OECD (Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü) ve FAO (Gıda ve Tarım Örgütü) yayını olan son Tarım Raporu’na göre Dünya toplam et üretimi 350 milyon ton civarındadır. Bunun yüzde 40’ına tekabül eden 140 milyon tonu kanatlı etidir.
Kanatlılar, diğer hayvansal üretim alanlarına göre en az karbon ayak izine sahip. Bu rapora göre; gelecek 10 yılda kanatlı etinde, artan talebe bağlı olarak yüzde 15’lik üretim artışı beklenmekte olup diğer hayvansal gıda ürünleri arasında en fazla üretilen protein kaynaklı gıda olmaya devam edecek.
Ülkemiz, 2,4 milyon tonu geçen kanatlı eti üretimi ile dünyada 8.sırada yer alırken, beyaz et sanayii, Türk halkı için kendi kendine yeten miktarda üretmeye devam ediyor. TÜİK tarafından açıklanan 2024 yılının güncel üretim bilgisine göre ilk 3 ay üretim toplamında, önceki aynı döneme göre yüzde 8’e yaklaşan artış olmuştur. Öyle görülüyor ki; Türk tavukçuluk endüstrisi iç pazardaki talebi her daim karşılayacak ölçekte büyümeye ve yatırımlara devam edecektir.
Ülkemizde beyaz et sanayii, 2010 yılından beri yüzde 60’ın üzerinde bir büyüme göstermiştir. Kuş gribi gibi hayvan sağlığını etkileyen krizler, global ekonomik krizler ve pandemi gibi etkiler dışında süreğen bir büyüme trendinde olan sektörümüzde, 2024 yılının ilk 3 ayındaki üretim artışı sonucu kişi başına kanatlı eti tüketimi 24,6 kilograma yükseldi. Dünyadaki ortalamanın 17,3 kilogram olduğu göz önüne alınırsa bu sonuç oldukça iyi bir sonuç.
Yukarıda bahsi geçen Tarım Raporunda, artan ihracat potansiyeli ve kaliteli üretimi ile dünyada önemli pazarlarda tercih edilmesine bağlı olarak, “Dünya et ihracatında küresel anlamda en önemli artışın Türkiye'de gerçekleşmesi bekleniyor”, denilirken; Türk beyaz eti ihracatına getirilen kısıtlama ile doğal olarak, döviz kazandıran özelliğinden ve yıllarca büyük çabayla kazanılan yurtdışı pazarından uzaklaşılmaktadır. Bu uygulamadan en kısa sürede vazgeçilmesi, sektörün gelişimi ve ülkemizin gelecekte ekonomik gücü açısından son derece önemlidir.
Beyaz et sektörü, 15 bin adet civarında sözleşmeli etlik piliç yetiştirme kümesi ile kırsal kalkınmayı olumlu etkileyen, köyden kente göçü engelleyen ve bulunduğu bölgeye sosyoekonomik katma değer yaratan yapıya sahiptir. Kendi bünyesinde faaliyet gösteren yem fabrikaları, kuluçkahane ve damızlık işletmeleri, kesimhaneleri, sözleşmeli çiftlikleri ve pazarlama ağı ile başarılı bir entegrasyon modeli uygulanan sektörde üretimin tüm aşamaları kayıt altındadır. Gelecek yılları planlayarak sürdürülebilir üretim artışı modeli ile çalışan Türk Kanatlı Eti Sektörü, ihracat pazarlarının da getireceği katkı ile dün olduğu gibi yarınlarda da dışa bağımlı kalınmadan iç ve dış pazarın tüm taleplerini karşılayacak standartta kalmaya devam edecek.
www.ekonomigundemi.com.tr