Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabine toplantısı sonrası açıklama yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Tüm gençlerimizin 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı'nı tekrar tebrik ediyorum. Bütün kahramanları rahmetle yâdediyorum. Gazilerimizden hayatta olanlara sağlık ve afiyet temenni ediyorum. Kuveyt ile imzaladığımız 6 yeni anlaşma ile işbirliğimizi bir adım öteye taşıdık.
Azerbaycan Başbakanı Asedov'u kabulümüzde tek millet iki devlet şiarıyla hareket ettiğimiz can Azerbaycan'a desteğimizi yineledik. Güney Kafkasya'da yakalanan tarihi fırsatın ziyan edilmemesi gerektiğini her vesile ile vurguladık.
Azerbaycanlı kardeşlerimiz barış isteyen taraf olduklarını defalarca gösterdiler. Aynı uzlaşmacı tavrı Ermenistan yönetiminden de bekliyoruz. Türkiye olarak kalıcı barışa ulaşılması için her türlü çabayı göstereceğiz.
Danıştay'ın 156. kuruluş yıldönümünde Danıştay mensupları ve idari yargı camiamızla bir araya geldik. Adliyenin kapısını adaletin kapısı haline dönüştürmek için son 21 yılda pekçok adım attık.
Yamalı bohçaya dönüşen 1982 Anayasası ile ağır aksak bugünlere kadar gelebildik. Cumhuriyetimizin 100. yıldönümünü üzülerek ifade ediyorum darbe anayasası ile karşıladık ve geçirdik.
Bunu Türk siyaseti adına bir eksiklik olduğunu daha önce de gündeme getirdim. Karşımızda insicamı bozulmuş, bütünlüğü kaybolmuş, ileri demokrasi ve radikal vesayetin izlerini aynı anda taşıyan bir anayasa bulunuyor.
Bu hakikati sadece biz değil hukukçular da sık sık ifade ediyor. Mevcut anayasanın yeni Türkiye'yi taşıması mümkün değildir.
85 milyon olarak yeni yüzyılda yeni anayasa ülküsünü gerçeğe dönüştürmemiz gerektiğine inanıyorum. Bunu kendimiz için istemiyoruz, Türkiye'nin milletimizin buna ihtiyacı var. Siyaset kurumu sivil anayasa yapabilecek kudrete, toplumsal temsiliyete sahiptir.
Türk demokrasisi yeni ve sivil anayasasını ülkemize kazandırmalıdır. Yeni anayasa sadece siyasetin konusu da değildir. Sivil toplum, akademi, baro, gazetecilerin ve darbelerin mağdur ettiği tüm kesimlerin de süreci sahiplenmesini arzu ediyoruz.
Türkiye'nin tarih yazdığı alanların başında hiç kuşkusuz savunma sanayi vardır. 2002 yılında yüzde 80 oranında dışa bağımlı iken bugün savunma ihtiyaçlarımızın neredeyse tamamını yerli ve milli imkanlarla karşılıyoruz.
Bundan 10 sene önce 1,2 milyar dolar olan savunma ihracatımız 4,5 kat artışla 2023 yılında 5,5 milyar dolara yükseldi. Geçen sene 185 ülkeye 230 çeşit savunma sanayi ürünü ihraç ettik.
SİHA teknolojisinde dünyada ilk üç ülke arasındayız. Afrika'dan Avrupa'ya 50'den fazla ülke Türk şirketlerinin ürettiği İHA'ları kullanıyor. İHA, sadece askeri alanlarda değil tabii afetlerde, arama kurtarma faaliyetlerinde kritik rol oynuyor.
İran Cumhurbaşkanı sayın Reisi ve beraberindeki heyetin vefat ettiği helikopter kazasında İHA'ların önemi bir kez daha ortaya çıktı. Bayraktar Akıncı TİHA İranlı kardeşlerimizin talebi üzerine arama kurtarma çalışmalarında aktif görev üstlendi. Bölgede 7,5 saat arama tarama faaliyeti yaptı.
Görevini başarıyla tamamladıktan sonra da ülkemize döndü. Savunma sanayimizin ülkemizdeki belli çevreler tarafından sık sık hedefe konduğunu biliyoruz. Özveriyle çalışan savunma şirketlerimize ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum.
