Bişkek, 6 Kasım (Hibya) – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı 11’inci Zirvesi’nde konuştu. Erdoğan, “Ortak alfabemiz, kader ortaklığımızın, ortak istikbalimizin ve geleceğe birlikte adım atma irademizin de nişanesidir.” dedi.
Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Ülkelerimiz arasında daha güçlü bağlar tesisini ve ortak bir gelecek inşasını hedef alan teşkilatımızın kuruluşunun 15’inci yıl dönümünü geçen ay idrak ettik. Bu yıl dönümüne özel olarak Türk dünyasının yetiştirdiği büyük fikir adamı İsmail Gaspıralı’nın ‘dilde, fikirde, işte birlik’ şiarına yer verdiğimiz hatıra parasını sizlere takdim etmenin bahtiyarlığını yaşıyorum.
Zirvemizin tüm Türk dünyası için hayırlara vesile olmasını, iş birliği ve dayanışmamızı daha da pekiştirmesini rabbimden niyaz ediyorum. Teşkilatımız hamd olsun Avrasya coğrafyasında ve ötesinde istikrar ve refah iklimini güçlendiren ve örnek alınan bir platform haline gelmiştir.
Ülkemizin önemli fikir adamlarından Prof. Dr. Ali Fuat Başgil, ‘Muvaffakiyet için önce irade lazımdır’ demiştir. Allah’ın izniyle Türk dünyasını ilelebet payidar kılacak güçlü irade bu masanın etrafındaki tüm dostlarımda ziyadesiyle mevcuttur. İnşallah hep beraber gönül ve ülkü birliği içerisinde çalışarak, teşkilatımızı çok daha ileriye taşıyacağız.
Gazze başta olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarında yaşanan soykırımın durdurulması noktasında uluslararası toplum, kötü bir sınav veriyor. Uluslararası barış ve güvenliğin korunmasından sorumlu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, toplanıp karar dahi alamıyor, daha doğrusu almak istemiyor. Netanyahu hükümetinin, ırkçı zihniyeti Gazze’deki mezalimin gölgesinde Batı Şeria’da Filistinlileri yerlerinden etmeye ve ilk kıblemiz olan Mescid-i Aksa’nın statüsünü değiştirmeye niyetleniyor.
İsrail’in kan ve gözyaşını tüm bölgeye yayma hedefini Lübnan ve İran’a yönelik saldırılarda da görüyoruz. Lübnan’da son bir senede ölenlerin sayısı 3 bine yaklaştı. Yerlerinden edilmiş kişilerin sayısı ise şimdiden 1,5 milyonu aştı.
Gazze’de ise 50 bine yakın masum kardeşimiz saldırılarda hayatını kaybetti. Türkiye olarak bu vahşeti, bu insanlık dışı katliamları kabul etmiyoruz. İsrail’i durdurmak ve 1967 sınırları temelinde başkenti Doğu Kudüs olan Filistin Devleti esas alan kalıcı barışı tesis etmek için ikili ve çok taraflı platformlarda elimizden gelen gayreti gösteriyoruz.
Türk dünyasının da kararlı bir duruş sergilemesi gerektiğini düşünüyorum. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Tatar’ı Şuşa’dan sonra bu defa Bişkek’te aramızda görmekten hassaten mutluluk duyuyorum.
Kıbrıs meselesinde adadaki gerçekler temelinde adil ve kalıcı çözüme erişilmesi için Türk dünyasına da önemli sorumluluklar düşmektedir. Kıbrıs Türkünün haklı davasını ne kadar sahiplenir ve onunla dayanışma gösterirsek, kendi birlik ve beraberliğimizi de o nispette kuvvetlendiririz.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin teşkilatımızın bugünkü zirvesinde onur konuğu ve gözlemci üye olarak yer alması, Türk dünyası olarak Kıbrıs Türküyle dayanışma irademizin tezahürüdür. İnşallah kendilerinin en kısa zamanda tam üye olarak aramızdaki yerini almasını bekliyoruz. Keza gözlemci üyemiz Türkmenistan’ı da aile meclisimizde tam üye olarak görmek istediğimizi bir kez daha vurgulamak istiyorum.
