DEREN KOCAMANOĞLU-08.02.2024-HİBYA- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Adıyaman Deprem Konutları Kura ve Anahtar Teslim Töreni’nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Şu anda kuralar çekildi. Biraz sonra da anahtarları teslim edeceğimiz konutlarımızın hak sahiplerine hayırlı olmasını diliyorum. Adıyaman, 6 Şubat 2023 depremlerinden en çok yara alan şehirlerimizden biridir. Asrın felaketi olarak adlandırılan bu depremlerde Adıyamanımızda 8 bin 561 insanımız hayatını kaybetti.
Depremde yıkılan 6 binin üzerindeki binaya ilave olarak acil yıkılacak durumda 8 binin üzerinde ağır hasarlı olarak da 19 binin üzerinde bina vardı. Yapılan tespitler sonunda Adıyaman’da yaklaşık 39 bini konut, 3 bin 400’e yakın işyeri ve 3 bine yakın ahır olmak üzere toplam 45 bin 305 hak sahibi belirlendi. Bugün 2 bin 798 konutumuzun teslimini yapıyoruz. Konutlarımızın hak sahibi vatandaşlarımıza hayırlı, uğurlu, bereketli olmasını diliyorum. İnşallah içinde huzurla, güvenle, emin bir şekilde oturacağınız evlere kavuşuyorsunuz.
Halen inşası süren 32 bin konutumuzu yıl sonuna kadar peyderpey teslim edeceğiz. Önümüzdeki sene tüm hak sahiplerini evlerine ve işyerlerine kavuşturmayı hedefliyoruz. Tabii bu süreçte barınma sorununu çözmek için de pek çok adım attık.
Adıyaman’a acil barınma ihtiyacını karşılamak üzere 91 binin üzerinde çadır gönderdik. Konteyner kentlerde ve kırsalda 35 bine yakın konteyner kurarak buralarda 118 bin vatandaşımıza hizmet verdik. Kamu tesislerinde 14 binin üzerinde kardeşimizi misafir ettik. Toplam 1,2 milyar liraya yakın kaynak kullanarak 27 bin 609 haneye kira yardımı yaptık. Şimdi kalıcı konutların teslimine başlayarak, şehrimizin ayağa kaldırılmasında yeni bir safhaya geçtik.
Sadece konut ve işyeri yapmakla şehirlerimizin caddelerini ve meydanlarını yeniden düzenlemekle kalmıyoruz. Aynı zamanda şehirlerimizi Türkiye Yüzyılı’na hazırlayacak temel altyapıyı ve büyük yatırımları da planlıyor, hayata geçiriyoruz. Bu çerçevede ülkemizin en hızlı büyüyen sektörü, savunma sanayimizin yatırımlarını deprem bölgesi şehirlerimize yönlendirmek amacıyla bir iskan ve istihdam projesi başlattık.
Adıyamanımıza savunma sanayi şirketlerimizin ortaklığıyla ve TUSAŞ’ın koordinasyonunda hem laboratuvar ve test altyapısı hem de kablo, konektör ve kablaj üretim tesisi kuruyoruz. İnşası süren bu tesis, inşallah yılsonuna doğru faaliyete geçecektir. Böylece sanayi alanında zaten ciddi bir atılım içinde olan şehrimizi savunma sanayimizin de merkezlerinden biri haline dönüştüreceğiz.
Özel sektörümüzün şehrimize olan ilgisinin artarak, sürdüğünü görüyorum. Nitekim Adıyaman, tüm deprem bölgesi şehirleri içerisinde sigortalı sayısı bakımından kayıplarını en hızlı telafi eden ve hatta deprem öncesinin üzerine çıkaran tek şehrimizdir.
