Ekonomik koşulların daha iyiye gelmesi için mücadele ettiğimiz günümüzde sadece konut satış fiyatları değil kira ücretleri de astronomik boyutlara gelmiştir. Özellikle büyük kentlerde merkezi bölgelerde en düşük ortalama kira ücreti yirmi-yirmi beş bin TL civarında seyretmektedir ve kiralık ev bulunması da epeyce zorlaşmıştır. Öncelikle belirtmemiz gerekir ki konut açığının en büyük sebeplerden biri, 2023 yılı 6 şubatta yaşadığımız,11 ilimizi etkisi altına alan deprem felaketidir. On binlerce bina yerle bir olduğu için depremzede vatandaşlarımız başka merkezlere akrabalarının yanına göç etmek zorunda kalmıştır. Yabancılara 400,000 dolarlık gayrimenkul almaları durumunda vatandaşlık verilmesi, yurdumuza gelen göçmen ve sığınmacı sayısının artması gibi nedenler konut fiyatlarının ve kira ücretlerinin yükselmesine sebep olmuştur. Bütün bu faktörlere ilaveten fiyatların artmasında en önemli faktör seyreden yüksek enflasyon nedeniyle inşaat malzemelerinde meydana gelen fiyat artışlarıdır. Bir başka konu da kentsel dönüşümün hız kazanmasıdır. Kısa süreliği için de olsa kiralık ev bulmayı zorlaştırdığı gibi kira ücretlerinin artmasının bir sebebi de kentsel dönüşüm olmuştur.
Konut ve kira ücretlerinin artışının bir diğer sebebi de yaklaşık iki yıla yakın bir süreden bu yana devam eden ve ne zaman biteceği belli olmayan Rusya-Ukrayna savaşı olabilir. Savaştan uzaklaşmak isteyen özellikle Ruslar Antalya’ya akın etmiş konut rakamları adeta uçmasına sebep olmuştur. Hatta Antalya’da Rus tabelalar da yerini almış, şehrin adeta yerlisi gibi yaşamaya başlamışlardır. Yerli ve milli paramızın değerinin oldukça düşük olması, yabancıların ülkemizde çok rahat bir şekilde harcama yapmasına ve rahat bir tatil yapmalarına olanak sağlamaktadır. Bizim emekliler de onları sadece seyretmekle yetinmektedir.
Paranın bol olduğu veya TL’nin değerli olduğu 2010-2015 yılları arasında ülkemizde inşaat yatırımları gereğinden fazla yapılmasına rağmen konut açığımız devam ediyor. İnşaata yatırım yapılması ekonomik büyümeye geçici olarak katkı sağlar ama yatırımlar bitince ekonomik büyüme rakamı düşecektir. Dolayısıyla yatırımları üretime dönük yapmalıyız ve kalıcı bir büyüme sağlamalıyız.
Bir başka konu da ülke genelinde boş duran konutlardır. Örneğin İstanbul’da yaklaşık bir milyon yüz bin konutun boş olduğunu hakkında bilgileri yazılı ve görsek basından izlemekteyiz. Eğer boş konut sayısı söylendiği kadar ise ivedilikle önlem alarak onların kullanımı sağlanmalıdır. Konut açığı en azından az da olsa azalacaktır.
Yukarıda bahsetmeye çalıştığım gibi inşaat maliyet endeksi sürekli yüksek seyretmekte, doğal olarak da inşaat maliyetleri artmaktadır.
Konut sorununun çözümü için hükümet çeşitli projeler üreterek başvuranlara da gerekli desteği vermeye çalışmaktadır. Ancak sorunun en ideal çözümü merhum Turgut Özal’ın uygulamaya başladığı ve yurdun dört bir yanına yayılan kooperatifçiliğin tekrar gündeme getirilmesidir. Her ne kadar uygulamaya konulan projeler bazı vatandaşlarımız için ulaşılabilir olsa da toplumda projelere ulaşamayan büyük bir kesim olduğu aşikardır. Kooperatifleşmeye gidildiği taktirde dar ve sabit gelirliler de ev sahibi olabiliriler. Günümüzde asgari ücretli ve emeklilerin ev alması hayalden öte gitmemektedir.
Son birkaç aydan bu yana konut satışlarında yükselme eğilimi görülmektedir. Bunun yegâne sebebi ise döviz kurlarının yatay seyretmesinden dolayı konutun bir yatırım aracına dönüşmesidir. Kredi imkanlarının daralması, yüksek faiz oranının kredi maliyetlerine yansıması ise dar gelirli için olumsuz bir gelişme olarak görülebilir. Dolayısıyla ev sahibi olabilmek günümüzde özellikle dar ve sabit gelirliler için her geçen gün zorlaşmaktadır.
