7. yüzyılda Tang Hanedanı’nın(618-907) ünlü rahibi Xuanzang, uçsuz bucaksız çölleri geçtikten sonra Tianshan Dağları’nın(Tanrı Dağları) güneyindeki yeşil bir vahada kurulu zengin bir kente geldi. Bu kent, “Büyük Tang’ın Batı Bölgeleri’ne İlişkin Kayıtları”nda şöyle tasvir ediliyor:
7. yüzyılda Tang Hanedanı’nın (618-907) ünlü rahibi Xuanzang, uçsuz bucaksız çölleri geçtikten sonra Tianshan Dağları’nın (Tanrı Dağları) güneyindeki yeşil bir vahada kurulu zengin bir kente geldi. Bu kent, “Büyük Tang’ın Batı Bölgeleri’ne İlişkin Kayıtları”nda şöyle tasvir ediliyor: “Doğu-batı genişliği bin li, güney-kuzey uzunluğu 600 li’yi geçmiştir.” “Üflemeli ve vurmalı müziği ile müzikli dans sanatı, diğer krallıkları geride bırakmıştır.” Bu 2 basit satır, Batı Bölgeleri’nde yer alan fevkalade gizemli sanatların başkenti Qiuci’yi canlı şekilde insanların gözleri önünde sergiliyor.
Zamanla Qiuci, tarihe geçti ve yerini Kuçar aldı. Ancak Kuçar da, tıpkı İpek Yolu’ndaki ünlü kentlerden Qiuci gibi cazibesini sürdürüyor.
Tekerlek büyüklüğündeki nang
Her sabah, tandırdan yeni çıkarılan nangların kokusu, tarihin kent Kuçar’ın günlük hayatını başlatıyor. “3 günde et yememek olur, ancak nangsız gün olmaz.” Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi genelindeki nanglar çeşitli biçimlerde, ancak sadece Kuçar’daki nang tekerlek gibi büyük ve bir tarafından bakıldığında diğer yanı görülecek kadar ince olur.
Hamur açılırken ne kadar su koyulacağı ve mayalama süresi, bir nang’ın büyüklüğünü belirler. Kuçar’daki nangın inceliği, tandırdaki ateş ve ustanın zamanlama becerisine bağlıdır. Bu beceri, nesilden nesile aktarılıyor.
Doğu ile batının kesiştiği noktada yer alan Kuçar
Tianshan Dağları’nın güney ile kuzey kesimlerini bağlayan Dushanzi-Kuçar karayolunun bir ucunda yer alan Kuçar, benzersiz manzaralarıyla turistleri adeta büyülüyor. Bu tarihi şehir İpek Yolu’nda önemli bir konuma sahipti.
Tarım Vadisi’nin kuzey kenarında bulunan Kuçar, kuzey tarafındaki Tanrı Dağları’ndan doğan birçok nehir sayesinde değerli su kaynaklarına sahiptir. Tarihi İpek Yolu’nda Kuçar, yeşil vaha medeniyetiyle ün kazanmıştı. Bir zamanlar Batı Bölgeleri’ndeki büyük şehirlerden biri olan Kuçar, 2 yıldan fazla bir süredir devamlı olarak gelişti ve gelişmeye devam ediyor. Yapılan kazılarda Qiuci tarihi kent kalıntıları ile Ming (1368-1644) ve Qing (1616-1912) Hanedanları’na ait eski kent alanından oluşan, 7,5 kilometrekarelik Kuçar tarihi kenti ortaya çıktı. Burada yeşil vaha kenti olan Qiuci son derece iyi korunmuş durumda.
Bir bakır para ve üzerindeki 2 dil
Qiuci dönemine ait bir bakır paranın üzerinde Çince ile “Wu Zhu” ve arkasında ise Qiuci dili yazılıyor. Bu madeni para, Qiuci’deki paraların Han Hanedanı’nın para sisteminden etkilendiğini gösteriyor. Ayrıca, paranın biçimi de 2 bin yıl önce Han Hanedanı döneminde merkezi hükümetin, Qiuci bölgesi yönetimi üzerindeki etkisini gösteriyor.
Qiuci topraklarında zengin bakır yatakları vardı. Burada bakır ocağı açma ve metarlüji tekniği uzun bir geçmişe dayanıyor. “Han Kitabı”nın Batı Bölgeleri cildinde bu konuyla ilgili kesin bir kayıt vardır. Han Hanedanı’ndan general Zhang Qian’ın imparator tarafından Batı Bölgeleri’ne gönderilmesiyle, Merkezi Ova’dan metarlüji tekniği Batı Bölgeleri’ne tanıtıldı. Qiuci ise kendi kaynak avantajından yararlanarak, metarlüji tekniği alanında oldukça iyi bir seviyeye geldi.
Yeraltında diğer bir diyar
Kuçar yeni kent merkezindeki işlek caddelerin altında 1600 yıldan uzun bir tarihe uzanan bir yerleşim saklı. 2007 yılında Kuçar’da yeraltı ticaret sokağı inşa edilirken, Wei-Jin (220-589) dönemine ait tuğlalı bir mezar keşfedildi. Mezarın biçimi ve içindeki oyma desenleri, aynı dönemde Merkezi Ova’daki mezarlardan hiç farklı değil.
Tamamen Merkezi Ova’ya ait mimari örnekler, merkezi hükümet ile Batı Bölgeleri arasındaki temasların, değişim ve entegrasyonun hiç kesilmediğini vurguluyor. Xinjiang’ın ilçe düzeyindeki tüm idari bölgeleri arasında Kuçar, en çok taşınmaz tarihi esere sahip olan bölgesidir.
Merkezi Ova tarzındaki giysi ve aksesuarlarla Qiuci stili
Kuçar’ın banliyösünde bulunan, 5. yüzılda açılan Kumtura Taş Mağaraları’nda Hint Gandhara ve Merkezi Ova’dan sanatları birleştiren duvar resimleri, yaratıcılık bir Qiuci stilini gösteriyor. Bazı duvar resimlerinde aynı anda Çince ve Uygurca kullanılıyor, renklendirme yöntemi ise tamamen Merkezi Ova’nın sanat özelliğini taşıyor.
Bir duvar resminde Budalar Merkezi Ova’daki zengin ailelerden kadınların dış görünüşünde: topuz saçlı, omuzunda hafif iplik ve başında ise mücevherli taç…
Bin yıl önce Qiuci’deki asil kadınların Merkezi Ova’daki giysi, aksesuar ve makyaj modasını takip etmeleri, taş mağaralardaki duvar resimlerinde açıkca görülebilmektedir.
SANAYİ HABER AJANSI
www.ekonomigundemi.com.tr