Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in “Çin-Fransa Diplomatik İlişkilerinin Kurulmasına Yön Veren Ruhu İleriye Taşımak, Küresel Barış ve Kalkınma İçin Birlikte Çalışmak” başlıklı imzalı makalesi, Fransa’ya resmi bir ziyaret için Paris’e gelişinin ardından Pazar günü Fransız Le Figaro gazetesinde yayımlandı.
Makalenin tam metni şu şekilde:
Çin-Fransa Diplomatik İlişkilerinin Kurulmasına Yön Veren Ruhu İleriye Taşımak, Küresel Barış ve Kalkınma İçin Birlikte Çalışmak
Xi Jinping
Çin Halk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı
Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un daveti üzerine Fransa’ya üçüncü resmi ziyaretimi gerçekleştirmekten memnuniyet duyuyorum.
Fransa biz Çinliler için özel bir cazibeye sahiptir. Bu ülke, tüm insanlığa ilham veren küresel çekiciliğe sahip bir filozoflar, yazarlar ve sanatçılar galaksisi üretmiştir. 150 yılı aşkın bir süre önce Fransız vatandaşları Çin’in Fujian Donanma Tersanesi ve Fujian Deniz Harp Okulu’nu kurmasına yardımcı olmuştur. Fransa aynı zamanda Çin’den devlet destekli öğrencileri kabul eden ilk ülke olmuştur. Bir asır önce, çok sayıda genç Çinli ileri eğitim için Fransa’ya gitti. Bu genç vatanseverlerden bazıları Yeni Çin’in kuruluşuna ve gelişimine kayda değer katkılarda bulunmaya devam etti. Fransa aynı zamanda Yeni Çin ile resmi diplomatik ilişkilere giren ilk büyük batı ülkesiydi.
2024 yılı özel bir öneme sahiptir. Fransa’yı ziyaret ederken yanımda Çin’den üç mesaj getireceğim.
-Çin, diplomatik ilişkilerinin kurulmasına rehberlik eden ruhu ileriye taşımak, geçmiş başarıların üzerine inşa etmek ve Çin-Fransa ilişkilerinde yeni ufuklar açmak için Fransa ile birlikte çalışacaktır.
Bu yıl Çin-Fransa ilişkilerinin 60. yıl dönümü. Altmış yıl önce General Charles de Gaulle, dönemin eğilimlerine dayanan stratejik bir vizyonla Yeni Çin ile diplomatik ilişkiler kurmaya karar verdi. Soğuk Savaş’ın en yoğun olduğu dönemde bu bağımsız kararı vermek kolay değildi, ancak doğru ve ileri görüşlü bir karar olduğu kanıtlandı. Çin-Fransa ilişkilerinin kurulmasıyla birlikte Doğu ve Batı arasında bir iletişim köprüsü inşa edilmiş ve uluslararası ilişkiler diyalog ve işbirliği yönünde gelişebilmiştir.
Bu altmış yıl içinde Çin-Fransa ilişkileri çağın gerisinde kalmadı. İki ülke kapsamlı bir stratejik ortaklık kurulmasına ve Çin’in Batı ülkeleriyle ilişkilerinde kurumsal stratejik diyalog başlatılmasına öncülük etti. Havacılık ve nükleer enerji alanlarında ve üçüncü taraf pazarlarında işbirliğine öncülük ettik. Karşılıklı olarak kültür merkezleri açan ve kültür yılı etkinliklerini başlatan ilk ülkeler arasında yer alarak medeniyetler arasında karşılıklı öğrenmeye rehberlik ettik. Çin-Fransa işbirliği, iklim değişikliği konusunda Paris Anlaşmasının ve Kunming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesinin imzalanmasına katkıda bulunarak küresel iklim gündeminin uygulanmasını güçlü bir şekilde destekledi.
