İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, bir TV programında ülke gündemine dair değerlendirmelerde bulundu.
“2023 seçimleri, ucube sistemden kurtulacağımız bir seçimdi, başaramadık”
Programa, 2023 seçim sonuçlarını değerlendirerek başlayan Akşener; “2023 benim gözümde ve birçok insanın gözünde, eminim izleyicilerimizin gözünde bu ucube sistemden kurtulacağımız bir seçimdi. Yani 2019’dan beri bütün çabamız; her bir bireyin, her bir siyasetçinin, muhalefette yer alan siyasi partilerin mensuplarının her birinin amacı 2023 seçimlerini kazanmaktı ve bu sistemi değiştirmekti. Maalesef başaramadık onu biz. Dolayısıyla onun getirdiği bir yani ilk etapta bir büyük sarsıntı insan psikolojik olarak geçiriyor. Yani bütün insanlar geçirdi. Elbette bizler de aynı şekilde hani ne olduya baktık.” diye konuştu.
“Mülakatların cıvığı çıktı”
Seçimlerden önce iktidar tarafından verilen mülakatların kaldırılması vaadinin yerine getirilmemesini değerlendiren Akşener; “Mülakatların cıvığı çıktı. Cıvık, kayrılmanın önde olduğu bir sistem. Dolayısıyla bütün siyasi partiler seçime girerken hem ittifaklar hem de ittifakların içindeki siyasi partiler mülakat sistemini kaldıracağımızı söyledik sayın Erdoğan da dahil. Ama sayın Erdoğan'ın kurmuş olduğu bu sistem yani bu Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi maalesef yani bu kayrılma üzerine oturan ve tek adamın 2 dudağı arasına her şeyin sıkıştırıldığı ve tekrar maalesef 3 seçimdir onaylanan ve bundan sonra da yani dediğim dedik çaldığım düdük noktasına gidilen bir konu.” diye konuştu.
“Eğitimde bir vasatlık hakim”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın liyakatli insanlardan hoşlanmadığını söyleyen Akşener, Türkiye’deki eğitim sistemini şu sözlerle değerlendirdi:
“Sayın Erdoğan sayılı bütün üniversitelerimizi vasatlaştırdı. En son Boğaziçi direndi. Boğaziçi’nde de aynı şey yapılmaya çalışılıyor. Benzer bir şey Orta Doğu için oldu. Yani dünya çapında ilk 500’ün içinde olan üniversitelerimizi yerle bir etmek üzere bir bakış açısı bu. Hani İbrahim Tatlıses'in zamanında dediği bir şey var; ‘Urfa’da Oxford vardı da biz mi okumadık?’ diye. Yani bu bir anlayış. Muhtemelen mesela bazı seçimler oldu hep muhafazakar kesimin içinde tercihler oldu. O tercihlerin içinde bir mavi kan ortaya çıksın diye yapılan bir tercihler zinciri vardır. Vakıflar yoluyla, oranın zenginleri yoluyla, varlıkları yoluyla. Muhtemelen orada sayın Erdoğan seçilmedi hiçbir zaman. Valilik verildi ama bir yerlerde ‘Al buyur kardeşim sen de git oralarda oku’ denmedi. Bir vasatlık eğitimde hakim. Böyle vasat bir sistemi yürütmek daha kolay.”
“Faizi artıran da düşüren de aynı zihniyet”
Türkiye’deki ekonomik sorunlara dair konuşan Akşener; “Bakın dün yüzde 30 faiz arttırıldı. Yani 500 baz puan ‘alkış bravo’ denerek kabul edildi. Ondan evvel de faizi düşürmek çok önemli bir durumdu. Orada da bravo bravoydu. Şimdi her ikisini de yapan aynı zihniyet. Her iki adımda da herhangi bir program yoktu. Bugün de yok. Şimdi yani bunlar yapılırken kredi kartlarınızdaki, kredi kartlarımızdaki faiz arttırıldı. Şu anda dar gelirli, orta sınıf kredi kartlarıyla yaşıyor. Hem miktarı düşürüldü hem de faiz artırıldı. Yani bir sosyal devlet anlayışı içerisinde fakiri fukarayı ezdirmediğimiz, emekliyi ezdirmedikleri bir program yok.” dedi.
“Mazot geçen sene 17 liraydı, bugün 40 lira”
Akşener konuşmasına şu sözlerle devam etti:
“Devlet okulları çökmüş durumda. Ne olacak? Bir özel okula verecek. Özel okullar İstanbul’da çok daha pahalı. Ankara'da özel okulların ilkokuldan itibaren başladığında en düşüğü 100.000 TL. Böyle bir sistemde bu aile bu çocuğu nasıl okutacak? Aynı zamanda fırsat eşitliğini ortadan kaldırıyor. Aynı zamanda servise nasıl ödeyecek? Şu anda domates üreticiden 4 liradan çıkıp geliyor. Biz 25 liraya alıyoruz. Yani gıdanın içinde de bir apayrı bir dünya var. Bunları görmek yerine mazot geçen sene 17 liraydı, bugün 40 TL. Bunun tamamı gıdaya, ulaşıma her şeye yansıyor.”
