Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi, kısa süre önce Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “zorla çalıştırma” iddiasını çürüttü.
Reuters’in bildirdiğine göre, Volkswagen gibi Alman şirketleri, Çin’in Xinjiang Uygur Özerk Bölgesi’nde sözde “zorla çalıştırma”dan endişe duydukları için “Xinjiang’daki ticari faaliyetlerini yeniden düşünüyor.”
CGTN Yorumcusu Liu Wenjun, son yıllarda Batı ülkelerinde Çin karşıtı güçlerin Xinjiang’a ilişkin yalanlar uydurduğu iddiasında bulunarak, “‘Zorla çalıştırma’ bu yalanlardan biri. Bu durum, Çin’deki bir deyimi hatırlatıyor: Bir kimseyi suçlamak isteyen, her türlü bahaneyi arar.” dedi.
Wenjun, Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi’nin kısa süre önce Münih Güvenlik Konferansı’nda yaptığı konuşmada, “zorla çalıştırma” iddiasını çürüttüğünü belirtti.
Wang Yi, “Acaba Xinjiang’da yaşayan Uygurların çalışma hakkı ve çalışma özgürlüğüne sahip olması gerekmiyor mu? ‘Zorla çalıştırma’ bahanesi arama, esasen Uygurları işsiz kalmaya zorlamayı ve ürettikleri ürünleri satılamaz hale getirmeyi amaçlıyor. Bu nasıl bir insancıllıktır? Bu insan haklarını koruma mı? Söylediğime inanan veya inanmayan herkesin Xinjiang’a gidip yerinde görmesini tavsiye ediyorum.” diye konuştu.
Çin’in Alman otomotiv şirketi Volkswagen’in en büyük yurtdışı piyasası konumunda olduğuna değinen Liu Wenjun, şunları kaydetti:
“Çin’deki satışları, şirketin toplam satış hacminin yüzde 40’ını oluşturuyor. Ancak, Mayıs 2022'den bu yana bir avuç Alman politikacı ve bazı uluslararası insan hakları örgütleri, sözde ‘zorla çalıştırma’ gerekçesiyle Volkswagen'in Xinjiang’daki fabrikasını karalamaya çalıştı. Hatta, Almanya’nın bazı kuruluşları Volkswagen'e yönelik kamu yatırım garantisini uzatmayı reddetti. Bu durum karşısında dönemin Volkswagen yöneticileri Xinjiang’daki ticari faaliyetlerine devam edeceklerini açıkladı.”
Volkswagen geçen yılın sonunda ise Xinjiang’daki fabrikasında araştırma yapmak için bağımsız bir mali şirket görevlendirdi. Araştırmada geçen 3 yıl içinde fabrikada 197 çalışanın iş sözleşmeleri ve maaş ödeme durumları incelendi. Sonunda fabrikada “zorla çalıştırma” olmadığı sonucuna varıldı.
Volkswagen Çin Şubesi Direktörü Ralf Brandstaetter de geçen yılın şubat ayında şirketin Xinjiang şirketini ziyaret etti ve benzer sonuca vardı. Nitekim, DPA’nın bildirdiğine göre, Volkswagen'in Xinjiang’daki fabrikasında çalışanların yüzde 29'u etnik azınlıklardan. Fabrikada görev yapan tüm etnik gruplara bağlı çalışanlar, fabrikanın üretim, teknoloji ve yönetim gibi çeşitli iş halkalarında eşit ve dengeli olarak görev yapıyorlar.
CGTN Yorumcusu Liu Wenjun, değerlendirmelerine şöyle devam etti:
“Yukarıdaki bütün gerçekler, sözde “zorla çalıştırma” iddiasının baştan sona yalan olduğunu kanıtladı. Çin’in yasaları doğrultusunda bölgede yaşayan tüm etnik grupların mensupları kendi iradeleriyle mesleklerini seçme hakkına sahipler ve meşru hakları ve çıkarları etkin bir şekilde garanti altına alınmıştır. Bu gerçekler karşısında “zorla çalıştırma” iddiası püskürtüldü. ABD’de ciddi bir zorla çalıştırma sorunu yaşanmakta. ABD’nin şu an yapması gereken tek şey, kendi kendisini incelemek ve yaptığı hatalardan ders almaktır.
Batı ülkelerinde Çin karşıtı güçlerin Xinjiang’a ilişkin yalanlar uydurmasının amacı, Xinjiang’ı kaosa sürüklemek ve dolayısıyla Çin'in gelişmesini engellemektir. Onlar, Xinjiang’da insan haklarını korumak kisvesi altında ‘zorla ayrıştırma’, ‘zorla işsiz bırakma’ ve ‘zorla yoksullaştırma’ durumları yaratmak istiyor. Tabii, onların bu komplosu başarısız olacaktır. Günümüzde Xinjiang’da sosyal istikrar, hızlı ekonomik büyüme, farklı etnik grupların dayanışması ve dini uyum sağlanmakta ve Xinjiang yerel halkının çeşitli hak ve çıkarları etkin bir şekilde garanti altına alınmaktadır. İlgili Alman şirketleri gerçeklere saygı gösterip, işin doğrusuyla yanlışlığını etkin şekilde ayırt etmeli ve Xinjiang’da yatırım ve kalkınma fırsatlarına değer vermelidir.”
SANAYİ HABER AJANSI
www.ekonomigundemi.com.tr