7-18 Mayıs tarihleri arasında icra edilen Denizkurdu-2 tatbikatında savunma kabiliyetimizi bir kez daha izleme fırsatı bulduk. Silahlı kuvvetlerimiz vatanımızın teminatı olmayı sürdürüyor. Donanmamız dünya denizlerinde bayrağımızı dalgalandırarak küresel barış ve istikrara da katkı sunuyor.
Yunanistan Başbakanı sayın Miçotakis'in ülkemize yaptığı resmi ziyaret ilişkilerimizde yeni sayfa açma irademizin en son göstergesi oldu. Komşuluk hukuku çerçevesinde Yunanistan'la temaslarımızın artmasından memnunuz.
Sayın Miçotakis'in bizimle aynı hissiyatı paylaştığını görüyoruz. Yunanistan'la kısa sürede kat ettiğimiz mesafe bölgemizdeki diğer ülkeler için de örnek teşkil etmektedir. Türkiye uzatılan hiçbir eli havada bırakmaz.
Gürcistan'la işbirliğimizi geliştirme irademizi de sayın Başbakan ve heyetinin ziyaretinde bir kez daha ortaya koyduk. Organize suç şebekeleri ve FETÖ ile mücadelede Gürcistan'ın bundan sonra daha fazla desteğini görüyoruz.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği üyelerimizle kucaklaştık, hasbıhal ettik. Kardeşlerime Türkiye ekonomisine yaptıkları katkılar için teşekkür ediyorum. Kim ne derse desin biz çiftçimizin, üreticimizin alın teriyle topraklarımızı bereketlendiren tarım emekçilerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz.
Ne mutlu bizlere ki, aileye değer veren, aile yaşantısını önemseyen, mukaddes sayan bir köklü geleneğe sahibiz. Aile Türk toplumunun temelidir, tespitini yapan Anayasamız devletin aileyi koruma görevlerini tek tek sıralamıştır.
Alkol, içki, uyuşturucu gibi insan sağlığını ve aileyi tehdit eden belalarla mücadelede geniş bir yelpazede devletin sorumlulukları ayrıntılı bir şekilde ifade edilmiştir. Aile kültür emperyalizmine karşı en sağlam kalemizdir. Son yıllarda aileye yönelik tehditlerin giderek arttığını müşahade ediyoruz.
Dünyanın birçok bölgesinde artık toplumlar yaşlanıyor. Yalnız yaşamayı tercih eden birey sayısı ve boşanma oranları artarken, evlilik oranları buna bağlı olarak hane başına düşen çocuk sayısı azalıyor. Evlilikler ve doğurganlık hızı azalırken tek ebeveynli ya da parçalanmış ailelerin sayısı günden güne çoğalıyor. Bu küresel trendden maalesef biz de olumsuz etkileniyoruz.
TÜİK'in 2023 yılı doğum istatistikleri endişe vericidir. Buna göre 2001 yılında 2,38 olan doğurganlık hızı 2023 yılında 1,51'e gerilemiştir. Yani nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2,1 seviyesinin altındayız. Açık söylüyorum bu Türkiye açısından varoluşsal bir tehdittir bir felakettir. Biz bu tabloyu gördüğümüz için sürekli 3 çocuk tavsiyesinde bulunuyorduk.
Maalesef zaman öngörülerimizde bizi haklı çıkardı. En az 3 çocuk çağrımızın önemi bugün daha iyi anlaşılıyor. Nüfus millet olarak en büyük gücümüzdür bunu korumak zorundayız. Önümüzdeki dönem bu konularda daha kararlı olacağız.
Küresel dayatmanın en bariz olduğu alanların başında cinsiyetsizleştirme politikaları geliyor. Bunun dünyada nasıl vahim boyutlarına önceki hafta düzenlenen Eurovision yarışmasında şahit olduk. Gençlere takdim edilen tuhaf tiplerin toplumsal yozlaşmanın Truva atı olduklarının açıktır.
Bunun bilinçli bir politika olduğu herkes tarafından kabul ediliyor. Türkiye'yi son 10-12 yıldır bu kepazelikten uzak tutarak ne kadar isabetli karar verdiğimizi görüyoruz.
Ülkemizde 31 Mart seçimleriyle el değiştiren bazı yerel yönetimlerin ilk icraatlarından biri görüyoruz ki içki tüketiminin yaygınlaştırılması oluyor. Milletin onca talebi ve beklentisi varken bu toplantıları kaygı verici görüyorum.