Tarih bizim en iyi öğretmenimizdir. Huzurlu olmaktan uzak ve bir kez daha çok sayıda riskle karşı karşıya olan bir dünyada yaşıyoruz. Çin, ülkelerimiz arasında daha güçlü bir kapsamlı stratejik ortaklık kurmak ve küresel toplumun daha güçlü işbirliğine yeni katkılarda bulunmak için diplomatik bağlarımızın kurulmasına rehberlik eden ruhla Fransa ile birlikte çalışmaya hazırdır.
-Çin dünyaya daha da açılacak ve Fransa ve diğer ülkelerle işbirliğini derinleştirecektir.
Bu yıl Çin Halk Cumhuriyeti’nin 75. kuruluş yıldönümüdür. Çin halkı 75 yıllık azimli ve sıkı bir çalışmayla Çin’i yoksul bir ülkeden dünyanın en büyük ikinci ekonomisi haline getirdi. Kırsal kesimde yaşayan birkaç yüz milyon insan, insanlık tarihinde bir mucize olan yoksulluktan kurtuldu. Çin ekonomisi 2023 yılında yüzde 5,2 büyüme kaydetti ve yüksek kaliteli kalkınma yolunda daha fazla ilerleme kaydedilmesiyle 2024 yılında yaklaşık yüzde 5 oranında büyümesi bekleniyor. Çin küresel büyümenin kaynağı olmaya devam edecek ve tüm ülkeler için fırsatlar yaratacaktır.
Çin’in kalkınmasını mümkün kılan şeylerden biri de dışa açılma konusundaki kararlılığımızdır. Çin halkının daha iyi bir yaşam için sürekli artan ihtiyaçlarını karşılamak üzere Çin pazarına daha kaliteli Fransız tarım ürünleri ve kozmetik ürünlerini bekliyoruz. Fransa’dan ve diğer ülkelerden şirketlerin Çin’e yatırım yapmasını memnuniyetle karşılıyoruz. Bu amaçla Çin’in imalat sektörünü tamamen açtık ve telekom, tıbbi ve diğer hizmetlere pazar erişimini genişletmek için daha hızlı hareket edeceğiz. Ayrıca Fransa dahil pek çok ülkeden gelen ziyaretçiler için 15 günlük vize muafiyeti politikamız var ve yabancıların Çin’de seyahat etmelerini ve ödeme yapmalarını kolaylaştırmak için daha fazla tedbir aldık.
Çin dışa açılırken Çinli şirketleri de küreselleşmeye teşvik ediyor. Fransa yeşil inovasyona dayalı yeniden sanayileşmeyi ilerletirken, Çin de yeni kaliteli üretici güçlerin gelişimini hızlandırıyor. İki ülke inovasyon konusundaki işbirliğini derinleştirebilir ve yeşil kalkınmayı ortaklaşa teşvik edebilir. Bazı Çinli şirketler Fransa’da batarya tesisleri kurdu. Çin hükümeti daha fazla Çinli şirketin Fransa’da yatırım yapmasını destekliyor. Fransa’nın da bu şirketlerin adil ve eşitlikçi bir iş ortamında faaliyet göstermelerini sağlayacağını umuyoruz.
-Çin, dünya barışı ve istikrarını korumak için Fransa ile iletişim ve koordinasyonu güçlendirecektir.
Bu yıl Barış İçinde Bir Arada Yaşamanın Beş İlkesinin 70. yıldönümü. Yetmiş yıl önce Çin Başbakanı Zhou Enlai beş ilkeyi ilk kez tam olarak ortaya koydu: “egemenliğe ve toprak bütünlüğüne karşılıklı saygı, karşılıklı saldırmazlık, birbirlerinin içişlerine karışmama, eşitlik ve karşılıklı yarar ve barış içinde bir arada yaşama.” Barış İçinde Bir Arada Yaşamanın Beş İlkesi, 70 yıl boyunca dünyanın dört bir yanındaki ülkeler tarafından geniş çapta kabul görmüş ve tanınmıştır. Çağdaş uluslararası ilişkileri yöneten önemli bir norm haline gelmiştir.
