İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Çatalca Belediye Başkan adayı Erhan Güzel ile birlikte; ilçenin kırsalında bulunan Muratbey, Ovayenice, Elbasan ve Çakıl mahallelerinde köy turu yaptı.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Çatalca Belediye Başkan adayı Erhan Güzel ile birlikte; ilçenin kırsalında bulunan Muratbey, Ovayenice, Elbasan ve Çakıl mahallelerinde köy turu yaptı.
Turun ardından ilçe merkezine ulaşan İmamoğlu ve Güzel, Çatalca Cumhuriyet Meydanı’nda halkla buluştu.
Çiftçinin borcunu bitireceklerini ifade eden İmamoğlu, “Çiftçiye, Çatalca'da güzel günleri daha fazlasını yaşatacağız. Çiftçiye desteklerimizi, tam iki katına çıkaracağız önümüzdeki dönemde. İstanbul'da çiftçiye 1 ver 10 al, 2 ver 50 al. Bak öyle bir şey bu. Bereket bu bereket. Bir avuç insana bin ver, bir tane 1 lira gelmez size. Bu bir avuç insana var ya, bin ver, hepsi gider. Onun için ver çiftçiye, bereket gelsin İstanbul'a kardeşim. Ver, üretene ver. Üretene ve üreten ahlaklı insanlara, bu güzel insanlara, bu memleketin yurdum insanına ver.” diye konuştu.
“İBB, tarihinde ilk kez tarıma destek oluyor” diyen İmamoğlu, “Hem de öyle böyle değil. 8 bin 200’ün üzerindeki çiftçi sayımız nasıl oldu biliyor musunuz? Bir anda 10 katına çıktı. 700-800 kişiyken, 8 bin 200’ün üzerindeki çiftçimize tohum verdik, fide verdik, mısır verdik, büyükbaş hayvan yemi verdik, arı yemi verdik, gübre verdik, mazot desteği verdik. Hem de çiftçinin mazotunu ne yaptık biliyor musunuz? ‘Yolda mazot harcamasın diye, traktörünün yanına kadar götürün’ dedim. Pendik’in Göçbeyli Köyü’ne uzak-yakın demeden nasıl hizmet ettiysek, diğer ucunda da Çatalca'nın bütün köylerine hizmet edip, bütün yapılan ihmallerin önüne geçtik. Geçmeye bu dönemde de devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Hizmetlerini partizanlıktan uzak bir anlayışla gerçekleştirdiklerini vurgulayan İmamoğlu, “Ben memleketimin hiçbir insanını birbirinden ayırmadım ki, belediye başkanını birbirinden ayırayım. Bunlar öyle yapmaz. Parti devleti kurmak istiyorlar, söyleyeyim. 100 seneyi aşmış, Türkiye Cumhuriyeti kurulmuş, Allah'ın bir lütfu, bir çift mavi göz gelmiş, milletimizin atasıyla, dedesiyle Cumhuriyeti kurmuş, bize emanet etmiş ve bize görev vermiş: Bu şehri, bu ülkeyi koruyun, insanlarına saygı gösterin. Cumhuriyet ne diyor biliyor musunuz? Her insan eşit. Yok birbirimizden farkımız biliyor musunuz? Hiç kimsenin birbirinden farkı yok. Birbirinden şu kadar üstünlüğü yok, şu kadar. Cumhuriyette yönetici nasıl bakar biliyor musunuz? Gülerek bakar. Yönetici vatandaşına şefkatle bakar. Yönetici, vatandaşına sert bakamaz. Talimat veremez. Had bildiremez. Cumhuriyette yönetici, vatandaşına bakarken haddini bilecek haddini. Öyle oy verenmiş, oy vermeyenmiş… Yok, o devir bitti. Öyle mülk sahibi falan yok. Mülk sahibi, 86 milyon yurttaş. Onun için, ‘Ben karar verdim, olacak!’ O iş bitti kardeş. Kanal İstanbul gibi felaket projelerine nasıl ‘dur’ dediysek, ‘dur’ demeye devam edeceğiz. Asla izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.
İstanbul’da görev yapan 39 belediye başkanına, ilçelerine yaptığı her ziyaret için davetiye yolladığını kaydeden İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Hiç ayrımcılık yapmadık. Çünkü niye biliyor musunuz? Ben ilçe belediye başkanıyken, bir kez bile ziyaretime gelinmedi. Randevu vermediler. Telefonuma bakılmadı. Ben, kendime yapılmasını istemediğim bir şeyi başkasına yapmayacak kadar, sizler gibi güzel, sizler gibi iyi anne-baba terbiyesi aldım, anne. Onun için ben kendime yapılmasının istemediğin bir şeyi, başkasına yapmam. Doğrusu da budur. Oysa, sadece İstanbul'un sorunlarını konuşmak için, mesela Sayın Cumhurbaşkanı'ndan defalarca, yıllarca randevu istedim. Doğru mu? Verdi mi? Ayrımcılığa uğradık. Böyle bir şey olabilir mi? Bir kere bile randevu vermedi. Sadece ilk seçildiğimizde, fazla ısrarcı olunca, 30 tane büyükşehir belediye başkanını davet etti. Hatırlar mısınız? Ne tesadüfse, 30 kişinin orada herkesin önünde ismi yazıyor, bana kırık sandalye denk geldi. Bak, bak, bak. Hatırlıyor musunuz? Az kalsın düşüyorduk. Allah'tan sporcuyum da yerden böyle ayağa kalktık hemen yani. Sonra da bana demez mi? ‘Bak israf ediyorsun, sandalyeyi kırdın.’ Dedim ki, ‘Vallahi birincide değil ama ikincide daha sağlam oturuyorum da ondan’ dedim.”
www.ekonomigundemi.com.tr