Akşener: “Memleketin ve milletin yararına olan her şeyde kendimizden vazgeçebiliyoruz!”

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Çanakkale’de önemli açıklamalarda bulundu. Çanakkale İl Başkanlığı’na yaptığı ziyaret sonrası gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Akşener: “Memleketin ve milletin yararına olan her şeyde kendimizden vazgeçebiliyoruz!”
Yayınlama: 24.11.2023
6
A+
A-

Meral Akşener, Çanakkale’de esnafları ziyaret ederek vatandaşların dertlerini dinledi. Ardından Çanakkale teşkilatıyla bir araya gelerek istişare toplantısı gerçekleştirmeden önce değerlendirmelerde bulunan Akşener; İYİ Parti Çanakkale Belediye Başkan Adayını Burak Kunt olarak ilan etti.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bir gazetecinin Mansur Yavaş’ın İYİ Parti Genel Merkezine yaptığı ziyaretle ilgili sorusunu şu sözlerle yanıtladı:

“Sayın Mansur Yavaş bir nezaket ziyareti yaptı. Kendisine teşekkür ediyorum. Aynı zamanda genel başkanları Sayın Özgür Özel'in de selamlarını getirdi. Bunun dışında herhangi bir durum söz konusu değil. Şunu söylemek isterim; bazı basın yayın organlarında tesadüfen gördüm, yani çirkin bir tavır oluştuğuna dair… Asla böyle bir şey yok. Sayın Mansur Yavaş, tekrar söylüyorum; bir nezaket ziyareti yaptı. Adı üstünde nezaket. Kendi genel başkanlarının selamlarını getirdi. Yani hepimiz açısından üzüldüğüm bir haber. Türkiye’de misafir gelmiş, nezaket ziyareti yapan bir insana yani nasıl çirkin bir davranış sergilenir ki? Onu düzeltmek isterim kesinlikle öyle bir şey yok.”

Akşener, “Dün Sakarya milletvekiliniz Ümit Dikbayır bazı iddialarda bulundu. Bunları nasıl değerlendirirsiniz?” sorusunu da şöyle yanıtladı:

“Bir kere çok üzüldüğümü ifade etmek isterim. Benim bir prensibim var; partimizden ayrılan arkadaşlarımızın, istifa eden arkadaşlarımızın hakkında bugüne kadar konuşmamaya özen gösterdim. Arkadaşlarımızın da konuşmamasını sağlamaya özen gösterdim. Çünkü istifa, yani bir listeye genel başkan olarak ya da ön seçim yaparsınız üyeleriniz ya da delegeleriniz bir liste yapar ya siz ya genel başkan ben yaparım o listeyi ya da bazı şehirlerimizde olduğu gibi bizim üyelerimiz yapar. Şimdi dolayısıyla sorumluluk ama her şeye rağmen sorumluluk o şehrin seçmenine aittir. Yani izahta bulunulacak alan orasıdır, hesap ulaşılacak ya da helalleşilecek yer de orasıdır. Dolayısıyla ben buna böyle inandığım için hiçbir zaman nezaketimi bozmadım, zaman zaman da çok çirkin haksız suçlamalara maruz kalmama rağmen. Fakat bu dönem ilginç bir şey oluyor, o da şu; biz genel idare kurulumuzla bir karar aldık. O karar da hür ve müstakil olarak seçime girme kararıydı. Türkiye’nin 81 ilinde aday gösterme üzerine. O günden beri hem muhalif medya diye tanımlayacağımız alanlar hem de yandaş medya, ikisi birden ateş ediyor. Yani öncelikle bu çok enteresan. Hangi nasırlara bastığımızı ben bilmiyorum, gerçekten bilmiyorum. Çünkü bu parti, bu ülkeyi yönetmek üzere kurulmuş ve pek çok mücadele ederek; çok çirkinliklerle, çok iftiralarla, çok pisliklerle, hatta tehditlerle karşı karşıya kalarak bugünlere gelmiş… Şimdi dün ben izlemedim ama arkadaşlarımızdan ve özet olarak bana anlatılanlardan çıkardığım yorum şudur; çok üzüldüğümü ifade ediyorum, gerçekten çok üzüldüğümü ifade ediyorum. Söyleyeceğim şey şu; ilgili iddia yani iddia sahibinin isimlendirdiği kişilerin ‘bunlar iftiradır’ diyerek mahkemeye gittiği bir süreç bu. Dolayısıyla mahkemeye ve bu ilgili arkadaşın da disipline yani tedbirli olarak ihraç sebebiyle disipline verildiği bir süreçte sadece bunu söyleyebilirim hukuk açısından daha ayrıntılı bir cümle kurmam mümkün değil ama tekrar söylüyorum. Edep, haya, ahlak duygusu siyasette çok önemlidir.”

