Çin ile Filipinler arasında Güney Çin Denizi’ndeki gerginlikler bir süredir tırmanıyor. 2024’ün başında Filipinler’in, ABD ile ortak devriyeler düzenleyeceğini ve adaları askerler için daha uygun hale getireceğini açıklaması da dahil olmak üzere provokatif hamlelerini sürdürmesiyle kavga neredeyse alevlendi.
Çin ile Filipinler arasında Güney Çin Denizi’ndeki gerginlikler bir süredir tırmanıyor. 2024’ün başında Filipinler’in, ABD ile ortak devriyeler düzenleyeceğini ve adaları askerler için daha uygun hale getireceğini açıklaması da dahil olmak üzere provokatif hamlelerini sürdürmesiyle kavga neredeyse alevlendi.
Filipinler Ulusal Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jr. Kısa süre önce Filipinler’in ABD dahil olmak üzere müttefikleriyle daha fazla ortak devriye gezmeye devam edeceğini açıkladı. Çok taraflı tatbikatların 2024 yılında gerçekleşmesi bekleniyor. Bununla birlikte, Filipinler Ulusal Güvenlik Danışmanı Eduardo M. Año’nun son açıklamasına göre, mevcut Filipinler hükümeti Çin ile arasındaki Güney Çin Denizi anlaşmazlığını çözmek için barışçıl görüşmelere hala açık. Ancak Çinli uzmanlara göre, böyle bir açıklama sözde kalmamalı, Çin ile iki ülke arasındaki İkili İstişare Mekanizması gibi diplomatik kanallar aracılığıyla aktif diplomatik ve barışçıl müzakereler sürdürülmeli.
Filipinler’in U dönüşü
Filipinler’in birdenbire U dönüşü yapması ve Çin’e beklenmedik şekilde meydan okumak için ön plana çıkması uluslararası çevrelerde “şaşırtıcı ve kafa karıştırıcı” olarak değerlendirildi.
Çinli uzmanlar Filipinler’e Vietnam’a bakmasını tavsiye ediyor. Vietnam’ın Çin ile toprak anlaşmazlıkları var. South China Morning Post’taki bir karikatürde Vietnamlılar kırmızı halıyı biri Çin, diğeri ABD için olmak üzere iki parçaya bölüyor. Vietnamlıların kurmaya çalıştığı denge bu.
Bir Çinli akademisyen “Belki Filipinler’in, büyük güçlerle nasıl başa çıkılacağı konusunda iyi bir ders veren Vietnam’dan bir şeyler öğrenmesi gerekiyor” diyor.
ABD’nin rolü
Ancak uzmanlar bütün bunların ABD tarafından yönlendirildiğini düşünüyor. ABD, zaten Afganistan’da Taliban’a, Ukrayna’da Rusya’ya, yakın zamanda da Kızıldeniz’de Husilere yenik düştü. Güney Çin Denizi’nde Çin’le karşılaşacak durumda değil. ABD, Çin’i 1 numaralı düşmanı olarak tanımlamış olmasına rağmen dikkati dağıldığı için Çin’e odaklanmakta sorun yaşadı. Güney Çin Denizi’nde olup bitenlere rağmen seçim yılında büyük bir kaosu göze alamaz.
Böyle bir kaosa Çin yönetiminin olgunluğunun, devlet geleneklerinin ve Çin donanmasının kapasitesinin izin vermeyeceği de yaygın görüş. Ancak Filipinler ile ABD ve Batılı müttefikleri arasındaki ortak askeri tatbikatların bazı gerilimlerin kaynağı olması muhtemel. Ayrıca Çin ile ABD arasındaki dinamiklerden dolayı Güney Çin Denizi’nin 2024’de gergin kalması bekleniyor.
Filipinler verdiği sözü “unuttu”
2016 yılında Çin, Filipinler’in gemisini Ren’ai Resifi’nden çekeceğine söz verdiğini belirten bir teknik rapor yayınlamıştı. Ancak Filipinler daha sonra bu sözü verdiğini reddetti ve yazılı bir anlaşma olmaması nedeniyle kabul etmedi. Filipinli akademisyenlere göre, Filipinler ile Çin arasında Güney Çin Denizi konusunda yaşanan anlaşmazlık, özellikle de Ren’ai Resifi karaya oturan gemiyle ilgili sorun karmaşık ve uluslararası ilişkiler, iç politika ve stratejik değerlendirmelerin birçok boyutunu içeriyor.
Çin Dışişleri Bakanlığı bir söz verildiğini açıkladı. Çinli olmayan bazı kaynaklar da bu sözün var olduğunu doğruluyor. Örneğin, Kasım 1999’da yapılan bir basın toplantısında, dönemin Filipinler Savunma Bakanı Orlando Mercado’nun “…gemilerin sığlıktan derhal çıkarılması için çaba gösterileceği” şeklindeki sözleri aktarılmıştı. Eski Devlet Başkanı Estrada da resiften güvenli bir şekilde yüzebilir hale gelir gelmez gemiyi çekeceğine söz vermişti.
Görevdeki Başkan Marcos Jr., böyle bir anlaşmadan haberi olmadığını ve eğer böyle bir anlaşma varsa iptal edeceğini, böylece Filipinli yetkililerin geçmişte verdiği sözde vaatleri fiilen geçersiz kılacağını belirtti. Yani Filipinler’deki siyasi yapılanma açısından şu anki duruma bakıldığında, geminin Filipinler’in fiili askeri ileri karakolu olarak kıyıda olduğu görülüyor.
Tutarsız dış politika
Filipinli akademisyenler dış politika konusunda Çin’in aksine Filipinler’de bir tutarlılık olmadığına işaret ediyor. Filipinler’in dış politikası hükümetteki ve siyasi liderlikteki değişikliklere göre önemli değişiklikler gösteriyor. Yani, Başkan Marcos Jr. döneminde, söz vermekten veya bir sözü yerine getirmekten daha iddialı bir inkara doğru bir geçiş yaşandı.
