TÜİK tarafından 3 Aralık’ta açıklanan enflasyon oranları maalesef gene beklenenin üstünde çıktı. Ve yıllık %47,09, aylık %2,24 olarak geldi. Bilindiği üzere TCMB’nin belirlediği yıl sonu hedefi %44 olarak öngörülmüştü. Yılbaşından bu yana gerçekleşen enflasyon oranı %42.91,12 aylık ortalamalara göre ise %60,45 çıktığı görülmektedir.
Orta vadeli planda belirtildiği üzere yılın ikinci yarısında yıllık enflasyon düşme eğilimine girse de eylül, ekim ve kasım aylarında kayda değer bir gerileme söz konusu değildir ve aylık oranlara bakıldığında ise fiyat artışları devam etmektedir. Bu koşullarda orta vadeli planda öngörülen yılbaşı hedefi olan %44 gerçekleşme olasılığı çok azdır. Ancak 45 veya 46 civarında yılı kapatabiliriz.
Bilindiği üzere enflasyon oranları İstanbul Ticaret Odası ve ekonomi bilim insanlarının oluşturduğu enflasyon araştırma grubu (ENAG) tarafından da hesaplanmaktadır.
Genel olarak bakıldığında enflasyon oranları sürekli olarak İTO, TÜİK ten %5-7 arasında; TÜİK ile ENAG arasında ise neredeyse iki kat fark gözlenmektedir. Ancak gerçek enflasyon halkın çarşıda, pazarda, markette yaşadığı cebinden çıkan paraya göre belirlenmelidir ve bu da yaklaşık TÜİK rakamlarının %50 fazlasıdır. Bir devlet kurumu olduğu için TÜİK verilerini hesaplamalarımızda baz almak zorundayız. Çünkü en başta ücret ve maaşlar olmak üzere tüm değerlendirmeler TÜİK’e göre yapılmaktadır.
TÜİK verilerine göre halkı en çok ilgilendiren yıllık ve aylık enflasyon oranlarına bakacak olursak;
YILLIK AYLIK
Gıda ve alkolsüz içecekler 48,57 5,10
Sağlık 52,84 2,69
Konut 74,45 2,40
Eğitim 92,49 0,01
———— ———–
TOPLAM 268,35 10,2 şeklinde bulduğumuz enflasyon rakamlarının ortalamasını almak için her ikisini de 4’e böldüğümüz zaman halkın büyük çoğunluğunu ilgilendiren yıllık enflasyonun 67,08; aylık enflasyonu ise 2,55 olarak buluruz. Tekrar belirtmek gerekirse rakamlar TÜİK verileri baz alınarak hesaplama yapılmıştır.
Bir başka konu ise enflasyonda baz etkisidir. Bu konuda aşağıdaki hesaplamayı yaparak ocak-kasım ayları arasındaki baz etkisini bulabiliriz.
6,70+4,53+3,16+3,18+3,37+1,64+3,23+2,47+2,97+2,88+2,24=36,37 2024 yılı ocak ve kasım ayları arasında gerçekleşen aylık enflasyon oranları;
6,65+3,15+2,29+2,39+0,04+3,92+9,49+9,09+4,75+3,43+3,28=48,48 2023 yılı ocak ve kasım ayları arasında gerçekleşen aylık enflasyon oranları
2023 ocak kasım aylık enflasyon oranları toplamından ile 2024 ocak kasım arasındaki enflasyon oranları toplamını çıkardığımız zaman (48,48-36,37) =12,11 rakamı baz etkisidir. Dolayısıyla yıllık gerçek enflasyon oranını bulmak için TÜİK tarafından verilen %47.09 ile baz etkisi olan %12,11 oranlarını toplamamız gerekir. Bu da %47,09+%12,11=%59,2 olur ve tekrar belirtiyorum TÜİK verilerine göre gerçek enflasyon oranıdır.
Enflasyonun kayda değer şekilde düşmemesinin temel nedenleri hizmet enflasyonu ve gıda enflasyonudur ve sürekli olarak TÜFE ortalamasının üzerinde seyretmektedir. Merkez Bankasından geçen ay yapılan açıklamada hizmet enflasyonunun nispeten kontrol altına alındığı ancak gıda enflasyonunun direnç gösterdiği belirtilmiştir ve doğru bir tespittir. Yukarıdaki hesaplamalarda görüldüğü üzere aylık TÜFE oranı %2,24 olmasına rağmen gıda enflasyonu %5.10 olmuştur. Doğal olarak hemen aklımıza bunun sebepleri gelecektir ve burada en büyük eksiğimiz sıkı ve sürdürülebilir bir tarım politikası uygulamamız olmamasındandır. Ayrıca yükselen maliyetler, ekilebilir alanların hoyratça kullanılması sonucu her geçen gün azalması, yükselen girdi maliyetleri yüzünden bazı üreticilerimizin ürünleri tarlada bırakması sonucu üretim arzı azalmaktadır ve önlem alınmazsa önümüzdeki yıl önemli oranda gıda enflasyonu yanında gıda sıkıntısı çekeceğimiz aşikardır.
Yukarıda kısaca değinmeye çalıştığım gibi yılbaşına bir ay kala %47 yıllık enflasyon gelmesi, yıl sonu hedefinin son derece zor olduğu kanaatini güçlendirmektedir. Dolayısıyla yıl sonunda verilecek maaş ve ücret zamlarına bağlı olarak 2025 yılı kolay geçmeyebilir ve 2024’den de daha zor olabilir. Çünkü yıl sonu enflasyon hedefi tutmadığı zaman önümüzdeki 2025 yılının %21 hedefi de gerçekleşmeyebilir. Yani daha çok yoksullaşabiliriz.
Maaş ve ücretler demişken Ocak-Kasım aylarında gerçekleşen enflasyon oranı olan %42,91 oranında alım gücü azalmıştır. Yani 17002 TL olan asgari ücret 7297 TL ye azalmış ve 9705,3 TL değerindedir. Aynı hesabı en düşük emekli maaşı alanlar için yaptığımızda 12500-%13,79=10901 TL olacaktır.
Maslow’un ihtiyaç teorisi piramidinin en altından itibaren baktığımızda beslenme barınma, giyinme gibi sıralandığını görebiliriz. Ancak günümüzde en önemli ihtiyaç olarak barınma gelmektedir. Çünkü gelirler yeterli düzeyde artmadığı halde kiralar astronomik şekilde artmaktadır ve kasım ayı için 12 aylık ortalaması olan %60,45 oranında yükselecektir.
Enflasyonun önlenebilmesi için sadece para politikaları yeterli değildir. Bununla birlikte
*Sıkı ve sürdürülebilir sanayi politikası
*Sıkı ve sürdürülebilir tarım ve hayvancılık politikası
*Sıkı ve sürdürülebilir maliye politikası da uygulanması gerekir.
Yukarıdaki saymaya çalıştığım enflasyonu önlemeye yönelik tedbirlerin her biri ayrı bir makale konusudur ve başka yazılarda ele alacağım.
Kaynak: SANAYİ HABER AJANSI