Sözlerine Öğretmenler Günü’nü kutlayarak devam eden Akşener; “Bursa Öğretmen Okulu mezunu bir öğretmen olarak ve hayatının 2 yılını lise öğretmenliği, 94’e kadar kalan bir bölümünü de üniversite hocası olarak geçirmiş bir öğretmen olarak bugünkü öğretmen arkadaşlarımın, meslektaşlarımın öğretmenler gününü kutluyorum. Ama maalesef bizlerin imkânlarına onların sahip olmamasını bugünkü iktidarı kınayarak, bu imkânların öğretmen arkadaşlarıma verilmesini talep ederek, 5 çeşit öğretmenin bu ülkenin artık literatüründen kalkmasını talep ederek; öğretmenlerin maaşlarının onların başı dimdik gezip, şu sınıftan içeri girdiğinde ‘çocuğuma akşam ne pişireceğim?’ demeden, ‘çocuğumu komşuya bıraktım para ödeyemediğim için acaba başına ne geldi?’ demeden, ‘o küçük çocuğun bezini nasıl alacağım?’ demeden o sınıfta ders anlattıkları; hepsinin kadrolu olduğu ve bugün madem Cumhuriyetimizin 100.yılını idrak ediyoruz 100 bin öğretmen tayini derhâl yapmalarını ve öğretmenlerimizin hakkını, hukukunu korumalarını talep ediyorum.” ifadelerini yer verdi.

Akşener İYİ Partilileri şu sözlerle anlattı:

“Siyaset dediğiniz şey; bir yere odaklanırsınız Türkiye gibi yerlerde. O odaklandığınız yere gidinceye kadar her türlü abidik gubidik sizin için serbesttir. Burada böyle bir durum yok. Memleketin ve milletin yararına olan her şeyde egolarımızı, enaniyetlerimizi, nefislerimizi bir kenara koyuyor; terimizi, canımızı, neyimiz varsa ortaya koyuyor ama kendimizden vazgeçebiliyoruz. Ama buna karşılık memleketin, milletin zararına olan her bir konuda; hangi teklifi alırsak alalım ben başta olmak üzere her birimizin reddettiği dimdik dosdoğru insanlar…”

Seçimlere ittifaksız girme kararını Genel İdare Kurulunda oy çokluğuyla aldıklarını anlatan Akşener; “Biz hür ve müstakil olarak yerel seçimlere gitme kararını genel idare kurulumuzun kararıyla aldık. Hatta 5 arkadaşımız farklı bir fikirde; birinin oy hakkı yoktu diğer 4 arkadaşımız fikirlerini gayet güzel açık bir şekilde söylediler. Onlar o fikirlerini anlattılar, biz de alkışladık. Müthiş bir şey bu. Başka siyasi partilerde olup bu seçimlerde bizle beraber olan arkadaşlarımız diyor ki; ‘Ben böyle bir istişare mekanizması hiç görmedim.’ Herkesin bilgisini, fikrini paylaştığı; rahat rahat konuştuğu; oyunu da kendi inancına, doğrusuna, hakikatine ve haklılığına göre oy kullandığı bir sistemimiz var. Genel başkan olarak ben bu tür yerlerde asla oy kullanmıyorum. Bunu da basınla bizzat ben paylaştım. O kadar güzel bir şey ki sonuçta bir karar alındı. Bakın; oy birliğiyle almadık, oy çokluğuyla aldık. Bunu özel olarak anlatıyorum, bir vaka analizi olarak anlatıyorum. Her bir topluluğun isterse STK olsun, isterse siyasi parti olsun; bu çalışma biçimiyle yol yürüdüğünde hiç hata yapmadığını, yapılan hataların da yani taammüden işte egolar sebebiyle olmadığını, şartlar dolayısıyla oraya evrildiğini çok rahat söyleyebilecek bir siyasi partiyiz.” dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi İYİ Parti Grubu toplantılarında “Milletin Kürsüsü” projesiyle kürsüyü vatandaşlara bıraktıklarını hatırlatan Meral Akşener; “2 taraf, 2 mahalle harika bir hayat. Hiç seçmenin sözünü dinlemeden, hiç onların sesini duymadan, doğru düzgün çaba harcamadan; oyları al, yan gel, yat Osman. Şimdi biz bunu bozduğumuz için bozacağımız için problem var. Sahaya gitmek zorunda kalacak abiler, ablalar. Ya tam 2 buçuk yıl milletimin sesini dinledim. Tam 2 buçuk yıl tek tek dükkan dükkan gezdim, hepiniz şahitsiniz. Dinledim, dinledik, meclise getirdik. Hem biz konuştuk hem de o ihtiyaç sahiplerini, dert sahiplerini milletin kürsüsünde konuşturduk. Siyasi tarihte ilk yapılan bir şeydir. Bizi övdürmedik orada konuşan insanlara, İYİ Parti övdürmedik. ‘Sayın Cumhurbaşkanımıza ricamdır, arzımdır, yalvarıyorum…’ diyerek konuştu insanlar. İYİ Parti'yi överek konuşmadılar, AK Parti'ye söverek konuşmadılar, dertlerini anlattılar. Buna karşılık meclis televizyonu kesildi o insanlar meclis kürsüsüne çıkınca. Makul dediğimiz şey bu; seçmen odaklı, milletin sesine duyarlı, ona yönelik projelerin; o dertlerin çözümünün olduğu bir siyaset anlayışını yapıyoruz biz.” ifadelerini kullandı.


www.ekonomigundemi.com.tr

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.