Toplum Çalışmaları Enstitüsü Siyaset Direktörü Hüseyin Raşit Yılmaz’ın sorularını yanıtlayan URAD Başkanı Prof. Dr. Hilmi Demir, Türkiye’nin çeperlerinde yerleşen radikal akımların tehlikesine vurgu yaptı.
Demir, “Bugün çocuklar ve gençler yatak odalarında internet üzerinden radikalleşebiliyorlar. Literatüre ‘yatak odası radikalleşmesi’ olarak geçen bu kavramla, odasından hiç çıkmayan çocuklar birer teröriste dönüşebiliyor” ifadelerini kullandı.
Bünyesinde barındırdığı akademisyenlerle siyaset, dış politika, ekonomi, şehircilik, hukuk ve adalet ile dijital dönüşüm ve girişimcilik direktörlükleri yürüten bağımsız düşünce kuruluşu Toplum Çalışmaları Enstitüsü, Türkiye'de artan radikalleşme riskine dikkat çekti. Enstitünün Siyaset Direktörü Hüseyin Raşit Yılmaz’ın sorularını yanıtlayan Uluslararası Radikalizm Gözlemevi (URAD) Başkanı Prof. Dr. Hilmi Demir, Türkiye’nin çeperlerinde yerleşen radikal akımların tehlikesine vurgu yaptı.
“Paralel eğitim sistemi yaratıyorlar”
Prof. Dr. Hilmi Demir, sosyal medyada yaygınlaşan radikal içeriklerin toplumda karşılık bulduğunu belirterek, özellikle Selefi düşüncenin Türkiye’de yerleşik hale geldiğini ifade etti. “Allah’ın hükümleriyle hükmetmeyenler tağuttur” diyen bir gencin videosunun milyonlarca kez paylaşıldığını dile getiren Demir, bu kavramın Türkiye’de geçmişte neredeyse hiç kullanılmadığını ifade ederek şunları kaydetti:
“Biz 1960'larda, 70'lerde ‘tağut’ kelimesini duyduk mu? Hayır. Bugün bu kavram, 2024 Türkiye’sinde gündemin ortasında yer alıyor. Çoktan geride bıraktığımız tartışmalar tekrar alevlenmeye başladı. Bu gruplar, devletin okullarına ‘tağut’ diyor ve kendi paralel eğitim sistemlerini oluşturuyorlar”
Selefi düşüncenin artık dışarıdan ithal edilmediğini, yerel bir kimlik kazandığını vurgulayan Demir, “Önceden Selefi düşüncesi Arap dünyasından Türkiye'ye taşınan bir fikirken, bugün bu düşüncenin yerel nesilleri oluştu. Türkiye'de doğup büyüyen ve Selefi vaiz olan gençler var” ifadelerini kullandı.
“Yatak odası radikalleşmesi” yayılıyor
Radikalleşmenin artık örgütler yoluyla değil, bireysel olarak dijital mecralarda da gerçekleştiğine dikkat çeken Prof. Dr. Hilmi Demir, “Eskiden bir kişinin radikalleşmesi için örgütlere katılması ve endoktrinasyondan geçmesi gerekirdi. Bugün ise çocuklar yatak odalarında internet üzerinden radikalleşiyorlar. Literatüre geçen adı da bu zaten; ‘yatak odası radikalleşmesi.’ Odasından hiç çıkmayan çocuklar birer teröriste dönüşebiliyorlar” şeklinde konuştu.
Radikalleşmeyle mücadeleye “ret”
Toplum Çalışmaları Enstitüsü’nün YouTube kanalından yayınlanan söz konusu söyleşide, Türkiye’de radikalleşmeyle mücadelede devlet kurumlarının ve üniversitelerin eksiklikleri de gündeme getirildi. Prof. Dr. Hilmi Demir, terörle mücadele konusunda ciddi açıkların bulunduğunu belirterek “YPG kontrolündeki kamplardan Türkiye'ye getirilen dini motivasyonlu radikalleşmiş gençlerle kim ilgilenecek? Terör psikologlarımız yok. Bu çocuklarla kim çalışacak? Üniversiteler ve YÖK bu konuda yıllardır hiçbir adım atmıyor” diye konuştu.
www.ekonomigundemi.com.tr