“Mehmet Şimşek’in elinin kolunun bağlı olduğunu görüyorum”
Mehmet Şimşek’in ekonomi yönetimine ilişkin konuşan Akşener; “Ben kendisinin bilgisine, tutumuna saygı duyarım. Ama kendisinin elinin kolunun bağlı olduğunu görüyorum ben şu anda. Ve bir program yok orta yerde. Mesela tercihi fakirin fukaranın yanında olmalıydı. Zenginden alıp, sistemi oradan düzeltip burayı ayağa kaldırmak olmalıydı. Dış dünyadan sıcak para gelmesi yerine, yatırıma para gelmeliydi. Ne var ne yok hiç anlaşılmıyor. Bilgilendirmeleri, haberdar etmeleri gerekiyordu.” dedi.
İYİ Parti’nin 81 ilde aday çıkarmasının bazı çevrelerce blöf olarak nitelendirilmesine ilişkin konuşan Akşener; “Hayır blöf yapmıyoruz birincisi bu. İkincisi biz her seçimden sonra olduğu gibi 2023 seçimlerinden sonra oturduk hem milletimizle hem partililerimize konuştuk. Aldığımız bilgiler ışığında, tepkiler ışığında, talepler ışığında genel idare kurulumuzda bir karar çıktı. Yani ben çıkarmadım yalnız ben de aynı fikirdeyim. O karar 81 ilde ve ilçelerde kendi adaylarımızla seçime girmek.” diye konuştu.
“2018’deki seçime biz yalnız girecektik”
2018’de CHP’den İYİ Parti’ye geçici bir süreliğine geçen 15 milletvekili sebebiyle seçime iş birliği içerisinde girdiklerini ifade eden Akşener; ‘’Harika bir şeydi normal şartlarda. Demokrasiye dair çok önemli bir tutumdu. O önemli tutum bizim ayrıca da kuruluş ayarlarımızdan, kuruluş sebebimizden, kurulma amacımızdan bu tarafa doğru kaymamıza da sebep oldu. 2018’deki seçime biz yalnız girecektik ama bu 15 milletvekili vesilesiyle biz ittifak içerisine girmiş olduk. Şimdi böyle bir çerçevede yola çıkıldı. Bunu biz ‘Ne kadar güzel bir iş yaptık.’ diye anlatmak yerine her kafası kızanın; ‘Biz olmasaydık İYİ Parti olmazdı.’ diline çevrildi. O kadar başımıza kakıldı ki bizim her çıkan arkadaş televizyonlara işte röportaj verenler zaman zaman bize kızdıkça biz Ömer Seyfettin'in diyet hikayesine döndü bu iş. Gelinen noktada demokrasiye dair alınan tutum gitti. CHP'nin mensupları yaptılar yöneticilerin bir kısmı da dahil. Sonuç itibariyle bunu bir demokrasi eylemi olarak ortaya koyamadık.” diye konuştu.
“Ben masaya milletin sesini getirdim”
Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlarını “kazanacak aday” olarak önermesine ilişkin Akşener; “Hem Ankara Belediye Başkanının hem İstanbul Belediye Başkanını öneren ben değilim, öneren millet. Milletin sesini ben o masaya getirdim. Hem masa kabul etmedi başta sayın Kılıçdaroğlu olmak üzere yani onların genel başkanları olmak üzere hem de masa kabul etmedi hem de bu iki arkadaşımıza çağrı yaptım milletin sesini bu 2 arkadaşımız da reddetti. Esas mesele bu. Ben kimseyi yani kendi kafama göre ‘bu iyi bu kötü’ öyle bir şey anlaşılmasın.” diye konuştu.
Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlarına kırgınlığının olmadığını ifade eden Akşener; “Hiçbir şeyim yok. Çünkü insanlar tercihlerinde hürdür. Ona saygı duymak gerekir. O tercihlerin her zaman bedeli olur.” dedi.
“Bütün sorumluluk bana aittir”
Yerel seçimlerde başarılı olacaklarına inandığını belirten Akşener:
“Kesinlikle bu seçimlerde başarılı olacağımıza inanıyorum ben. Ama diyelim ki olmadı; çünkü biz milletimize anlatacağız, milletimiz de uygun görmedi. Asla tartışmayacağız ama bir başarısızlık olma hâlinde bütün sorumluluk bana aittir. Ben de gereğini yapacağım.”
