DEREN KOCAMANOĞLU-17.10.2023-HİBYA- Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Lübnanlı mevkidaşı Abdallah Bouhabib ile birlikte açıklamalarda bulundu.
Bakan Fidan’ın konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Özellikle şu anda Gazze’de olanlar ve buna bağlı olması muhtemel diğer gelişmeler gerçekten gündemimizin ilk maddesini oluşturmakta. Burada tartışmalarımızı Türkiye olarak iki ana kulvarda götürmekteyiz. Birincisi Gazze’de devam etmekte olan dramın, savaşın durdurulması, kuşatmanın sona erdirilmesi ve sivil halkın mümkün olduğunca devam eden savaştan etkilenmemesi için alınacak tedbirler. Özellikle Gazze’deki nüfusa insani yardımların vakit kaybedilmeden ulaştırılması konusunda hangi adımların nasıl atılması gerektiği konusunda hem bölge ülkeleriyle hem uluslararası kuruluşlarla yoğun bir temas içindeyiz.
Türkiye olarak da krizin ilk gününden itibaren bölgeye insani yardım malzemeleri sevk ettik. Bu konuda başta Mısır olmak üzere diğer ülkelerle yakın iş birliği halindeyiz.
Gazze’de devam eden insanlık dramının son bulması için çalışmalarımız aralıksız devam edecek. Bu esnada Gazze’deki dramın diğer ülkelere etkisinin azaltılması, savaşın başta Lübnan, Mısır ve Ürdün olmak üzere bölge ülkelerin istikrarsızlaştırılmasına yol açacak bir şekilde gelişmesine de engel olmak için elimizden geleni yapıyoruz. Mısır’da yaptığımız görüşmelerde Mısır ile bu konuda dayanışma içinde olduğumuzu açıkça ifade etmiştim. Burada da Lübnan’ın istikrarsızlaştırılmasını sağlayacak olaylara karşı durmada beraber olduğumuzu söylemek istiyorum.
Bu çatışmanın aslında daha büyük bir savaşlar serisinin kapısını açmayı değil de daha büyük bir barışın zemini olması yolunda neler yapılabilir, onun üzerinde çalışmaktayız. Bu savaşla daha büyük savaşlar çıkabileceği gibi tarihi bir barış da çıkabilir. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan, buradan tarihi bir barış üretmenin mümkün olduğuna inanmakta ve bunun için gerekli çalışmaları yapmaktadır.
Neredeyse uluslararası bir kabul haline gelmiş 1967 sınırlarına dayalı iki devletli Kudüs’ün başkent olduğu bir Filistin devletinin kurulması konusunda artık uluslararası toplumun ciddi bir adım atmasının zamanı gelmiştir.
Filistin devletinin kurulması ertelendikçe bölgeye barış gelmeyecektir ve son olaylar bunun bir kez daha kanıtlayıcısı olmuştur. Bu noktada atılması gereken adımların kararlaştırılması için şu anda belli toplantıların, zirvelerin yapılma kararı alınmış bulunuyor. Yarın Cidde’de İslam İşbirliği Teşkilatı Dışişleri Bakanları Olağanüstü Toplantısı olacak, cumartesi günü Kahire’de Mısır’ın daveti üzere liderler düzeyinde bir zirve yapılacak. Türkiye olarak hem ikili görüşmelerimizde hem çoklu görüşmelerde belli gerçekleri ifade etmekten geri durmuyoruz.
Bunlardan birincisi bugüne kadar uygulanan yöntemlerin yetersizliği ve yanlışlığıdır. Bununla ilgili detaylı görüşmeleri muhataplarımızla yapmaktayız. Belli bir görüş birliği içerisinde hareket ediyoruz. Eski yöntemlerle yeni ve kalıcı bir çözümün ortaya çıkmayacağı aşikar olduğu için yeni yönteme ilişkin fikirlerimizi de mevcut ortamlarda ve gelecek toplantılarda açıklamaya devam edeceğiz.
Lübnan’da 2 milyona yakın Suriyeli mülteci yaşamakta, Türkiye’de de 3,5 milyon civarında mülteci var. Bu mültecilerle ilgili dramın çözülmesi, Suriye’de kalıcı bir siyasal çözümün bulunması için neler yapılabilir, o konuda görüş alışverişinde bulunduk.
Mescid-i Aksa ile ilgili hassasiyetlere uluslararası toplumun çok yüksek düzeyde dikkat etmesi lazım. Yıllardır uyarıyoruz. Türkiye tarihi olan mazisi olan, güçlü ve tecrübeli bir devlettir. Yaptığımız uyarılara lütfen kulak verin. Kutsallarla oynanmaz, kutsallarla daha büyük krize yol açacak şekilde ihlal girişiminde bulunamaz. Bunların derhal son bulması lazım. Bunlar İsraillilere de, Filistinlilere de, bölgeye de barış ve güvenlik getirmiyor. Bunu uluslararası toplum biliyor. Bizim uluslararası topluma çağrımız, bildiğiniz gerçekle uyumlu bir politik davranış içinde bulunmanız. Bunun ne olduğunu sizler de biliyorsunuz, bizler de biliyoruz.”
EKONOMİ GÜNDEMİ