Çin, Barış İçinde Bir Arada Yaşamanın Beş İlkesini sadakatle uygulamıştır. Kuruluşundan bu yana geçen 70 yılı aşkın süre boyunca Yeni Çin hiçbir zaman bir savaşa neden olmamış veya bir karış yabancı toprağı işgal etmemiştir. Çin, Anayasasında barışçıl kalkınma yoluna bağlılığa yer veren dünyadaki tek ülkedir ve Çin, nükleer silah sahibi başlıca devletler arasında nükleer silahların ilk kullanımını gerçekleştirmemeyi taahhüt eden tek ülkedir.
Son yıllarda Küresel Kalkınma İnisiyatifi, Küresel Güvenlik İnisiyatifi ve Küresel Medeniyet İnisiyatifi önerilerinde bulundum. Çin’in küresel yönetişimin iyileştirilmesine ve insani kalkınmaya ilişkin zorlu meselelerin çözümüne yardımcı olma çabalarının bir parçası olarak bu üç girişim 100’den fazla ülke ve uluslararası kuruluşun desteğini kazanmıştır.
Çin, Ukrayna krizinin Avrupa halkları üzerindeki yansımalarının farkındadır. Çin, Ukrayna krizini başlatmadığı gibi bu krizin bir tarafı ya da katılımcısı da değildir. Bununla birlikte Çin, krizin barışçıl yollarla çözüme kavuşturulması çabalarında yapıcı bir rol oynamaktadır. BM Şartının amaç ve ilkelerine riayet edilmesi, tüm ülkelerin egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygı gösterilmesi ve tüm tarafların meşru güvenlik kaygılarının ele alınması gibi pek çok çağrıda bulundum. Nükleer silahların kullanılmaması ve nükleer bir savaşa girilmemesi gerektiğini vurguladım. Çin, Ukrayna’ya çok sayıda insani yardım sevkiyatında bulunmuş ve ilgili ülkeler arasında arabuluculuk yapmak üzere birçok kez özel temsilcisini göndermiştir. Ukrayna krizi ne kadar uzarsa, Avrupa’ya ve dünyaya o kadar büyük zarar verecektir. Çin, Avrupa’ya erken bir tarihte barış ve istikrarın geri dönmesini umut etmektedir. Krizden makul bir çıkış yolu bulmak için Fransa ve tüm uluslararası toplumla birlikte çalışmaya hazırız.
Filistin-İsrail çatışması bizim de yüreğimizi burkuyor. Temel çözüm bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulmasında yatmaktadır. Tarih defalarca göstermiştir ki, tekrar eden Filistin-İsrail sorunu esasen ilgili BM kararlarının fiilen uygulanmamasından, iki devletli çözüm temelinin sürekli aşınmasından ve Orta Doğu barış sürecinin sapmasından kaynaklanmaktadır. Çin ve Fransa’nın Filistin-İsrail meselesinde pek çok ortak noktası bulunmaktadır. Bu nedenle işbirliğimizi güçlendirmemiz ve Orta Doğu’da barışın yeniden tesis edilmesine yardımcı olmamız kritik önem taşımaktadır.
Konfüçyüs’e göre “gerçek ahlaki dürüstlüğe sahip bir insan, hem dost hem de bağımsız olan, ilkelerinden ödün vermeyen, önyargısız ve taraf tutmadan bağımsız olan kişidir. Kendi gücünde ne kadar da yılmazdır!” Fransız yazar Romain Rolland şöyle der: “İnsanın kendi kendini yönlendirmesine izin vermesi, kendi adına düşünmesinden çok daha kolaydır. Bu vazgeçiş fesadın çekirdeğidir.” Hem Çin hem de Fransa iki büyük ülke olarak bağımsızlığa değer vermektedir. Tarihin uzun akışı içindeki etkileşimlerimiz, dünyanın yörüngesini değiştiren muazzam bir enerji açığa çıkarmıştır. Şimdi başka bir tarihi başlangıç noktasındayız. Gelin bu yeni yolculukta, Çin-Fransa ilişkilerinde iki ülkenin ve dünyanın yararına olacak daha fazla ilerleme için el ele verelim!
SANAYİ HABER AJANSI
www.ekonomigundemi.com.tr