Kısa süre önce, Beijing’deki Silk Street çarşısında, bir grup Türk turistle karşılaştım. Giyim, ayakkabı ve aksesuar gibi malları almak için çarşıya gelmişlerdi. Türkçeyle onlara selam verdim ve biraz sohbet ettik. Biri bana dedi ki: “Salgının bitmesinden sonra Çin’e seyahat etmek istedim. Arkadaşlarıma göre, Silk Street İstanbul’daki Kapalı Çarşı gibi, burada ucuz ve kaliteli malları alabiliriz.”
Kısa süre önce, Beijing’deki Silk Street çarşısında, bir grup Türk turistle karşılaştım. Giyim, ayakkabı ve aksesuar gibi malları almak için çarşıya gelmişlerdi. Türkçeyle onlara selam verdim ve biraz sohbet ettik. Biri bana dedi ki: “Salgının bitmesinden sonra Çin’e seyahat etmek istedim. Arkadaşlarıma göre, Silk Street İstanbul’daki Kapalı Çarşı gibi, burada ucuz ve kaliteli malları alabiliriz.”
Türk turistlerin Silk Street çarşısında hesap makinesiyle Çinli esnaflarla pazarlık yapmaya alıştığını gördüm. Birkaç yıl önce İstanbul’da çalışırken Kapalı Çarşı’da Çinli turistlerin aynı şekilde pazarlık yaptığını görmüştüm.
Bu yıl, Kuşak ve Yol inisiyatifinin ileri sürülmesinin 10. yıldönümüdür. Küçük eşyaların ticaretinin yanı sıra, Çin ve Türkiye Kuşak ve Yol kapsamında birçok büyük projeyi birlikte gerçekleştirdi.
Çinli şirketlerin son 10 yılda Türkiye’ye yaptığı yatırımlar 3 milyar doları aştı. 1200’den fazla Çinli şirket Türkiye’de şubelerini açtı. 2014 yılında, iki ülkenin iş birliğiyle inşa ettiği Ankara-İstanbul Yüksek Hızlı Demiryolu hizmete girdi. Ankara ile İstanbul arasındaki günlük ortalama yolcu sayısı 4 binden 25 bine yükseldi. Ankara-İstanbul YHD, Avrasya Kıta Köprüsü koridorunun önemli bir parçası olarak doğu ve batı arasındaki ticaretin ve kültürel temasların yoğunlaştırılmasına büyük katkıda bulundu.
2020 yılında, Türkiye’den yola çıkan ve Orta Koridor üzerinden geçen ilk yük treni Çin’e ulaştı. Bunun ardından, Orta Koridor üzerinden geçen yük trenlerinin sayısı hızlı bir şekilde arttı. Diğer yandan, iki ülkedeki şirketlerin ortak çabalarıyla, Tuz Gölü Yeraltı Doğalgaz Depolama Tesisi, Adana’daki Hunutlu Termik Santralı ve İstanbul Metro Ağı Genişletme Projesi dahil olmak üzere büyük projeler yerine getirildi.
Altyapı tesislerinin yanı sıra, Çin ve Türkiye 5G gibi yüksek teknoloji alanlarında da iş birliği başlattı. 2015 yılından itibaren, Huawei şirketi Türkiye’deki 3 büyük telekomünikasyon şirketiyle iş birliği yaparak bütün Türkiye’yi kapsayan 4.5G hızında ev interneti ve 5G hızında ticari interneti kurdu. Bu çalışmalar, Türkiye ekonomisinin dijitalleşme sürecine temel attı.
Çin Türkiye’nin ikinci büyük ticaret ortağı haline geldi. 2022 yılında, iki ülke arasındaki ticaret hacmi 38 milyar 550 milyon dolara ulaştı. Çin’in Türkiye’ye ihracatı 34 milyar 30 milyon doları, Türkiye’den ithalatı ise 4 milyar 520 milyon doları buldu. İki ülke arasındaki ticaret dengesizliği uzun süredir Türkiye’nin gündeminde.
Söz konusu ticaret dengesizliği sorununu daha kapsamlı olarak değerlendirmeliyiz. Çin’in Türkiye’ye yaptığı yatırımlar imalat sanayi ve altıyapı tesisleri gibi alanlarda yoğunlaştı. Örneği, Huawei şirketi İstanbul’da Ortadoğu Araştırma Merkezi’ni kurdu. Çinli lityum pil şirketleri, Türkiye’de araç pili fabrikası açmayı planlıyorlar. Söz konusu projeler, Türk işçilere istihdam olanağı sunduğu gibi Türkiye’nin bilimsel ve teknolojik seviyesinin yükseltilmesine yardımcı olacak.
Diğer yandan, ekonominin küreselleşmesiyle, bir ülkenin ticaret dengesinin dünya çapında gerçekleştirilmesi gerekir. Batılı ülkelere kıyasla, Türkiye imalat sanayii alanında avantajlı bir konumda. Türk sanayi şirketleri Çinli şirketlerle iş birliği yaparak üretim maliyetini düşürebilir ve ihracattan daha büyük fayda sağlayabilir.
Türk kamuoyununda, ucuz Çin mallarının Türkiye’ye satılması nedeniyle Türk atölyecilerinin işinin zorluğa düşmesine ilişkin haberler sık sık duyuruldu. Mesela, Çin’in Yiwu kentinden Türkiye’ye getirilen birçok nazar boncuğu, nazar boncuğunu üreten Türk atölyecilerini iflas ettirdi. Aslında, bu konu diğer bir açıdan değerlendirilmeli. Öncelikle, Çin menşeli küçük eşyaları Türkiye’ye getirenler, Yiwu’lu iş insanları değildir, Türk iş insanlarıdır. Türk toptancıları Yiwu’dan daha düşük fiyatla malları alıp Türkiye’deki esnafa getirir. Bunun ardından Türk esnaf söz konusu malları turistlere veya yerel halka satar. Bu ticaret, hem Yiwu’lu iş insanlarına, hem de Türk toptancılara ve esnafa fayda sağlamıştır.
Birkaç gün önce, ABD ve Hindistan’ın dahil olduğu bazı ülkeler G20 zirvesinde “Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru” (IMEC) adlı projeyi ilan ettiler. Türkiye, söz konusu projeye davet edilmemesinden memnuniyetsizliğini dile getirdi. Diğer yandan, Avrupa Parlamentosu’nda onaylanan bir raporda, Türkiye’nin Rusya’ya yönelik yaptırımlara katılmaması nedeniyle ülkenin AB üyeliği sürecinin yeniden başlatılamayacağı belirtildi. Bu açıklamayı sert bir dille eleştiren Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Gerekirse AB’yle yolları ayırabilirz” ifadesini kullandı.
Batı tarafı karanlık, doğu tarafıysa aydınlıktır. Türkiye’yi Avrasya kıtasındaki önemli bir köprü olarak nitelendiren Çin, Kuşak ve Yol’un ortaklaşa inşa edilmesi için Türkiye’yle ortak çaba göstermeye hazır. Kuşak ve Yol inisiyatifi, Türkiye’nin ileri sürdüğü Ortak Koridor planıyla tam olarak uyumludur. Türkiye, Kuşak ve Yol çerçevesinde Çin’le iş birliği yaparak bölgedeki stratejik hedeflerini gerçekleştirebilir.
Kaynak Çin Uluslararası Radyosu
SANAYİ HABER AJANSI
EKONOMİ GÜNDEMİ