Emin olun dünyada 14 milyon insani etkileyen 11 ilimizin 124 ilçesindeki 7 bin mahalle ve köyümüzde yıkıma yol açan böylesine büyük bir felaketin altından bu kadar kısa sürede kalkabilecek başka bir ülke yoktur. Gelişmiş ülkelerin dahi bizimkine göre çok daha küçük afetler karşısında nasıl çaresiz kaldığını biliyoruz. Üstelik Türkiye, tarihinin en büyük imar, inşa ve ihya seferberliğini yaşadığı nice olumsuzluklara rağmen bunu yürütmektedir.
Hem sınırlarımızın ötesinde hem şehirlerimizde birden artış gösteren terör eylemleri, provokasyonlar, tahrikler, tuzaklar boşuna değildir. Hepsi de bu amaca hizmet etmek üzere yazılmış aynı senaryonun bir parçası olarak tedavüle konulmuş araçlardır. Bu oyunu kuranların bilmedikleri bir şey var. O da Türkiye’nin artık eski Türkiye olmadığıdır.
İktidara geldiğimizde milletimizden aldığımız destek ve güçle önce güven ve istikrar iklimini tesis edecek adımları attık. Elbette önümüzde pek çok tuzak kuruldu. Pek çok sinsi oyunla yolumuz kesilmeye çalışıldı. Gezi Olaylarından darbe girişimlerine, terör eylemlerinden sınırlarımızın tacizine, sosyal kaos çıkarma denemelerinden ekonomik tuzaklara her yolu denediler. Hamd olsun hepsinin de birer birer üstesinden gelerek demokrasi ve kalkınma atılımlarımızı kararlılıkla hayata geçirdik.
Son olarak şanslarını geçtiğimiz yılın mayıs ayındaki cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimlerinde denediler. Normal şartlarda yolda birbirlerini görseler selam vermeyecek olanları aynı ittifak çatısı altında birleştirdiler. Ama yine de başaramadılar. Bütün günahı da bay Kemal’in sırtına yükleyip kenara çekildiler.
Bay Kemal’e ilk hançeri vuranlar ise toplam oyları yüzde 1’i dahi bulmadığı halde sırtında Meclis’e taşıdığı uyanıklar oldu. Halbuki milletimiz o dönem kimin nerede durduğunu gayet iyi hatırlıyor. Şimdi de önümüzdeki Mahalli İdareler Seçimlerinde bilhassa bazı belediyeleri kaybetmemek için yine akıllara ziyan arayışlara giriştiler.
Terör örgütleriyle ilişkileri tescilli partilerle demlenmek mi dersiniz, daha önceki gün Çağlayan Adliyemize saldıranların da aralarında olduğu teröristlere kol kanat germek mi dersiniz, emperyalistlerin ülkemizi köşeye sıkıştırmak için kullandıkları her araca, her argümana sarılmak mı dersiniz. Velhasıl akla gelen gelmeyen nice karanlık pazarlıkla garip bir telaş ve saldırganlık içinde çırpınıp duruyorlar.
Milletimiz, mayıs seçimlerinin ardından altılı ittifakın düştüğü duruma bakıp ‘Ülke iyi ki bunların eline kalmadı’ diye hamd ediyor. Mart seçimlerinin ardından da herhalde aynı şükrü şehirlerimizdeki vatandaşlarımız ‘İyi ki bunların eline düşmedik’ diye yapacak. Gidişat onu gösteriyor.
Biz ülkemize, milletimize, şehirlerimize, en başta da deprem bölgemize neler yapabileceğimize, dertlere nasıl derman olabileceğimize, sıkıntıları nasıl çözebileceğimize, eksikleri nasıl tamamlayabileceğimize bakıyoruz.
Özellikle milletimizin bize verdiği yetkinin ve sağladığı desteğin gereğini yerine getirmezsek vebal altında kalırız.
Adıyaman’ın acı günlerinde olduğu gibi sevinçli günlerinde de hep yanında yer almayı sürdüreceğiz. Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyor, Allah’a emanet ediyorum. Kalın sağlıcakla.”
www.ekonomigundemi.com.tr