahte gübrelerden uzak durmalıdır. Yine yüksek gübre fiyatlarıyla bağlantılı olarak klasik gübrelere alternatif olarak birtakım ucuz gübreler de piyasada çoğaldı. Çiftçilerimiz, etkilerini bilmedikleri gübreleri almadan önce Ziraat Odalarımız veya İl/İlçe Tarım ve Orman Müdürlüklerinden teknik bilgi almalıdır.”
SANAYİ HABER AJANSI
www.ekonomigundemi.com.tr