Sağlık Bakanlığı, 3-9 Eylül Halk Sağlığı Haftası kapsamında “sağlıklı beslenme” konusunda bilgi verdi.
Bakanlıktan yapılana açıklamada, kişilerin sağlıklı yaşam biçimini benimsemesinin, hastalıkların önlenmesine sunacağı katkı sebebiyle toplum sağlığı açısından büyük önem taşıyor. Sağlıklı yaşam biçiminin; sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel aktivite yapma, yeterli sürede ve düzenli uyuma alışkanlıklarının kazanılmasıyla ve alkol, tütün ve tütün ürünleri kullanımından uzak durulmasıyla benimsenebileceği belirtildi.
Beslenmenin; sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için vücudun gereksinimi olan besin ögelerini yeterli miktarlarda ve uygun zamanlarda almak için bilinçli yapılması gereken bir davranış olduğunun vurgulandığı açıklamada, şöyle denildi:
“İnsanın sağlıklı büyümesi ve gelişmesi, sağlıklı ve üretken olarak yaşaması için vücudunun ihtiyacı olan besin ögelerini günlük yeterli miktarda alması gerekmektedir. Gereğinden az veya gereğinden çok besin tüketilirse sağlık için zararlı olur, bu duruma dengesiz beslenme denir. Sağlık için yaşamın her döneminde yeterli ve dengeli beslenme temel unsurdur. Yeterli ve dengeli beslenme için beş temel besin grubuna günlük beslenmede yer verilmelidir.”
Bakanlık sağlıklı beslenme konusunda şu notları aktardı:
“Öğünlerin düzenli aralıklarla yenilmesi önerilir.
“Gün içinde yeterli miktarda su içilmesi, kış aylarında da su içmenin ihmal edilmemesi önemlidir.
“Şeker ve tuz tüketimi azaltılmalıdır. Yemekleri lezzetlendirmek için tuz yerine çeşitli baharatlar, dereotu, maydanoz, soğan, sarımsak, limon, sirke gibi besinler kullanılabilir.
“Yemekleri ızgara, haşlama, fırında, buğulama gibi sağlıklı yöntemlerle pişirmeye özen gösterilmelidir.
“Yetişkin bir kişinin günlük 2 porsiyon; çocukların, ergenlik dönemindeki gençlerin, gebe ve emziren kadınların, menopoz sonrası kadınların günlük 3-4 porsiyon süt ürünü tüketmesi önerilir. Bir orta boy su bardağı (200 cc) süt veya yoğurt ile iki kibrit kutusu büyüklüğünde peynir bir porsiyondur.
“Yumurtanın protein kalitesi yüksek olduğu için özellikle bebek ve çocuklar tarafından her gün bir adet tüketilmesi yararlıdır.
“Kuru baklagillerin haftada 2-3 kez tüketilmesi önerilir. Kuru baklagiller; içeriğindeki protein kalitesini artırmak için tahıllarla birlikte tüketilmeli, bileşimindeki minerallerin yararlılığı açısından ise C vitamininden zengin besinlerle birlikte tüketilmelidir.
“Tüm sebze ve meyvelerin besin değeri içeriği açısından mevsiminde ve günde 5 porsiyon olarak tüketilmesi önerilir. 1 porsiyon meyve = 1orta boy elma veya 1 orta boy portakal veya 1 büyük boy mandalina / 1 porsiyon sebze = 4-5 yemek kaşığı sebze yemeği veya 1 kâse salata.
“Tam tahıl ürünleri günde 6 porsiyon (6 dilim ekmek veya 3 dilim ekmek + 1 kepçe unlu çorba + 4 yemek kaşığı pilav gibi) tüketilebilir. Ağır işte çalışan ve enerji gereksinimi fazla olan kişiler bu gruptan daha fazla tüketebilir.
“Günümüzde hekime görünmeden, kendinde eksik olduğunu düşünerek veya yüksek dozda kullanırsa hastalıklardan daha iyi korunacağını zannederek vitamin alan pek çok insan vardır. Halbuki bazı vitaminlerin vücuda ihtiyacından fazla yüklenmesi tehlikeli sonuçlar doğurabilir. Buna hipervitaminoz veya vitamin zehirlenmesi adı verilir. Bu nedenle hekime danışmadan ezbere vitamin kullanılmamalıdır.
“Mineral eksiklikleri hekim tarafından çeşitli testler istenerek tespit edilir. Bunun haricinde saçım dökülüyor, üşüyorum, kemiklerim ağrıyor gibi şikâyetlerle ezbere mineral hapları kullanmak çok zararlıdır. Çünkü mineral eksikliği gibi mineral fazlalığı da sağlığı bozabilir.
“Özellikle karbonhidrat içerdiği için bazı besinlerden uzak durmak, o besinlerle alınan lif, protein, yağ, çeşitli vitamin ve minerallerin alımını da sınırladığı için sağlığın bozulmasına sebep olabilir. Karbonhidrat içeren gıdalar, zayıflama amacıyla diyet yaparken günlük beslenmeden bilinçsizce çıkarılmamalıdır.
“Yağlar, insanlar için temel besin maddelerinden biridir. Ancak unutulmamalıdır ki yağ, enerjisi yüksek bir besindir. Eğer enerji alımı, harcanandan fazla olursa vücutta yağ oranı artar. Vücut yağı; deri altı, iç organların çevresi, kasların içi gibi vücudun çeşitli yerlerinde depolanabilir. Vücut yağ oranının belli bir seviyenin üzerine çıkması kişide obezite, kalp-damar hastalıkları ve tip 2 diyabet gibi problemlerin meydana gelmesine sebep olabilir. Çoğunlukla endüstriyel olarak üretilen kızarmış yiyeceklerde, unlu mamullerde, cips ve kraker gibi işlenmiş gıdalarda bulunan trans yağlar sağlıksız kabul edilir ve tüketilmemesi önerilir.
“Beslenme konusunda hekimden ve diyetisyenden bilgi ve destek alınması önemlidir.
“Sağlıksız beslenme alışkanlıkları sağlıklı beslenme davranışlarına çevrilmeli ve kazanılan yeni sağlıklı beslenme davranışının sürdürülebilir olması sağlanmalıdır.”
www.ekonomigundemi.com.tr