“Mustafa Sandal’a henüz resmi bir teklif götüremedim”
Bazı şehirlerde başkan adaylarını açıkladıklarını ve birkaç şehirde daha aday belirleme süreçlerini tamamladıklarını ifade eden Akşener, Mustafa Sandal’ın Beşiktaş Belediye başkanlığı adaylığına ilişkin; “Mustafa Sandal Beyle bizim bir dostluğumuz oluştu zaman içerisinde ve zaman zaman görüşüyoruz. Yani istedim doğrusu ama henüz bir şey yapmadık. Herhangi bir anlaşma veya böyle resmi bir konuşma yapmadık. Partiyi ziyaret ettiğinde bu şekilde konuşmadık. Çünkü başka bir konu için gelmişti. Ama bir telefon konuşmasında şu şekilde söyledim ben hani bir nabız yoklamak amaçlı. Çok nazik bir arkadaşımız, çok zarif bir arkadaşımız. Keşke adım atsa. Daha yani çökmedik üzerine. Adım atsa ben Beşiktaş'ı o gerçek bir de yani Beşiktaşlıdır, bakın çok isterim. Ama dediğim gibi resmi bir teklif henüz götüremedim.” diye konuştu.
“Bizim adaylarımızı destekleme konusunda herkes serbest”
Kemal Kılıçdaroğlu’nun İYİ Parti’ye ittifak teklifinde bulunması ihtimaline ilişkin konuşan Akşener; “Bizim adaylarımızı destekleme konusunda herkes serbest. Biz bu seçimlere rahmetli Elçibey deyimiyle özü başımıza gireceğiz. Kaç kilo ediyoruz göreceğiz. Çünkü yani bir üçüncü yolun açılması lazım. Biz milliyetçi, demokrat, kalkınmacı bir partiyiz. Buna yönelik sürekli proje üreten, dert dinleyen, millet odaklı bir siyasi partiyiz ve bunu maalesef ittifak çatıları içerisinde ortaya koyamadık.” diye konuştu.
“Birbirimizle rakibiz artık”
Bilge Yılmaz’ın; “Seçim Kılıçdaroğlu ve etrafındaki çıkar grupları nedeniyle kaybedildi.” sözlerine ilişkin konuşan Akşener; “Sayın Yılmaz, kişisel olarak başından beri de yani bu oylamaların hepsinde ‘geri dönmeyelim bu masadan’ yani adaylık meselesine gelmeden kalkalıma yakın bir arkadaşımızdı. Dolayısıyla bireysel fikri o. O derece yani. Mesela ‘çıkar grubu’ diye bir kavramı ben kullanmam. Asıl mesele ya yük olmuşuz biz bu arkadaşlara. Varlığımız yük olmuş. Dolayısıyla ben şimdi onları serbest bırakıyorum. Biz nasıl hür, bağımsız, müstakil gidiyorsak yani Cumhuriyet Halk Partisi başka bileşenleri olursa onlar da hür ve bağımsız, müstakil olarak gidecekler yani birbirimizle rakibiz artık biz. O defter kapandı.” dedi.
“MHP ile komşu olmayacağız”
MHP tarafından yerel seçimde komşu olalım teklifine ilişkin Akşener; “Sayın Bahçeli ara ara hafif müstehzi bir ifadeyle bazen samimi davet eder. Komşu olmayacağımızı söyledik. Yani gayet nazik bir şekilde söyledik. Fakat kurmaylarının küfürleri ile karşılaştık. Bakın hakaret değil küfürle karşılaştık. İşte yani müthiş bir benzeşme var. Kimisi kurmayları üzerinden küfrettiriyor, kimisi de gazetecimsi insanlar tarafından küfrettiriyor.” dedi.
“Levent Gültekin’i mahkemeye verdik”
Levent Gültekin’in iddialarına ilişkin konuşan Akşener; “Ben sayın Levent Gültekin'i 3 videosundan sonra bununla da ilgili mahkemeye verdik, şimdi onu da vereceğim. Bir sürü yani hakaretamiz sözleri var. Mesela sayın Gültekin'in Hasan Cengiz diye bir adam üzerinden meğer Cumhuriyet Halk Partisi'nde danışman ve odası varmış. Hiç görmedim ben bu kişinin bana 100 milyon dolar verdiğini iddia eden bir videosu oldu. Yani bu bir mail üzerinden kendi demiyor. Ama mail diyor. Biz sonra maili araştırdık bulduk spamların arasında. O mailde 100 milyon doların sayın Kılıçdaroğlu'na Hasan Cengiz tarafından verilmiş iddiası var. Levent bey bunu oradan alıyor yani bu maili alıyor Meral Akşener'e verildi diye anlatıyor. Bu bir iftira. Bu bir iğrenç iftira. Şimdi bundan sonra hukuk üzerinden yol yürüyeceğiz.” dedi.
SANAYİ HABER AJANSI
EKONOMİ GÜNDEMİ