Diyarbakır, 11 Kasım (Hibya) – Aile ve ilişki danışmanı ve yazar Dila Selengil, insanların cinselliğe bakış açılarının değişmeye başladığını ve bilgi edinmeye yönelik heveslerinin arttığını söyledi.
Aile ve ilişki danışmanı ve yazar Dila Selengil, muhabirine cinsel sağlığa ilişkin yaptığı açıklamada son yıllarda yazılan yazılar, kitaplar ve yayınlanan videoların cinsellikle ilgili danışmalık alma fikrine insanların daha sıcak bakmasını sağladığını söyledi.
İnsanların cinselliğe bakış açılarının değişmeye ve bilgi edinmeye dair heveslerinin arttığını belirten Selengil, cinsel danışmanlık almaya kadınların daha hevesli olduğunu ifade etti.
Selengil, ataerkil toplumlarda erkeğin cinsellik konusunda her daim bilgili, tecrübeli, istekli olduğuna dair bir inanışın bulunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
“Eğer cinsel problem yaşanıyorsa bu kadının beceriksizliği ya da isteksizliğinden kaynaklandığı düşünülüyor. Fakat yapılan araştırmalarda ve yaptığımız görüşmelerde erkeğinde cinsellik konusunda oldukça yetersiz bilgiye sahip olduğunu ve neredeyse kadınlar kadar tabuları olduğunu görüyoruz. Yaşanan cinsel problemden kadının sorumlu tutulması ve erkekte bir sorun görülmemesi kadının cinsel danışmanlık almak için ilk adımı atmasına neden oluyor.”
Cinsel isteksizlik, ağrılı cinsel ilişki, vajinusmus, erken boşalma, geç boşalma, ereksiyon problemi gibi konuların en çok danışılan sorunlar olduğunu dile getiren Selengil, çiftlerin cinsel problemlerinin çoğunun altında aslında ilişki ve iletişim problemlerinin yattığına dikkati çekti.
Selengil, çoğu insanın cinselliğin günah ve ayıp olduğu yönünde katı mesajlarla büyütüldüğünü belirterek, şunları ifade etti:
“Vajinismuslu kadınlarla yaptığım çalışmaların bir kısmında dinsel şartlanmanın olduğunu gördüm. Bu danışanların büyüdüğü ailelerde ebeveynler, çocuklarının normalden daha çok dini kurallara uymalarını isterler. Cinsellikle ilgilenmemeyi yüceltirler. Bu tür aile yapısında cinsellik konusu bir sıkıntı kaynağıdır. Vajinismus aslında, cinsel danışmanlıkla çok kısa sürede iyi olabilen bir cinsel sorundur ve fiziksel bir sorun yoksa tamamen ortadan kalkabilir.”
Selengil, erkeğin bir kadın kadar olmasa da cinsellik için ruhsal, fiziksel ve duygusal olarak hazır olmaya ihtiyaç duyduğunu söyledi.
Cinselliğin aynı zamanda biyolojik, psikolojik, sosyal, ekonomik, politik, kültürel, etik, yasal, tarihsel, dinsel ve ruhsal özelliklerin tamamını içerdiğine değinen Selengil, “Günlük hayatta yaşadığımız her can sıkıcı durum, stres hormonlarının salgılanmasına ve cinsel isteğin azalmasına neden olabilir. Cinsel istek olmadığında da cinsel fonksiyonları çalıştıran bazı maddelerin salınımı azalır.” diye konuştu.
Selengil, yapılan araştırmaların ki her 3 kadın ve erkekten birinin en az bir tane cinsel problem yaşadığını gösterdiğini vurgulayarak, şunları dile getirdi:
“Türkiye’de her 10 erkekten 7’si sertleşme sorunu yaşıyor ancak her 10 erkekten maalesef sadece 1’i doktora başvuruyor. Bu durum erken boşalma veya cinsel isteksizlik yaşayan erkekler için de geçerli. Cinsel fonksiyon sorunu yaşayan erkeklerin yüzde 83’ü bu konuda tedavi görmediğini belirtiyor.”
SANAYİ HABER AJANSI
www.ekonomigundemi.com.tr