AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin MYK toplantısının ardından açıklamalar bulundu.
Çelik'in konuşmasından bazı satır başları şöyle:
“Bölgede çözüm bağımsız Filistin devletinin kurulmasıdır. Görüntülerin üzüntü verici olduğu gibi bundan sonra nereye gideceği de kaygı vericidir. Sivillerin hedef alınmasını kabul etmiyoruz. Sayın cumhurbaşkanımız yoğun diplomasi çalışması içinde.
Şiddet ve karşı şiddet kısır döngüsü içinde bölgeyi ateşe açacak gelişmeler olabilir. Şam'a saldırı haberi gelmiştir. Bütün dünyayı kimsenin istemediği yerlere sürükleyebilir. Kışkırtıcı açıklamalardan herkesin kaçınması gerekir.
Gazze ağır bir şekilde bombalanıyor. İsrail'de de sivillerin kaybı oldu. Kudüs'te ve başka yerlerde gerçekleşen saldırılara karşı çıkıyorsa aynı şekilde Filistin'deki saldırıya da karşı çıkıyoruz. Bütün tabloyu doğuran şey 67 sınırlarındaki iki devletli çözüm hayata geçmemiştir.
Burada yıllardır devam eden kısır döngü korkarız daha ileri gidecektir. Gelinen nokta, ilk yapılan açıklamalar vahim olayların ortaya çıkacağını gösteriyor. Hedef gözetmeksizin yapılan bombalamaların durması gerek. Gazze'nin bu şekilde kuşatılması hukuka aykırıdır. İnsan haklarına aykırıdır ve asala kabul edilemez. Bazı odakların biz Filistin'e desteği kestik yaklaşımı doğru değil, ilkeldir.
AB tarafından yapılan açıklamada biz insani yardımı değil kalkınma yardımını kestik açıklaması yapılıyor bu da yanlış. Topyekûn Filistin halkını cezalandırmak yanlıştır.
Gazze'ye su ve elektriğin kesilmesi insanlığın vicdanına aykırıdır. Rusya Ukrayna savaşı ilk döneminde Rusya'nın belli yerlere elektrik vermediği iddia edilerek tüm dünya ayağa kalkmıştı. Gazze'de insanlık dışı muamele yapılıyor insanlara.
Refah sınır kapısının bombalanması da insanları topyekun mezara gömmek anlamına gelir. Ayrıca ikide bir bakanlar açıklama yapıyor, Gazze'ye tam kuşatma yapılacak diye. Bu uluslararası hukuka aykırıdır. Saldıranlarla mücadele edersiniz. Olay olur olmaz İsrail başbakanı tarafından haritaları değiştireceğiz açıklaması yapılmış bu şekildeki hedef yanlıştır. Burada egemen devlet olarak herkes kendisine saldırana karşılık verir.
On yıllardır çözümsüz kalmış, nesillerin yok olduğu süreçte bir günde ortaya çıkan bir mesele değildir bu. Haritayı değiştirmekten bahsetmek şu anda yapılacak en basiretsiz eylemdir. BM üyesi devlet kendisine saldırı yapıldığında hukuk içinde savunma hakkına sahiptir. Ancak orantılı şekilde olmalıdır. Bütün filistin halkına dönük, sivillerin hayatını kaybetmesine dönük şiddete dönüşürse bu söz konusu olamaz.
Cumhurbaşkanımızın açıkladığı yol haritasına herkesin destek vermesi gerekir. Adil barışın hayata geçirilmesi, 67 sınırlarında Filistin devletinin hayata geçirilmesi çözümü sağlayacaktır. Oraya uçak gemileri gönderilerek ne elde edilecek. Verilecek mesajlar barışı sağlamak üzere olmalı.
Elinde uçak gemisi olan devlet kendisine yakın gördüğü devlet çatışmaya girdiğinde gemi gönderince uluslararası hukuku nasıl koruyacağız. Akdeniz'de zaten Suriye meselesi başladığından beri her taraf savaş gemisi ile dolu. Şimdi bir de oraya uçak gemisi göndermenin verdiği mesaj sivillerin hayatını korumaya dönük mesaj vermiyor.
Yapılması gereken masumların hayatını koruyacak şekilde barışın altını çizmektir. Oraya başka devletlerin göndereceği her savaş gemisi şiddet sürsün diyenlere vesile olacaktır. Bunun İsrail'e de faydası yok. Bütün taraflarda sivillerin hedef alınmasına karşıyız.
Bizim yaşadığımız terör saldırısından sonra teröre yönelik operasyonlarımız devam ediyor. Terör eylemi gerçekleştiren, buna teşebbüs edenlerin hak ettikleri cevabı alacağını göstermektedir. Türkiye'nin terörle mücadele operasyonları dünyanın en yüksek meşruiyete sahip operasyonlarıdır.
Karabağ'da Ermeni kuvvetleri, Ermeni çetelerinin uzaklaştırılması ile bir süreç yaşandı. Oradaki insanlara seçenek sunuldu. Kalmaları ya da ayrılmaları şeklinde. Ermeni silahlı unsurlar orayı terk etmiş oldu. Çok iyi bildiğimiz bir soykırım propagandası yapıldı. BM heyetleri oraya gitti.
Yayınladıkları raporda Ermeni sivillere baskı ya da soykırım olarak değerlendirecek saldırılara rastlamadıklarını kaydettiler. Fransa gibi devletlerin olayı kaşıyan tavırları hiçbir şekilde karşılık bulmuyor. BM değerlendirmesi bunun bir gerçekliği olmadığı göstermiştir.
Kıbrıs'ta ortaya çıkan bir tansiyon vardı. Adada iki eşit devlet olduğunu kabul etmelisiniz diye çağrımız vardı. Bu tarafsızlığa gölge düşürecek bir tavır vardı. Pile bölgesinde KKTC oluru olmadan hiçbir işlem yapılamayacak, çalışmalar devam edecek.
Maalesef uluslararası toplumdan gelen sesler şimdiye kadar cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu barış perspektifinin dışında duramıyor. İsrail'in savunmasından bahsedilirken Filistin'deki sivillerin haklarının ortaya konması gerekiyor. İsrailli masumların hedef alınmasını desteklerse bu ne kadar yanlışsa Filistinli masumların hedef alınması da yanlış.
Topyekun Gazze'nin bombalanmasında bir devlet aklı olabilir mi? Bunlar günlerdir bombardıman altında. Sivillerin öldürülmesi Filistin davası ile yan yana getirilemez. Masum insanların barış içinde yaşayabileceği politik bir girişimin ortaya çıkmasını bekliyoruz. Bu açıklamayı şu şekilde değerlendirelim, bütün dışişleri bakanı oraya gidiyor ve dışişleri bakanı olarak değil şu dinin mensubuyum diyor.
Bu son derece yanlıştır. Orada ABD Dışişleri bakanı olarak bulunuyor. Siz burada iki görüşmeyi de ABD bakanı olarak yaparsınız ve bu şiddet nasıl sona erecek diye yaklaşırsınız.
Aynı zamanda bir Yahudi olarak bulunuyorum dediğinizde, dini aidiyetler işin içine katılırsa dünyayı orta çağa götürürsünüz. Dini aidiyetler üzerinden tarafgirlik ve hizipçilik yürütülüyor. Farklı etnik grupların yaşadığı bu bölgede herkesin hassas davranması gerekir. “
SANAYİ HABER AJANSI
EKONOMİ GÜNDEMİ