Ankara, 10 Kasım (Hibya) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nda düzenlenen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü Anma Töreni’nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Milletimizin huzuru, devletimizin bekası için sınırlarımız içinde ve dışında vazife yapan güvenlik güçlerimizi rabbim muhafaza eylesin diyorum. Artık ilk asrını geride bırakıp, Türkiye Yüzyılı’na adım atan Cumhuriyetimizin her alanda başarılı olması için çalışan, emek veren, ter döken tüm vatandaşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum.
Milli Mücadele’nin Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal’in ifadesiyle hepimizin ortak hedefi ülkemizin muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmaktır. Hangi amaç için olursa olsun bu milletin, birlik ve beraberliğini bozmaya yönelik her söz, her tutum, her eylem doğrudan Gazi Mustafa Kemal’in emanetine ihanettir. İdeolojik bölücülükten ekonomik tetikçiliğe kadar geniş bir cephede izlerine rastladığımız marazi duruşların gerisindeki saikleri gayet iyi biliyoruz.
Geçtiğimiz yıldaki anma toplantısında da ifade ettiğim gibi, Türkiye bir dönem gardırop Atatürkçülerinden çok çekmiştir. Bugün de sosyal medya Atatürkçülerinin hem Atatürk’e hem ülkemize hem de milletimizin birlik ve bütünlüğüne verdiği zarar Türkiye’nin yeminli düşmanlarıyla yarışır seviyeye ulaşmıştır.
Öyle ki Atatürk istismarcıları son dönemde terör örgütleri ve onların çeşitli isimler altındaki uzantılarıyla kol kola girecek, yan yana yürüyecek kadar zıvanadan çıkmışlardır. Atatürkçülük maskesi altında emperyalistlerin ülkemiz üzerindeki hain emellerine hizmet eden bu azgın güruhu milletimizin takdirine bırakıyoruz.
Tarihin bir kesitini yüceltip, geri kalan binlerce yıllık birikimi ve medeniyeti reddedenler, varlıklarını yarınlara taşıyacak dayanaktan mahrum kalmış demektir. Ne Gazi’yi ne de Cumhuriyet’in kurumlarını, değerlerini ve hedeflerini bu istismarcılara, bu köksüz ideoloji bezirganlarına terk etmedik, bundan böyle de terk etmeyeceğiz
Bir fani olarak, Atatürk’ün yaptıklarını veya yapamadıklarını vicdanlı bir zeminde tartışmak, tarihçilerin ve alanında uzman bilim insanlarının işidir. Nitekim bugün, bizi ağırlayan ve biraz evvel açılışını yaptığımız yeni binasında çok daha güzel hizmetler vereceğine inandığım Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu bu amaçla faaliyet gösteriyor.
Atatürk’ü putlaştırmak isteyenler kadar, Atatürk’ü tamamen yok sayanlar da Gazi’nin milletimizin gönlündeki yerini sarsamayacaktır. Akıldan, sağduyudan, tarihi gerçeklikten kopuk değerlendirmeler de aynı şekilde bu durumu değiştirmeyecektir.
Atatürk posterinin arkasına saklanarak ülke ve millet düşmanlarının değirmenine su taşıyanların, onlarla omuz omuza yol yürüyenlerin riyakarlıkları artık kimseyi kandırmaya yetmiyor.
Bilhassa gençlerimiz, araştıran, soruşturan, mukayese eden, berrak zihinleriyle kimlerin nerede durduğunu gayet iyi görüyor.
Kendi kısır çıkarlarını ülkenin ve milletin ali menfaatlerinin önüne koyanların foyaları ortaya çıktıkça Cumhuriyetimize de onun kurucularına da gençlerimiz daha sıkı sarılacaktır.
Cumhuriyet’e ve Gazi’nin hatırasına sahip çıkmanın en somut ifadesi, bu ülkeye ve millete verdiğiniz hizmetler, yaptığınız eserler, kazandırdığınız değerlerdir.
Kimin eserleriyle yaşadığını, kimin yerinde yeller estiğini en iyi sizler biliyorsunuz. İşte biz de ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlendiğimiz günden beri bu anlayışla çalışıyor, koşturuyor, mücadele ediyoruz.
Milletimizle birlikte güçlü, güvenli, huzurlu, müreffeh bir Türkiye’nin inşası için var gücümüzle çaba göstermeyi sürdürüyoruz. Elbette bu kutlu yolda önümüze engeller çıkabiliyor, tuzaklar kurulabiliyor, ülkemizi hedeflerinden uzaklaştırmak, rayından saptırmak, kazanımlarından mahrum bırakmak için kirli senaryoların biri bitmeden diğeri sahneleniyor.
Esasen Cumhuriyet tarihimiz boyunca milletimiz, her dönem farklı görünümler altında ama hep aynı gayeye hizmet eden nice sinsi oyunla boğuşmuştur. Tek parti faşizminin ülkemizin gelişmesine, kalkınmasına, yeniden inşa edilen dünya düzeninde hak ettiği yeri almasına engel olan vizyonsuzluğunun bedelini ağır bir şekilde ödedik.
Şayet Gazi’nin ömrü ve sağlığı en azından bir 10 yıl daha ülkeyi yönetmeye elverseydi hiç şüphesiz ikinci cihan harbi sonrası bambaşka bir Türkiye görecektik. Maalesef Gazi’nin vefatıyla bu fırsatı kaçırdık.
