DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bir TV programında gündemi değerlendirdi.
“Enflasyon bu kadar arttıysa, hayat bu kadar pahalandıysa bu; Sayın Erdoğan’ın el yapımı, ev yapımı oluşturduğu ekonomik krizin sonucudur” diyen Babacan şu ifadeleri kullandı:
“128 milyar dolar meselesini ilk ben gündeme getirmiştim. Şu an itibarıyla bu 128 milyar doların üzerine 226 milyar dolar daha eklendi. Sonuçta toplam rakam 354 milyar dolara çıktı. Merkez Bankası rezervi yükseldi diyorlar, net döviz pozisyonundan bahsetmiyorlar. Şu anda Merkez Bankası’nın 79 milyar dolar SWAP’tan kaynaklanan borcu var. Yani artan para borç. Seçimlerden sonra, yeni Merkez Bankası Başkanı ve yeni bakanlar göreve başladıktan sonra satılan rakam 40 milyar dolar. Benim dönemimde, tam 13 yılda Merkez Bankası toplam 8 milyar dolar sattı, bunlar şeffaf. 2019’dan bu yana ise 354 milyar dolar satılmış, şeffaflık yok, tümüyle karanlık.”
Rasyonalite'nin kendinden önceki dönemin kusurlarını örtmek olmadığını belirten Babacan, “Yeni ekonomi yönetimindeki arkadaşlara sesleniyorum, 4 ay bitti. ‘Rasyonalite’ demek aynı zamanda şeffaflık demek, aynı zamanda hesap verilebilirlik demek. ‘Rasyonalite’ demek kendinden önceki dönemin kusurlarını örtmek demek değil. Siz güven oluşturmak istiyorsanız açık ve şeffaf olmak zorundasınız. Kimin malını kimden gizliyorsunuz? Bu arkadaşları iyi niyetle uyarıyorum. Çünkü olan yalnız kendi kredibilitelerine olmayacak, olan memlekete olacak.” diye konuştu.
Babacan, Anayasa Mahkemesinin kararlarını uygulamayan bir ülkeye dışarıdan yatırım gelmeyeceğini ifade ederek “Doğrudan yatırımlar güven ister, öngörülebilirlik ister. Kendi Anayasa Mahkememizin kararlarını mahkeme uygulamıyor. AİHM kararlarını uygulamıyor. Cumhurbaşkanı da çıkıp ‘Uymayabilir’ diyor. Kendi anayasasına uymayan, kendi Anayasa Mahkemesi kararlarını uygulamayan bir ülkeye dışarıdan yatırım gelmez. Merkez Bankası yetkilileri ‘Masada milyar dolarlık teklifler var, bekletiyoruz’ diyor. Hiç bekletmesinler, başlasınlar, niye bekletiyorlar ki? Para yok işte.” dedi.
“TÜİK’in gerçekten bağımsız olması ve bir dış denetime tabi tutulması lazım” diyen Babacan sözlerine şöyle devam etti:
“Bağımsız ENAG, eylül sonu itibarıyla enflasyonu yüzde 130 açıklıyor, TÜİK yüzde 61 açıklıyor. Devlet asgari ücreti, emekli maaşını, memur maaşını bu uydurma düşük enflasyona göre artırıyor. Bunun için halk fakirleşiyor. Rahmetli Özal’ın da çok önemsediği orta direk çöktü. Sadece ekonomiyi değil demokrasiyi de orta direk taşır. Bu çökünce çok geniş yoksul halk kesimleri oluştu. Az sayıda da servetine servet katan insan ortaya çıktı. Türkiye’nin tablosu bu.”
Beş yıldır yeni anayasa için beş tane yeni madde getirmediklerini söyleyen Babacan, “Anayasa sizin için gerçekten önemli bir toplumsal sözleşme ise, önce mevcut Anayasa’ya uyun. ‘Anayasa Mahkemesi kararlarına uymuyorum, saygı duymuyorum’ diyen bir zihniyetin getirdiği yeni anayasanın ne değeri olabilir? Bu işin bir samimiyet testinden geçmesi gerekiyor. Beş yıldır yeni anayasa diyor, beş tane yeni madde getirmiş değil. Yine de eğer bir toplumsal mutabakat arayışı varsa, biz buna destek veririz” ifadelerini kullandı.
Yerel seçimlerde tüm Türkiye’de aday çıkartacaklarını belirten Babacan “Yerel seçimlerde İstanbul’da, Ankara’da, İzmir’de; her yerde bir adayımız olacak. Yerelde durum genel seçimlerden farklı. Biz ‘DEVA belediyeciliği diyoruz, temiz belediyecilik’ diyoruz. Burada başkalarının yanlışlarına ortak olmak istemiyoruz.” şeklinde konuştu.
EKONOMİ GÜNDEMİ