Çin’in Washington Büyükelçisi Xie Feng, Çin’in Atina veya Sparta olmadığını söyledi. Büyükelçi Xie Feng, 19 Nisan’da Harvard Üniversitesi Fairbank Çin Araştırma Merkezi’ni ziyaret ederek akademisyenlerle fikir alışverişinde bulundu.
Çin’in Washington Büyükelçisi Xie Feng, Çin’in Atina veya Sparta olmadığını söyledi.
Büyükelçi Xie Feng, 19 Nisan’da Harvard Üniversitesi Fairbank Çin Araştırma Merkezi’ni ziyaret ederek akademisyenlerle fikir alışverişinde bulundu.
“Çin, Atina veya Sparta değildir”
Büyükelçi Xie konuşmasında, “Gerçek Çin'i anlamak için, Çin'in tarihi ve kültürünü derinlemesine araştırmak ve Çin medeniyetinin özü ile özelliklerini bilmek gerekiyor. Böylece Çin'in gidişatı anlaşılabilir. Çin kültürü, Thucydides Tuzağı'nı aşabilecek özelliklere sahiptir.” dedi. Xie, ilk olarak Çinlilerin barışın kıymetini bildiğini vurguladı ve Çin’in tarihte devlet gücü açısından çoğu zaman dünyada önde olmasına rağmen, Çinli ataların “Savaş yanlısı bir ülke ne kadar büyük olursa olsun, yok olmaktan kurtulamaz” diyerek uyardıklarını hatırlattı. Çin'in işgal, sömürgecilik ve silah yoluyla zorla yayılmaya her zaman karşı çıktığını ve savaşın sadece meşru müdafaa için başvurulan son çare olarak görüldüğünü belirten Xie, Çin'in Atina veya Sparta olmadığını ifade etti. Xie, “güçlü bir devletin mutlaka hegemonya peşinde olacağı” düşüncesinin, Çin kültürünün genlerinde olmadığı gibi, gelişim mantığına da uymadığını söyledi. Xie, ikinci olarak Çinlilerin “Erdemli bir kişi, büyük sorumlulukları omuzlayabilir” düşüncesine bağlı kaldığına dikkat çekti ve bu düşüncenin, Çinlilerin dış dünyayı fethetmek yerine kendi ahlâki gelişimini sürdürmeyi tercih ettiğini yansıttığını dile getirdi. Üçüncü olarak, Çinlilerin tarihten ders alma bilincine sahip olduğunu belirten Xie, Çin medeniyetinin dünyada 5 bin yıl süren kesintisiz bir tarihi olduğunu ve Çinlilerin bu geleneğiyle olayları uzun bir tarihsel süreç açısından değerlendirmeye alışkın olduklarını kaydetti.
Taiwan Boğazı’nın istikrarının en büyük tehdidi, ayrılıkçılar ve arkasındaki dış güçler
Taiwan meselesine değinen Xie Feng, Taiwan Boğazı'nın iki yakasının tek bir Çin'e ait olduğunu ve Taiwan'ın Çin toprağının ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı. Xie, son yıllarda Taiwan'daki gerginliğin iki gücün boğazın mevcut durumunu değiştirmeye girişmesinden kaynaklandığını vurguladı. Xie, Taiwan makamının ABD'nin gücüne dayanarak sözde bağımsızlık hedeflediğini ve 1992 Mutabakatı'nı kabul etmeyi reddettiğini ifade etti. Diğer yandan, dış güçlerin de Taiwan'ı kullanarak Çin'i kısıtlamaya çalıştığına dikkat çekti. Xie, “Ülkenin birleşmesi konusunda politikamız tutarlı ve nettir. Azami içtenlik ve azami çaba ile barışçıl birleşmeyi hedefliyoruz. Ancak Taiwan bağımsızlığını amaçlayan ayrılıkçı girişimlere ve dış müdahalelere müsamaha göstermeyeceğiz. Sözde ‘barış yoluyla bölücülüğe’ izin vermeyeceğiz.” dedi.
Xie, Taiwan meselesinin Çin-ABD ilişkileri için son derece önemli ve hassas bir konu olduğunu vurguladı. Xie, “İkili ilişkilerin tarihine bakıldığında, Taiwan meselesinin iyi yönetilmesi halinde Çin-ABD ilişkilerinin istikrarının garanti altına alınabileceğini, ancak iyi yönetilememesi durumunda büyük sorunların yaşanabileceğini anlayabiliriz.” dedi.
SANAYİ HABER AJANSI
www.ekonomigundemi.com.tr