Çok partili siyasi hayata geçtikten sonra da başımıza musallat edilen darbeler, zayıf koalisyonlar, kifayetsiz kadrolar ülkemizin küresel kalkınma yarışında geride kalmasına sebep oldu. Tek başına savunma sanayimizin serencamı dahi bu tabloyu açıkça ortaya koymaya yeterlidir.
Ülkemiz, son 22 yılda siyasi istikrar ve güçlü yürütme sayesinde her alanda Cumhuriyet tarihinin en büyük atılımlarını gerçekleştirirken de pek çok saldırıyı göğüslemek mecburiyetinde kaldı. Terör örgütlerinin üzerimize salınmasından darbe girişimlerine, siyasi mühendislik projelerinden ekonomimize yönelik sabotajlara kadar envai çeşit tehditle yüzleştik. Hamd olsun Allah’ın yardımı ve elbette aziz milletimizin güçlü desteği sayesinde hepsinin de üstesinden gelmeyi başardık.
Küresel krizlerin ve kendi dinamiklerimizdeki kimi kırılmaların etkisiyle bir süredir yaşadığımız ekonomik sıkıntıların birilerinin iştahını kabarttığını görüyoruz ve biliyoruz. Hiç heveslenmesinler, aldığımız tedbirler ve başarıyla uyguladığımız program sayesinde önümüzdeki yıllarda bu sıkıntıyı da geride bırakarak, bir sınamadan daha anlımızın akıyla çıkacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.
Diğer yandan ülkemi güney sınırlarından kuşatma girişimini yaptığımız harekatlar ve oluşturduğumuz güvenli bölgelerle önemli ölçüde akamete uğrattık. İnşallah önümüzdeki dönemde sınırlarımız boyunca oluşturduğumuz güvenli bölgenin eksik kalan halkalarını da tamamlayacağız.
Bir başka ifadeyle terör örgütleriyle ülkemiz sınırları arasındaki irtibatı tamamen keseceğiz. Böylece ülkemizin siyasi ve ekonomik yol haritasını terör örgütleri üzerinden istedikleri yönlendiren emperyalistlerin ve bölgemizdeki kuklalarının 40 yıllık oyununu ilanihaye bozacağız.
Aynı şekilde siyasi istikrarıyla, sosyal barışıyla, ekonomik refahıyla, devletimizle milletimiz arasındaki bağı tahkim ederek, 85 milyonun tek yürek olarak atmasını temin edeceğiz.
Bölücü terör örgütünü ülkemiz için bir tehdit kaynağı olmaktan çıkarmaya yönelik operasyonlarımızı çok katmanlı bir şekilde sürdürürken, elimizin altındaki tüm araç, imkan ve fırsatları da sonuna kadar değerlendireceğiz.
Türkiye Yüzyılı’nın yıldızı yükselirken, geçmişin kısır çekişmelerinin ve kötü hatıralarının izleri de giderek silinerek tarihin tozlu raflarındaki yerini alacaktır. Bunun için ihtiyacımız olan tek şey, milletçe birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize sıkı sıkıya sahip çıkmaktır.
Biz, her fırsatta bu hazine değerindeki ilkeyi ve temenniyi hatırlattıkça birileri, kendi akıllarınca meseleyi dalgaya alıyor. Hatta bizi tek tip toplum hayali kurmakla suçlayan kalbi kara, zihni bulanık, gözü dışarda mankurtlara bile rastlıyoruz. Halbuki tarih boyunca ve bugün güçlü toplumların, devletlerin, ülkelerin gerisindeki sır; ortak değerler, ortak idealler ve kurallar etrafındaki sımsıkı kenetlenmeleridir.
Son olarak, bir olarak, iri olarak, diri olarak, kardeş olarak hep birlikte Türkiye olarak, önümüzdeki asrı Türkiye Yüzyılı yapma hedeflerimize kararlılıkla yürümeye devam edeceğiz. Dünyayı biçimlendiren siyasi, ekonomik ve güvenlik paradigmalarının yeniden yapılandığı şu dönemde geçmişteki hataları tekrarlayıp önümüzdeki fırsatları kaçırmamakta kararlıyız.
Bölgemizi kasıp kavuran yıkımların, sınırlarımıza dayanmasını, bizi de yakmaya başlamasını beklemeyeceğiz. Biz diyoruz ki gelin hep birlikte karşımızdaki tehditlerle yüzleşip, mücadele ederek gelecek nesillere büyük ve güçlü bir Türkiye mirası bırakalım. Aksi takdirde bir asır daha korkarak, birbirimizi tüketerek yaşayacağımız bir iklimin bizi esir alması kaçınılmazdır.
Hiçbirimizin gönlünün böyle bir geleceğe razı olmayacağına inanıyorum. Tarihin tekerrür etmemesi için dünyanın ve bilhassa bölgemizin içinde bulunduğu durum hepimize ibret olmalıdır. Bunun için siyaset kurumu başta olmak üzere her birimiz, üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmekle mükellefiz. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 86’ncı yıl dönümünde bir kez daha rahmetle yad ediyorum.”
www.ekonomigundemi.com.tr