Çin tarafı bu sorunu gerçekten barışçıl yollarla çözmek istediğini yineledi. Ancak Filipinler bir söz verdiyse, bu sözü ihlal ettiyse ve resifte kalıcı bir varlığa sahip olmak istiyorsa bunun “çok ileri gitmek” olacağına da dikkat çekiyorlar.
Çin, Filipinler’in bu tür tesisleri kalıcı bir askeri üs haline getirmesini istemiyor ve bu bağlamda, gerilimin tırmanmasını önlemekten yana. Çinli uzmanlar, “en iyisi Doğa Ana’nın bu sorunu çözmesine izin vermek. Yenilenmeyen bir gemi daha da paslanacak ve zamanla bu sorun ortadan kalkacaktır. Çimento koyup güçlendirirseniz bu daha büyük bir sorun haline gelecektir” diyor.
ABD’ye soru
ABD ordusu, Ren’ai Resifi’ndeki ikmal operasyonlarında Filipinler Sahil Güvenlik’e yardımcı olmak için devriye uçağı gönderdi. Bu insani operasyonlar için miydi yoksa gizli bir amacı mı var? Çinli uzmanlara göre ABD’nin Güney Çin Denizi’ndeki Amerika’nın eylemleri karmaşık. Öncelikle ülkelerinden binlerce kilometre uzakta Amerikan uçakları ve insansız hava araçları yakın keşif ve gözetleme yapıyor.
Çinli uzmanların Amerikalılara bir soruları var: “Eğer Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi bu kadar iyiyse neden onaylamıyorsunuz? Eğer iyi değilse, neden onun adına başkalarına meydan okuyorsunuz? Bu açıkça çifte standarttır.”
Çinli uzmanlar Çin’in ABD’ye yönelik politikasının, ülkenin ve liderliğin istikrarlı olduğunu ve kafa karıştırıcı sinyaller göndermediğini söylüyor. Uzmanlara göre, şu anda büyük resim, Çin’in yükselişi nedeniyle ABD’nin Çin’i rakip olarak görmesi. Filipinler’in ABD’ye dokuz üs açmasının ABD tarafından talep edildiğini düşünüyorlar. Peki, ABD neden dokuz üs istiyor? Güney Çin Denizi ile mi ilgili? Çin, hiçbir ASEAN üyesine saldır tehdidinde bulunmadı. Bunun daha çok Taiwan sorunuyla ilgili olduğu görülüyor.
ASEAN’ın rahatsızlığı
Filipinler hükümetinin veya halkının Taiwan sorununa dahil olmak için tek bir nedeni bile yok. Çinli uzmanlara göre, “Bu, Filipin hükümetinin olgunlaşmamışlığını gösteriyor”. Filipinler’in karaya oturan gemiyle ilgili son zamanlardaki eylemleri, ASEAN ülkelerini rahatsız ediyor. Uzmanlar ASEAN’ın kamuoyunun önünde Filipin hükümetini suçlamayacakları ve bu konuları perde arkasında gündeme getirecekleri görüşünde. Medyayı kullanmak, konuyu dağıtmak ve ABD’de olduğu gibi iç siyasetin ön plana çıkmasına izin vermek ASEAN’ın yolu değil. ASEAN, bir üye devletin kendisini büyük güç politikalarının hizmetine sunmasını ve bölgeyi tam olarak ASEAN’ın kaçınmak için kurulduğu türden bir büyük güç çatışmasına dahil etmesini görmek istemiyor.
ASEAN, bugün Çin’in en büyük ticaret ortağı konumunda. Çin’in komşusu olarak, aynı zamanda stratejik açıdan önemli bir ticaret ortağı ve bölge genelinde birçok insandan insana ve kültürel bağa sahip. İnsanlar önce Laos’a, ardından Vietnam’a, Tayland’a ve en sonunda Malay Yarımadası üzerinden Singapur’a kadar altyapı, bağlantı ve yüksek hızlı demiryolu inşası gibi çığır açan, oyunun kurallarını değiştiren gelişmelere tanık oluyor. Daha büyük bir ekonomik bölge görecekler. Çok önemli, umut verici değişiklikler yolda ama bunlar barışın korunmasına bağlı.
“ABD’nin ölümcül dostluğu ”
Çinli uzmanlar, eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger’in bir sözünü hatırlatıyor: “Amerika’nın düşmanı olmak tehlikeli, dostu olmak ise ölümcüldür.” Bu, Güneydoğu Asya’daki halklar için bir ders olmalı.
Fırınlı akademisyenler ABD’nin Güney Çin Denizi’nde, hatta Taiwan Boğazı’nda Çin’le kafa kafaya bir askeri çatışmaya girmeye hazır olduğunu düşünmüyor. Bu nedenle bir vekil kullanıyor ve Filipinler bir piyon ya da vekil olarak kullanılıyor. Filipinler’in provokatif eylemler ve ABD’nin boş vaatlerine güvenmek yerine Çin ile daha açık tartışma, diyalog ve müzakereler yapması gerekiyor.
Bir Filipinli akademisyen, “Bu oyunlar üzerine inşa edilen Batı düzeninin sonunu gördüğümüz anda, sömürgeci vekiller haline geldiğimiz aptalca oyunları oynamayı bırakmanın zamanı geldi. Dünyanın her yerinde, Afrika’da, Batı Asya’da, Latin Amerika’da, olasılıkların farkına varan ve egemenliklerini savunan insanları görüyorsunuz” diyor.
SANAYİ HABER AJANSI
www.ekonomigundemi.com.tr