ekonomi ticaret ihracat yatırım sanayi üretim osb tgb seb tobb osbük sanayi bakanlığı tbmm

KONKORDATO VEYA İFLAS ERTELEME

Yayınlama: 12.04.2025
21
A+
A-
Ekonomi Gazetesi İstanbul Temsilcisi Ekonomist / Yazar

İçinde bulunduğumuz ekonomik koşullarda bazı işletmelerin yüksek kredi maliyetleri başta olmak üzere birtakım sebeplerden dolayı sıkıntıya düştükleri bir gerçektir. Özellikle döviz kurlarının uzunca bir süre yatay seyretmesinden dolayı başta ihracat yapan işletmeler olmak üzere turizm sektörü de olumsuz gelişmeler yaşamak zorunda kalmıştır. Çünkü tedarik ettikleri hammadde, yardımcı malzeme, yan sanayi gibi ürünlerin fiyatları en az enflasyon oranı kadar artarken döviz kurları yatay seyrettiğinden gelirleri sabit kalmıştır. İhracatçılar ve turizm şirketleri yaşanan olumsuz gelişmeler nedeniyle ya faaliyetlerini durdurmaya ya da küçülmeye başlamışlardır. Sanayide zaten son sekiz aydan bu yana üretim düşüşü yaşanmış, geçtiğimiz aralık ayında ise az da olsa yüksekmiştir. İşletmelerde küçülme işsizliğin artmasına, ihracatın azalmasına sebep olduğu için ülke ekonomisinin gelişmesini de olumsuz yönde etkilemektedir. Son iki aydan bu yana yapılan politika faizinde 250 şer baz puanlık düşüş yeterli değildir ve önümüzdeki süreçte de enflasyonla birlikte düşürülmesi tahmin edilmektedir.

Yukarıda kısaca özetlemeye çalıştığım birtakım sorunlar nedeniyle ülkemizde konkordato ve iflaslar artmıştır. Öncelikle konkordato veya iflas ertelemesinin tanımı ile başlayalım.

Konkordato İtalyan kökenli bir terim olup anlaşmalı iflas anlamına gelmektedir.

Konkordato, vadesi gelmiş borçlarını ödeyemeyen veya ödeyememe tehlikesi bulunan borçların, kanunda öngörülen şartlarla mahkemenin denetimi ve gözetimi altında, alacaklıları ile anlaşmak suretiyle borçlarını tasfiye etmesine veya işletmesinin mali durumunu düzletmesine imkân veren bir cebri icra hukuk müessesesidir.

Konkordato, borçlu ve alacaklılar arasında bir anlaşma sağlanarak, borçların yeniden yapılandırılmasını veya ödeme planını belirlenmesini amaçlanır.

Bu tanımı piyasa tabiri ile açmaya çalışırsak;

Bir işletmenin çeşitli sebeplerden dolayı zora düşmesi, borçlarını ödeyemeyecek duruma gelmesi durumunda iş mahkemelerine başvurarak, alacaklıların üzerine gelmemesi ve borçların ödenmesi için kendisine zaman tanınmasını   istemesidir. Konkordato, sadece borçluyu değil alacaklıların da hakkını korumak için yapılan bir uygulamadır. Ancak konkordato, her zaman doğru gidilen bir yol olmayabilir. Burada konkordatoya başvuran işletmenin beyanı doğru ve zamanında yapılması esas alınır. Başka bir ifade ile özellikle enflasyonist ortamlarda paranın değer hesapları yapıldığından iyi niyet çok önemlidir. Yasal olarak verilen sürede işletme, alacaklılara karşı yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği yetkili mahkemeler tarafından gözlem altına alınır. Yani taahhüt ettiği borç ödemeleri gözlem altına alınır ve problem yoksa işletme, normal olarak faaliyetlerini sürdürmeye devam eder. Ancak konkordato veya iflas erteleme kararı alınan işletmelerde bulunduğu sektörde prestij konusu öne çıkar ve konkordatodan sonra işletmeler normal faaliyetlerin dönse de üçüncü kişi veya kurumlar tarafından bir prestij kaybına uğrayabilir.

Peki konkordatoya giden bir işletme alacaklılara karşı taahhütlerini yerine getiremez ise ne olur? Bu durumda işletmeye bir kayyum atanır ve kısaca işletmeyi yönetim görevini üslenmiş olur. Kayyum ne demek diye soracak olursanız;

Herhangi bir mal varlığını veya şirketi yönetmek için vekaleten atanan kişiler kayyum olarak adlandırılır. Yönetim ve idare becerileriyle ön plana çıkan bu kişiler devlet tarafından görevlendirilen kamu memurları olarak bilinir. Özel statüye sahip olan kayyumların birçok konuda bilgisi ve yeteneği bulunur. Kayyum nedir sorusunda verilebilecek cevap kendisine verilen mal varlığının yönetiminden sorumlu olmak şeklinde olabilir.

Kendisine atanan kurumu yöneten ve işlerin devamlılığını sağlayan kişiler kayyum olarak görev yapar. Yönetim ve liderlik becerisi olan bu kişiler vekaleten yönetim işlerini üstlenir. Personelin de eğitimleri ve koordinasyonu için ter döken kayyumlar devletin verdiği süre boyunca yönetim kadrosunda yer alır. Kayyum görev ve sorumlulukları hakkında daha fazla bilgi almak için aşağıdakileri not edebilirsin:

Şirketin genel işlerini yönetmek

Kurmaylar başta olmak üzere şirketin genel yönetim kadrosundan bilgi almak ve toplantılar düzenlemek

Bağlı olduğu devlete yaptığı işlerle ilgili hesap vermek

Mali bütçe planlaması yapmak ve şirketi buna göre yönetmek

Personel yönetimi ve eğitimini kontrol etmek

Yasal mevzuatları bilmek ve şirketi bu doğrultuda yönetmek

Kayyum atanan işletmelerde borç ödeme sırası öncelikle çalışanların parasını ödemek, sonra devlete varsa vergi borçlarını temizlemek ve üçüncü kişilere olan borçları ödeme sırası takip edilir ve bu işler kayyumun izniyle uygulanır. Yani kayyum patronun üzerinde görev yapan devletin memurudur.

Kayyum olabilme koşulları yasalarda belirtildiği şekildedir.

 

Kaynak: EKONOMİ GAZETESİ

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.