Fibrokistiklerde düzenli takip şart

Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Emel Özveri, fibrokistik değişimlerde düzenli kontrollerin aksatılmaması gerektiğine işaret ederek, fibrokistik değişimleri anlattı.

Fibrokistiklerde düzenli takip şart
Yayınlama: 25.10.2023
22
A+
A-

Fibrokistlerin aslında hastalık değil, memede oluşan bir değişim olarak tanımlandığını belirten Dr. Emel Özveri, “Östrojen ve progesteronun etkisiyle süt üreten hücrelerde adet döneminin başından itibaren artış ve gelişme yaşanıyor. Hamilelik oluşmazsa memede artan hücreler yıkılıyor ve bu hücrelerin onarımı sırasında hasar, bir başka deyişle fibrozis gelişebiliyor. Aynı zamanda memedeki süt bezleri sıvı salgılıyor. Süt kanallarındaki değişimlerden dolayı bu sıvı geri emilemezse kist denilen sıvı dolu keseler oluşuyor.” ifadelerine yer verdi.

En tipik belirtisi memede gelişen ağrı

Dr. Emel Özveri, Fibrokistik değişikliklerde en sık görülen şikayetin meme ağrısı olduğunu ifade ederek “Ağrı özellikle adet döngüsünün ikinci yarısında başlıyor ve adet sürecinde hafifliyor. Ağrının nedeni ise adet döneminde vücutta gelişen hormonal değişimler oluyor. Memede su tutulmasına bağlı olarak dolgunlukla birlikte ağrı da şiddetleniyor.” dedi.

Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Emel Özveri, memede fibrokistik değişikliğin bir diğer önemli belirtisinin ele gelen kitle olduğunu vurgulayarak, şöyle devam ediyor:

“Bu kitleler sıvıyla dolu oldukları için yumuşak yoğunlukta oluyorlar. Genelde adet öncesi dönemde memede yoğunluk artıyor ve ele sertlik geliyor. Eğer adet dönemi bittiğinde bu sertlik kaybolmazsa doktora başvurmak gerekiyor. Zira bu belirti memede fibrokistik değişimin değil, kötü huylu bir tümörün habercisi olabiliyor.” 

Meme kanserinin tanısını geciktirebileceğini vurgulayan Dr. Emel Özveri, “Fibrokistik yapılar çoğunlukla milimetrik boyutta olsalar da 6-7 cm boyutuna da ulaşabiliyor. Fibrokistik değişimler meme kanseri için risk oluşturmuyor. Ancak ağrı şikayetine yol açmalarının yanı sıra tanı için başvurulan mamografi gibi radyolojik görüntülerin de kalitesini bozabiliyor. Dolayısıyla bu hastalarda ayırıcı tanı için meme MRI (Magnetic Resonance Imaging) gibi görüntüleme sistemine ve iğne biyopsisi yöntemine başvurmak gerekebiliyor.” şeklinde konuştu.


www.ekonomigundemi.com.tr

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.