Ekonomide her konuda olduğu gibi arz talep kanunu konut piyasasında da kendini göstermektedir. Yatırım aracı olmaktan sonra talep azaldığı için konut arzı çoğalmış, bu yüzden konut fiyatları düşme eğilimine girmişti. Ancak son üç aydan bu yana konut satışlarında artış gözlenmektedir. İşte eriyen maaşlar ve yüksek seyreden enflasyon nedeniyle geçim sıkıntısına giren vatandaşlar zaten konut alamayacak durumda iken varlık sahibi vatandaşlar da döviz kurlarının yatay seyretmesi nedeniyle konut talebinde çoğalmaya neden oluşturacak, özellikle işçilik maliyeti yükselmeye devam etmektedir. Bunun sebebi ise deprem bölgesinde devam eden projelere giden inşaat emekçilerinin oluşturduğu işgücü sıkıntısıdır.
Önümüzdeki süreçte faizlerin daha da düşeceği ihtimalini düşündüğümüzde tasarruf sahiplerinin konut yatırımına dönebileceği, böylece daha çok getiri elde edebileceği büyük olasılıktır. Ayrıca dolar kurunun da yükselmeye başlaması konuta olan talebi arttırabilir. Çünkü kurlar yükselince enflasyon da yükseleceğinden konut fiyatları artabilir.
Ülkemizde konut sorununun çözülebilmesi için inşaat maliyetinde en büyük maliyet olan arsa payının devlet tarafından karşılanarak vatandaşa uzun vadeli, düşük faizli kredi verilmesi ve uygulamanın devlet tarafından yapılmasıdır. Geçtiğimiz süreçte ilan edilen kentsel dönüşüm programlarında geçerli olmak üzere yarısı bizden kampanyası da yükselen faiz oranları ve enflasyon yüzünden vatandaşların girişim yapmalarını oldukça zora sokmuş ve hatta ödeme imkânı kalmadığından cazibesini kaybetmiş durumdadır.
Kentsel dönüşüm önemi haya kurtarma olduğu hepimiz tarafından bilinmektedir. Son yapılan yerel seçimler öncesinde her parti adayı, bu sorunu çözeceğini devlet kaynaklarını kullanarak vaat etmişlerdi. Önümüzdeki süreçte verdikleri sözleri unutmadan takip edeceğiz ve etmek zorundayız. Çünkü özellikle büyük kentlerimizde birçok vatandaşımız depreme dayanıksız binalarda ikamet etmekte ve çözüm beklemektedir. Bu konuda tekrar göreve gelen çevre şehircilik ve iklim değişikliği bakanı Sn. Murat Kurum tarafından açıklanan bilgiye göre geçen yıl başlatılan ve tarih sınırı olan yarısı bizden kampanyasının tarih sınırı kaldırılmıştır ve önemli bir gelişmedir. Çünkü İstanbul’da yaklaşık 1,5 milyon binanın depreme dayanıksız olduğu bilinmektedir.
Aşağıdaki ocak ayı konut satışlarına ait bilgiler TÜİK’ten alınmıştır.
Türkiye genelinde ocak ayında 112 bin 173 konut satıldı
Türkiye genelinde konut satışları ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %39,7 oranında artarak 112 bin 173 oldu. Konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 18 bin 912 ile İstanbul, 10 bin 158 ile Ankara ve 6 bin 634 ile İzmir olurken, en az olduğu iller sırasıyla 39 ile Ardahan, 62 ile Bayburt ve 80 ile Tunceli olarak gerçekleşti.
İpotekli konut satışları 16 bin 726 olarak gerçekleşti
Türkiye genelinde ipotekli konut satışları ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %182,8 oranında artarak 16 bin 726 oldu. Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı %14,9 olarak gerçekleşti. Ocak ayında 3 bin 856 ipotekli konut satışı, ilk el olarak gerçekleşti.
Diğer satış türleri sonucunda 95 bin 447 konut el değiştirdi
Türkiye genelinde diğer konut satışları ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %28,3 oranında artarak 95 bin 447 oldu. Toplam konut satışları içinde diğer satışların payı %85,1 olarak gerçekleşti.
İlk el konut satış sayısı 32 bin 785 olarak gerçekleşti
Türkiye genelinde ilk el konut satış sayısı ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %29,8 oranında artarak 32 bin 785 oldu. Toplam konut satışları içinde ilk el konut satışının payı %29,2 oldu.
İkinci el konut satışlarında 79 bin 388 konut el değiştirdi
Türkiye genelinde ikinci el konut satış sayısı ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %44,2 oranında artarak 79 bin 388 oldu. Toplam konut satışları içinde ikinci el konut satışının payı %70,8 oldu.
Yabancılara ocak ayında bin 547 konut satışı gerçekleşti
Yabancılara yapılan konut satışları ocak ayında bir önceki yılın aynı ayına göre %24,9 oranında azalarak bin 547 oldu. Ocak ayında toplam konut satışları içinde yabancılara yapılan konut satışının payı %1,4 olarak gerçekleşti. Yabancılara yapılan konut satış sayısının en fazla olduğu iller sırasıyla 611 ile İstanbul, 469 ile Antalya ve 118 ile Mersin oldu.
Ülke uyruklarına göre en çok konut satışı Rusya Federasyonu vatandaşlarına yapıldı
Ocak ayında ülke uyruklarına göre en fazla konut satışı sırasıyla 248 ile Rusya Federasyonu, 162 ile İran ve 103 ile Irak vatandaşlarına yapıldı.
Kaynak: Ekonomi Gazetesi