Günümüzde kadınlara resmi olarak erkeklikle ilişkilendirilen eğitim ve meslek yollarına erişim hakkı tanınsa da, müzikte cinsiyet ayrımı hâlâ yaygın olarak devam ediyor. Akademik araştırmalar müzik dünyasında geçmişten bugüne süregelen cinsiyetlendirme pratiklerinin günümüzde düşük oranlarda da olsa azalmaya başladığını gösteriyor. Son yıllarda popülerlik kazanan dijital platformlardaki dizi ve filmlerdeki müziklerin bestecilerinde kadınlar daha fazla görünür olmaya başlıyor.
Cinsiyet ayrımının mesleklerle doğrudan ilişkilendirildiği geçmiş yıllara göre kadınların temsilinin birçok meslekte arttığı gözlemleniyor. Ancak kadın besteciler müzik dünyasında hâlâ yeteri kadar temsil edilmiyor.
Kaliforniya Üniversitesi Annenberg Kapsayıcılık İnisiyatifi’nin yayımladığı rapora göre, 2022 yılında, Billboard Hot 100 yıl sonu listesinde yer alan 160 sanatçının sadece %30'u kadınlardan oluşurken, erkekler %69,4'ünü temsil ediyor ve ikili cinsiyet tanımına giren sanatçılar ise %1'den daha az bir oranı oluşturuyor. Şarkı yazarları açısından bakıldığında ise hem 2022 hem de 2021 yılında Billboard Hot 100 listesinde yer alan şarkıların yalnızca %14’e yakınının yazarları kadınlardan oluşuyor.
Kadınların iş dünyasındaki varlığını güçlendirmek için eşitlik, çeşitlilik ve kapsayıcılığa dair çalışmalar yürüten İn-an Hareketi, Harvard Business Review’in sosyal medya kanalında yaptığı “Sesi Açıyoruz” program serisinin ikinci sezonunun yeni bölümünde müzik endüstrisinde kadınların yerine odaklandı. Sunuculuğunu Twiser CGO’su (Chief Growth Officer) ve İn-an Hareketi’nin Kurucusu Bahar Taşkın Öztürk’ün üstlendiği programın bu bölümünde, Berklee College of Music’in ‘Film Müziği’ departmanının bölüm başkan yardımcılığını yürüten ve film, dizi, video oyunları ve müzikaller gibi projelerde besteci olarak üretim yapan Esin Özlem Aydıngöz konuk edildi.
“Çevremde yüzlerce kadın besteci var”
Esin Özlem Aydıngöz, geçmiş yıllarda film ve dizi müziklerinde akla ilk olarak erkek bestecilerin geldiğini ve tekliflerin genellikle onlara yönlendirildiğini ifade ederken, son yıllarda kadın bestecilerin müzik dünyasında daha görünür hale geldiğine değindi. Bununla birlikte, dijital platformlardaki film ve dizi müziklerine bakıldığında, kadın bestecilerin oranının hâla düşük olduğunu, genellikle %4-5 civarında kaldığını belirtiyor. Bu durum, cinsiyet eşitsizliğinin müziğin bu alanında hâlâ varlığını sürdürdüğünü gösteriyor.
Kadınların müzik dünyasında yükselişine katkıda bulunmanın önemine de dikkat çeken Esin Özlem Aydıngöz, kadınların birbirlerini desteklediği noktada hep birlikte yükselişe geçileceğine inandığını belirtti. “Çevremde yüzlerce kadın besteci var” diye ekleyerek bu konuda umutsuz olmamanın ve birlikte çalışmanın, müzikte cinsiyet ayrımının giderek azaltılmasına katkıda bulunacağını söyledi.
“Psikolojik olarak bazen kendi kendimizi engelleyebiliyoruz”
Tarihsel olarak kadınların başarılarının engellendiği ve üretimlerine önyargılarla bakıldığı bir dünyada, kadınlar kendilerini aynı zamanda psikolojik bir mücadele içinde de bulabiliyorlar.
Twiser CGO’su (Chief Growth Officer) ve İn-an Hareketi’nin Kurucusu Bahar Taşkın Öztürk, önemli başarılar elde eden kadınlar olarak bazen öğretilenlerin yanılgısına kapılıp “Kendi kendimizi engelleyebiliyoruz” dedi. Kadınlar başarılar elde ettiklerinde bunu gerçekten hak edip etmediklerini sorgulayabilecek bir noktaya gelebilirler. Bunun için de içlerindeki iyi sese kulak vermelerinin daha faydalı olacağını belirtti.
SANAYİ HABER AJANSI
EKONOMİ GÜNDEMİ