Reykjavik, 20 Nisan (Hibya) – Angela Rawlings adlı bir İzlandalı’nın on yıl önce Snaefellsnes buzulu için ortaya attığı fikir, 50 kişilik bir ekiple çığ gibi büyüyerek 1 Haziran’da yapılacak başkanlık seçimi için tam teşekküllü bir başkanlık seçimi kampanyasına dönüştü.
Angela Rawlings, 2010 yılında İzlanda'daki bir volkanın üzerine tünemiş ve herhangi bir günde ülke nüfusunun yarısı tarafından görülebilen 700 bin yıllık bir buzul olan Snaefellsnes'in gölgesinde dururken alışılmadık bir düşünceye kapıldı.
Ravlings '”Birden aklıma geldi. Ya buzul başkan olsaydı? diyor.
On yıldan uzun bir süre sonra Rawlings'in düşüncesi, 50'den fazla kişiden oluşan bir ekibin Snaefellsnes buzulunun ülkenin 1 Haziran'da yapılacak seçimlerinde oy pusulasında yer almasını sağlamak için çabaladığı, belki de kıtanın en nadir başkanlık teklifine dönüştü.
Bu fikri ilk duyanlar arasında olan Dario Testo “Hemen evet, tamam dedim. Hadi yapalım. Ben Sibirya'daki Yerli topraklarından geliyorum ve bu nedenle doğanın kişiliği kültürümüzde ve genel olarak ruhumuzda çok yaygın olan bir şey.” diye konuştu.
Snaefellsnes buzulu kağıt üzerinde tüm temel gereklilikleri karşılıyor: 35 yıldan daha yaşlı ve tartışmasız bir şekilde İzlanda vatandaşı olarak kabul edilebilir. Nüfus kayıt numarası ihtiyacı, Rawlings'in yasal olarak Snaefellsnes ismini göbek adı olarak almasının ardından ortadan kalktı ve kampanya organizatörünün oy pusulasında buzul için vekil olmasına izin verildi.
Snaefellsnes'in arkasındaki ekip, Mart ayının ortalarında teklifin resmen başlatılmasından bu yana, kalın buz kütlesinin büyük ölçüde sembolik olarak görülen bir pozisyon için neden mükemmel bir seçim olduğunu istikrarlı bir şekilde anlatıyor. Rawlings, Snaefellsnes'in Jules Verne'in Dünyanın Merkezine Yolculuk adlı eserinde başrol oynadığını hatırlatarak, “Snaefellsnes ülkede uluslararası bir üne sahip tek buzul” dedi.
Bunun, daha da önemlisi, İzlanda'nın adaylığı iklim krizinin ve bu krizden en çok etkilenenlerin seçimlerde ön plana çıkmasını sağlayacak bir araç olacağı değerlendiriliyor.
Rawlings, İzlanda'nın buzullarının önümüzdeki 200 yıl içinde yok olma riski altında olduğunu gösteren araştırmalara işaret ederek, “İzlanda nüfusunun yarısı 2024 ile 2050 yılları arasında bu buzulun erimesini izleyecek. Ben şahsen buzullardan iklim acil durumunun karizmatik, coğrafi fenomeni olarak bahsediyorum.” diye konuştu.
Şu ana kadar kampanyaya yönelik çok çeşitli tepkiler aldıklarının altını çizen Rawlings, “Bu işe hem sevinçle hem de ciddiyetle yaklaşıyoruz, İlk başta 'Başkanlık için bir buzul' gibi bir şey söylediğinizde bunun komik bir jest gibi göründüğünün farkındayım. Ama bunu aştıktan sonra sohbet açılıyor.” dedi.
Rawlings, çoğu kişinin, ülkenin başkanlık makamıyla dalga geçtikleri sonucuna varmak yerine, gerekçeleri hakkında daha fazla şey duymayı merak ettiğini söyledi. “Aldığımız sevinç çığlıkları beni gerçekten şaşırttı diyebilirim. İnsanlar 'Aman Tanrım, evet, ortaya çıkan en iyi aday' ya da 'Düşüneceğim tek aday bu' diyor.”
Diğer bir başka kesim ise bu fikrin pratikte nasıl işleyeceği konusunda tereddütlerini dile getirdiler. Ekip bu endişelerden yola çıkarak çeşitli senaryolar geliştirdi: Başkan yurtdışındaki temaslarına davet edildiğinde bir şişe buzul eriyik suyu gönderilebileceğini ve ziyarete gelen yabancı devlet adamlarının buzul bilimi gibi alanlarda yerel uzmanlarla toplantılara yönlendirilebileceğini açıkladı.
Başkan'ın yasaları imzalamadaki sembolik rolü söz konusu olduğunda, başkanlık mührü ya da birkaç damla eriyik su kullanılması gibi fikirler üzerinde duruluyor. Buzulun çıkarlarına ters düşecek yasalar söz konusu olduğunda ise Snaefellsnes'in başkanın nadiren kullandığı vetosunu kullanıp kullanmayacağı sorusu ülke çapında katılımcı bir sürece tabi tutulabilir.
Başkanlık adaylığı için bir başka şart daha var: 26 Nisan'a kadar adaylığı desteklemek için en az 1.500 imza toplamak. Snæfellsjökull'un adaylığı için şu ana kadar yaklaşık 200 imza toplandı, bu da adaylığın ilerletilmesi için önümüzdeki günlerde yapılması gereken çok iş olduğunu gösteriyor.
Snaefellsnes için bundan sonra ne olursa olsun, Rawlings bu teklifi, insanların kendilerini çevreleyen ekosistemlerle nasıl farklı bir şekilde etkileşime girebileceklerine dair güçlü bir “düşünce deneyi” olarak tanımladı.
Rawlings, “Oy pusulasında yer almak, doğa hakları hareketleri konusundaki farkındalığı uluslararası düzeyde artırmak için büyük bir adım olacaktır. Bu tür pozisyonlar için insan olmayan varlıkları değerlendirmek olağanüstü bir emsal teşkil edecektir.” diye konuştu.
SANAYİ HABER AJANSI
www.ekonomigundemi.com.tr