CGTN Yorumcusu Cao Ying, Çin’in Taiwan bölgesinin sözde lideri Lai Ching-te’nin 20 Mayıs’ta “göreve başlama töreninde” yaptığı konuşmanın ‘Taiwan’ın bağımsızlığı’nı amaçlayan bölücü güçlerin itirafı niteliğinde olduğunu söyledi.
CGTN Yorumcusu Cao Ying, Çin’in Taiwan bölgesinin sözde lideri Lai Ching-te’nin 20 Mayıs’ta “göreve başlama töreninde” yaptığı konuşmanın ‘Taiwan’ın bağımsızlığı’nı amaçlayan bölücü güçlerin itirafı niteliğinde olduğunu söyledi.
Cao Ying, “Lai, Taiwan’ı ‘dünyadaki demokrasi zincirinin’ kritik noktası olarak tasvir ederek ‘Taiwan’ın bağımsızlığı’nı hedefleyen bölücü güçleri aldatıcı bir kisveye büründürmeye çalıştı. Demokrasi kavramını kullanarak ABD dâhil olmak üzere Batı ülkelerindeki siyasetçilerin Çin aleyhine girişimlerine hizmet etmeye çalışan Lai, kendisi için daha fazla dış destek arayışında bulunuyor. Ancak Lai, durumu nasıl tasvir ederse etsin, ‘Taiwan’ın Çin’in Taiwan’i’ olduğu hakikatini değiştiremez.” diye konuştu.
Demokrasinin, Lai gibi bazı Taiwanlı siyasetçilerin ağızlarından bir türlü düşmese de bu kişiler esasen çok sayıda anti demokratik girişime başvurduğunu ifade eden Cao Ying, sözlerine şöyle devam etti:
“Demokratik İlerleme Partisi, son 8 yıl içinde partiden farklı fikirlere sahip olanları dışlama, farklı ses çıkaran basın kuruluşlarını kapatma girişiminde bulunuyor. Bunlar, Demokratik İlerleme Partisi’nin demokrasinin ilkelerini ihlal etmesinin kanıtları. Taiwan Adası’ndaki farklı çevreler, bölgenin demokrasisini felakete sürükleyen Demokratik İlerleme Partisi’nin, bölgede demokratik resesyona yol açtığı kanısında. Bununla beraber Lai gibi siyasetçilerin, sözde ‘Taiwan’ın bağımsızlığı’ yönündeki tutumunda ısrar ederek, Tek Çin ilkesini ve 1992 Konsensüsü’nü kabul etmemeleri, Taiwan’ın dış temaslarının da gerilemesine neden oldu.”
Cao Ying, “İç ve dış sıkıntılar içindeki Demokratik İlerleme Partisi, Taiwan meselesini uluslararası bir meseleye çevirmeye çalışıyor. Taiwan’ın küresel sanayi ve tedarik zincirlerindeki hayati önem taşıyan konumunu vurgulayan sözde yetkililer, demokrasi bahanesiyle Taiwan’ın tarihini çarpıtarak adanın hukuki konumunu değiştirmeye ve uluslararası toplumu yanlış yönlendirmeye çalışıyor.” dedi.
Uluslararası toplumda da ters giden bir trend ortaya çıktığını söyleyen Cao Ying, “ABD, kendi amaçları uğruna “otoriterliğe karşı çıkma” şeklinde dezenformasyon yayarak, sözde Demokrasi Zirvesi düzenledi ve hizipleşmeler tesis ediyor. Bunu fırsat olarak gören Demokratik İlerleme Partisi de ABD’ye yaranmak için kendisini sözde demokrasi grubuna katmaya ve dış destek kazanmaya çalışıyor. Demokrasi bayrağını taşıdıklarını iddia eden Batılı ülkelerin uluslararası toplumun tamamını temsil etmesi, dünya düzenini ve uluslararası normları değiştirmesi mümkün değil. Dolayısıyla Demokratik İlerleme Partisi’ne ‘‘gaz verenlerin’’ faaliyetleri sözde kalmaya mahkum.” şeklinde konuştu.
Cao Ying, “Lai’nin, 20 Mayıs’ta yaptığı konuşmada bulunduğu sözde “iki devlet” iması, hem Çin anakesimi hem de ada kamuoyunca sert bir dille eleştirildi. Taiwan meselesinin tarihî eğilimi nettir ve boğazın iki yakasının tek bir Çin’e ait olması eskiden olduğu gibi günümüzde de değişmez bir hakikattir. Lai, tatlı dille Taiwan’ın sözde bağımsızlığını süslemeye çalışsa da bu gerçeği çarpıtamaz ve boğazın statükosunu değiştiremez.” ifadelerini kullandı.
Hukuki açıdan bakıldığında da Kahire Deklarasyonu ve Potsdam Deklarasyonu gibi uluslararası hukuki geçerliliğe sahip belgelerin ilgili maddelerinde Çin Halk Cumhuriyeti’nin Taiwan üzerindeki egemenliğinin net bir şekilde belirtildiğini kaydeden Cao Ying, değerlendirmesini şöyle sürdürdü:
“Dış güçlerin müdahalesi nedeniyle boğazın iki yakasının henüz birleşmemesine rağmen, anakesim ile Taiwan’ın tek bir Çin’e ait olduğu gerçeği değişmedi ve değişmeyecek. 1971 yılında 26. BM Genel Kurulu’nda 2758 sayılı karar ezici bir çoğunlukla onaylandı. Taiwan dâhil olmak üzere Çin’in BM’deki temsili meselesi, siyaset, hukuk ve prosedür açılarından tamamen çözülmüştür. “İki Çin” veya “Bir Çin bir Taiwan’ın”ın bulunmadığı dünya genelinde kabul edilmiştir. Tek Çin ilkesi temelinde 183 ülke Çin’le diplomatik ilişki kurmuştur. Son günlerde de birçok ülkenin yönetimleri ve yetkilileri, Tek Çin ilkesine sadık kalarak, Taiwan’ın Çin toprağının ayrılmaz bir parçası olduğunu açıklamıştır. Tüm bunlar dünyanın eğilimini yansıtmaktadır.”
Cao Ying, “Çin Halk Kurtuluş Ordusu’na bağlı Doğu Harekât Alan Komutanlığı’nın kara, deniz, hava ve roket kuvvetleri, 23-24 Mayıs günlerinde Taiwan Adası’nın çevresinde “Ortak Kılıç-2024A” ortak askeri tatbikatını düzenledi. Tatbikat, “Taiwan’ın bağımsızlığını” amaçlayan bölücü güçlerin bağımsızlık arayışına güçlü bir ceza, dış güçlerin provokatif faaliyetlerine karşı da sert bir uyarı niteliğini taşıdığı gibi, Çin’in ulusal egemenliğini ve toprak bütünlüğünü koruma yönündeki adil ve gerekli bir adımıdır.” dedi.
Lai gibi siyasetçilerin dış güçlerle nasıl ilişkiler kurarlarsa kursunlar Taiwan’ın Çin’e ait olduğu gerçeğini değiştiremeyecek ve yeniden birleşme eğilimini engelleyemeyeceğini dile getiren Cao Ying, “’Taiwan’ın bağımsızlığı’ yönündeki girişimler muhakkak başarısızlığa uğrayacak. Devleti bölmeyi ve ulusun çıkarlarını satmaya yeltenenlerin sonu iyi olmayacak. Bu kişilerin demokrasiyi kullandıkları kirli oyunları uluslararası toplumunun gözünü boyayamayacak.” dedi.
SANAYİ HABER AJANSI
www.ekonomigundemi.com.tr