Belediyelerin görevi gazetecileri özel uçaklar tutup şarap festivaline götürmek değil gençlerimizi alkol belasından uzak tutmaktır. Aile müessesesi ile bireyin ruh ve vücut sağlığını tehdit eden her türlü politikanın karşısındayız.
Güçlü aile yapısının tesisi için üzerimize düşen her görevi sorumluluk bilinciyle adım adım fert fert planlayarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Ailenin korunması ve geçlendirilmesi vizyon belgesi ve eylem planı bu hassasiyetimizin ürünüdür. Tüm paydaşların katkısını almaya gayret ettik. Eylem planında yer alan 100 faaliyetinin yakından takipçisi olacağız.
Asrın felaketi olan 6 Şubat depremlerinde 680 bini konut, 170 bin işyeri olmak üzere toplam 850 bin bağımsız bölgesi kullanılamaz hale gelmişti. 1 trilyon lira üzerinde kaynak aktardık. Depremzedelerimize verdiğimiz sözleri yerine getirmek için canla başla çalışıyoruz.
Deprem bölgesinde yürütülen faaliyetleri çok yakından takip ediyorum. Çevre ve Şehircilik Bakanımızın bölgedeki son duruma dair kapsamlı sunumunu dinledik. Yaz aylarında birlikte inşallah inşallah daha seri şekilde tamamlanacak.
412 bin 682 konut, 38 bin 615 ticarethane olmak üzere 451 bin 297 bağımsız bölümünün ihale süreci bitti inşa faaliyetlerine başlandı. Toplam 110 bin kişilik işçi ordumuzla sahadayız. 4 bin 300'den fazla köyde köyevi inşa ediyoruz.
Şubat ve Mart aylarında 76 binden fazla konutu vatandaşlarımıza teslim ettik. Yıl sonuna kadar 200 bin konutu teslim etmeyi hedefliyoruz. 2025 yılının son aylarına doğru bütün hak sahiplerine konut ve işyerlerini teslim etmiş olacağız.
Kentsel dönüşümde 28 binden vatandaşımız işlemlere başladı. Depremzede şehirlerimizde içme suyu, atık suyu, kanalizasyon projeleri için yerel yönetimlere 64 milyar liralık hibe desteği sağlıyoruz. Deprem bölgelerimizi yeniden ayağa kaldırıncaya kadar inşallah gecemizi gündüzümüze katacağız.
İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı kardeşim sayın İbrahim Reisi ve heyet üyelerinin vefatından derin üzüntü duyduk. Hayatını kaybeden tüm kardeşlerimize Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Kabine toplantımız esnasında Cumhurbaşkanı vekili sayın Muhammed Muhbir ile telefon görüşmesi gerçekleştirdim.
Taziyelerimizi kendilerine ifade ettik. İran sınır komşumuz, İran halkı da kardeşimizdir. Asırlardır aynı coğrafyayı paylaşıyor, barış içinde yanyana çalışıyoruz. İran'ın Filistin davasına verdiği güçlü desteği her zaman takdirle karşıladık. Astana sürecinden itibaren İran'la yakın diyalog içindeydik.
İran'a karşı uygulanan tek taraflı yaptırımlara katılmayarak komşuluk hukukumuzu yerine getirdik. Merhum Reisi'yi 24 Ocak'ta Ankara'da ağırlamış, ilişkilerimizi ileriye taşımıştık.
Helikopter kazasından sonra İran makamlarıyla temasa geçerek arama kurtarma çalışmalarına katkı vermek için tüm imkanlarımızı seferber ettik. Kabine toplantımızda İran halkının yaşadığı derin acıyı paylaşmak üzere ülkemizde 1 günlük milli yas ilan edilmesini kararlaştırdık. İranlı kardeşlerimizin tekrar başı sağolsun diyoruz.
Büyük bir sel falaketiyle karşılaşan Afgan halkına geçmiş olsun diyorum. Bölgeye 43 vagondan oluşan yardım treni gönderiyoruz.
Gümrük işlemlerinden sonra inşallah yarın bölgeye sevk edeceğiz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum, toplantımızın hayırlara vesile olmasını diliyorum. Sizleri sevgi, saygıyla selamlıyorum, kalın sağlıcakla.”
www.ekonomigundemi.com.tr