Ukrayna’da üçüncü yılını doldurmak üzere olan savaşın, bölgemize olumsuz etkileri sürüyor. Savaşın en başından beri her iki tarafın da masada olduğu bir müzakere sürecini ve devamında kalıcı, adil bir barışa ulaşılmasını destekliyoruz.
Türk devletleri olarak barışın tesisine yönelik diplomatik çabalara destek vermemizin son derece önemli olduğu kanaatindeyim. Keza coğrafyamızın istikrar ve güvenliğini Afganistan’daki gelişmelerden ayrı görmüyoruz.
Her zaman söylediğimiz gibi kardeş Afgan halkının yanındayız. Ancak geçici yönetimin de kapsayıcı ve temel insan haklarını esas alan bir yaklaşım sergilemesinin kendilerine yeni kapılar açacağına inanıyorum.
175 milyona ulaşan genç ve dinamik nüfusumuz, 1,2 trilyon doları aşan ticaret hacmimiz ve zengin kültür mirasımız, büyük atılımlar gerçekleştirmek için birlikteliğimize sağlam bir temel teşkil ediyor. Ticaret ve ekonomi başta olmak üzere bilim, enerji ve ulaştırma gibi alanlarda potansiyelimizi ortaya çıkaracak çalışmalarda bulunmamızda fayda vardır.
2040 vizyonumuzun unsurlarından Dijital Ekonomi Ortaklık Anlaşması üzerindeki müzakerelerin tamamlanmış olmasından memnuniyet duyuyorum. Ayrıca geçen sene hayata geçirdiğimiz Türk Yatırım Fonu’nun yakın zamanda faaliyete alınarak projelerimize destek sağlayacağından eminim.
Enerji konusunda da tek bir kaynağa bağımlılığımızı azaltarak, yenilenebilir enerjiye daha fazla yatırım yapma hedefiyle iş birliğimizi yoğunlaştıralım. Ulaştırma bağlamında Orta Koridor Projemizin sunduğu eşsiz fırsatlardan yararlanalım.
Türk Akademisi ve Türk Dil Kurumu tarafından geçtiğimiz eylül ayında Bakü’de düzenlenen Ortak Alfabe Komisyonu toplantısında Ortak Türk Alfabesi Projesi üzerinde mutabakata varılması tarihi bir adım teşkil etmiştir.
Ortak alfabemiz, kader ortaklığımızın, ortak istikbalimizin ve geleceğe birlikte adım atma irademizin de nişanesidir. Bu alandaki çabalarımızı artırmak suretiyle aramızdaki her türlü engeli inşallah ortadan kaldıracak, Türk dünyasının tarihi kucaklaşmasına imza atacağız.
34 harften oluşan ortak alfabe üzerinde mutabık kalındı. Bundan sonra üye ülkelerin bu alfabeyi esas alarak gerekli dönüşümün gerçekleştirilmesi gerekiyor. Türkiye, Azerbaycan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bu konuda hazır. Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan’ın yeni alfabeye geçiş için inisiyatif başlatması isabetli olacaktır.
Türk Devletleri Teşkilatı üye ülkeler arasında ticaretin geliştirilmesi için Orta Koridor’un etkin kullanılması için özel temsilci atanması yönünde Azerbaycan Cumhurbaşkanı, Şuşa Zirvesi’nde bir teklif sundu. Bu görev için özellikle bizim de adımızı hazırladığımızı sunmak istiyorum, ifade etmek istiyorum.
Türk dünyası, 2040 vizyonuyla belirlediğimiz hedeflere ulaşmak için bugün burada alacağımız kararların, aramızdaki ülkü birliğinin eriştiği ileri seviyeyi tüm dünyaya bir kez daha ispatlayacağına gönülden inanıyorum.
Bizler, bugünlere yürüyerek, engelleri aşarak, zorlukları göğüsleyerek, gerektiğinde de kanatlarımızla tırmanarak geldik. Ancak halen katetmemiz gereken ciddi bir mesafe var. İnşallah önümüzdeki dönemi hep birlikte Türk dünyası yüzyılı yapmak için tüm gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin.”
SANAYİ HABER AJANSI
www.ekonomigundemi.com.tr