İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Sosyal Demokrasi Derneği tarafından organize edilen Yerel Yönetimler Çalıştayı’nın açılışını yaptı.
Sosyal Demokrasi Derneği (SSD) ve Cumhuriyet Halk Partisi tarafından İzmir, Mersin, Eskişehir, İstanbul ve Ankara’da düzenlenecek “2’nci Yüzyılda Sosyal Demokrat Yerel Yönetim Çalıştayı”nın ilki İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde İzmir'den başladı.
Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde yapılan çalıştayın açılış törenine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, ilçe belediye başkanları, SDD Genel Başkanı Sami Doğan, SDD İzmir Şubesi Başkanı Cengiz Onur, eski dönem il ve ilçe belediye başkanları, siyasi parti temsilcileri, akademisyenler ve çok sayıda yurttaş katıldı.
Çalıştayın açılış töreninde konuşan Başkan Tunç Soyer, sosyal demokrasinin insanlığın en büyük inovasyonlarından biri olduğunu belirterek, çalıştayda nasıl bir kent sorusuna cevap aranacağını söyledi. Konuşmasında demokrasinin önemine değinen Soyer, “Thomas More diyor ki; otoriter iktidarlarda korku iki yanlı büyür. Bir, toplumun iktidarın gazabına uğramaktan korkusu ve bir de iktidarın iktidarı kaybetmesinin korkusu. Bu iki korku birbirini büyütür ve toplumu çürütür. Uluslararası alanda demokrasinin krizinden bahsediliyor. Demokrasinin krizi diye bir şey söz konusu değil. Demokrasinin sadece uygulanmasında kriz yaşanıyor olabilir. Demokrasinin değerleri ve erdemlerinde hiçbir kriz yok. Demokrasi 5 yılda bir sandığa gitmek değildir. Demokrasi, eşitlik, özgürlük, hukukun üstünlüğüdür. Ama demokrasinin teknolojiyle ilişkisinde, demokrasinin hayata uyarlanmasında zafiyetler olabilir. Bunları gidermek de yerel yönetimlerin borcudur. Yani nasıl kent sorusunun en önemli cevaplarından biri sosyal demokrasinin uygulandığı kent olmalıdır” ifadelerini kullandı.
Sosyal demokrasinin ekonomik ve ekolojik demokrasiyle güçlendirilmesi gerektiğini söyleyen Başkan Soyer, “Sosyal demokrasi tek başına yeterli değil. İki yeni kavram daha var. Biri ekonomik demokrasi. Aslında bunu 1970’lerde Bülent Ecevit ifade ediyor. Diyor ki; ekonomik demokrasi halkın örgütlenerek üretim öznesi haline gelmesidir. Biz bunu en çok kooperatifçilik faaliyetleriyle biliyoruz. Ama bunu sadece tarımla sınırlı tutmamak lazım. Hayatın birçok alanında uygulanabilir olmalıdır. Yani halkın örgütlenerek üretim öznesi haline gelmesi ekonomik demokrasi olarak ortaya çıkıyor. Diğeri de ekolojik demokrasi. Biz kâinatın 1,5 derece ısınmasıyla birlikte aslında hasta bir gezegende yaşamaya başladık. Bu gezegen iyileşmeden bizim iyileşmemiz mümkün değil. Bizim doğayla uyumlu tarım politikaları, doğayla uyumlu ekonomi politikaları, doğayla uyumlu turizm politikaları gibi. Yani hayatın her alanında attığınız adımın doğayla uyumlu olup olmadığını sorgulamalıyız. Yani sosyal demokrasi, ekonomik demokrasi ve ekolojik demokrasinin bir arada olduğu bir demokrasiden bahsediyoruz. Nasıl bir kent sorusunun cevabı bu üç konuda saklı” diye konuştu.
Başkan Soyer, merkezi hükümetin İzmir'e yönelik yatırımlarını eleştirerek, geleceğin dünyasının kentlerin dünyası olduğunu ve yerel yönetimlerin öneminin artması gerektiğini savundu. 2019'dan bu yana İzmir'in devlete 890 milyar lira vergi ödediğini ancak bu kaynağın yetersiz bir şekilde geri döndüğünü ifade etti. Türkiye'nin yerel iktidarları güçlendirmesi ve maddi kaynaklarını artırması gerektiğini belirtti.
Soyer, konuşmasının sonunda demokrasinin korunması için dayanışmanın önemine vurgu yaparak, güler yüzlü siyasetin kaybedilmemesi gerektiğini söyledi. Sosyal Demokrasi Derneği Genel Başkanı Sami Doğan ise, çalıştayın amacını sosyal demokrat yerel yönetim politikalarının belirlenmesi olarak açıkladı. Yerel yönetimlerin sosyal demokrasinin temelini oluşturduğunu ve bu ilkelerin daha net bir şekilde ortaya konması gerektiğini ifade etti. SDD İzmir Şube Başkanı Cengiz Onur da, sosyal demokrat belediyecilik anlayışının kentlerde oksijen kalitesini artırarak demokrasi kültürünü geliştireceğini ifade etti.
www.ekonomigundemi.com.tr