FATMA ELİF BEYHAN – Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı İbrahim Kalın, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT) 97. kuruluş yıl dönümü etkinliğinde bir konuşma gerçekleştirdi.
Kalın’ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
“Terörle mücadele ülkemize yönelik casusluk faaliyetlerine engel olma çatışma bölgelerinde risk yönetimi organize suçlarla mücadele siber vatanın korunması ve istihbarat diplomasi alanlarında çok vektörlü ve çok boyutlu düşünme biçimlerini ve eylem yöntemlerini hayata geçiriyoruz. Vatanımızı karada havada ve denizde uzayda ve siber dünyada korumak ve dirençli hale getirmek işin geleneksel ve modern yöntemleri meç ederek stratejik bir bütünlük içerisinde hareket ediyor. Hiç tutarlığı kalmamış kuralları belirlediği ve keyfilikle malul bir küresel düzen ile karşı karşıyayız.
Ukrayna savaşında uluslararası hukuku dile getiren ülkelerin İsraillin Gazze’ye saldırılarında sessizliği boğulması bu mefluç durumun son örneklerinden biridir. Demokrasi hukukun üstünlüğü insan hakları ve ifade özgürlüğü kavramla gücü elinde bulunduranla tarafından araçsallaştırılmakta ve hasımlarına baskı yapmak amacıyla kullanılmaktadır. Taktik kazanımlar zaman içinde stratejik yenilgiye dönüşür. Reel politik davranmak ahlak ve değerden yoksun bir politika izlemek değildir. İmam gazalinin bin yıl önce formüle ettiği ilke bugün de geçerlidir. Haddini aşan zıddına döner. Doğal sınırlarını aşarak başkalarının hakkına tecavüz eden her güç aktör ve politika kendi sonunu hazırlamaya başlamış demektir. Risklerin kelebek etkisi ile yayıldığı bir dünyada hiçbir aktörün sadece kendi güvenliğine odaklanarak güvenli ve barışçıl bir yaşam inşa etmesi mümkün değildir. Bugün barı paradigması sorgulanırken yerine neyin ikame edeceği çağımızın büyük sorularından biridir. Rusya, Çin, Hindistan veya başka bir güç merkezinin alternatif bir model olup olmayacağını kestirmek şu anlık mümkün değil. Fakat batı merkezci tasavvurların alternatifi başka bir etno merkezcilik değildir ve olmamalıdır. Bu sürecin kolay olmayacağının altını çizmek isterim.
Ukrayna savaşından Filistin meselesine Irak ve Suriye’deki durumdan Tayvan gerginliğine yemen savaşından Libya’ya kadar bölgesel ve küresel krizler aslında çözümsüz değildir fakat başka bölgesel ve küresel hesaplar için bunların çözülmemesi uzatılması ve derinleştirmesi tercih edilmektedir. Kapsayıcı adil ve herkesin kendini güvende hissettiği bir güç dengesinin çok uzağındayız.
Milli istihbarat teşkilatı olarak bu belirsiz ve hibrit tehditler dönemine kendimizi hazırlamak için sürekli yeni kabiliyetler geliştiriyoruz.
Önümüzdeki on yıllarda ABD Çin rekabetinin Asya merkezli ve küresel bir çatışmaya dönmesi sürpriz olmayacaktır. Halihazırda Ukrayna üzerinden devam eden Rusya batı hesaplaşması mukadder olan çin batı hesaplaşmasını ortadan kaldırmıyor sadece erteliyor. Tüm bunlara ilaveten yeni bir risk alanı ile karşı karşıyayız. Yapay zeka. Sunduğu büyük imkanların yanı sıra büyük tehditleri de beraberinde getiren yapay zeka çağımızın adeta atom bombasıdır. Barışçıl ve insancıl amaçlarla kullanıldığında hayatımızı kolaylaştıran bu teknoloji her türlü manipülasyona da açık bir mahiyet arz etmektedir. Sınırı ve çerçevesi çizilmemiş yapay zeka çalışmaları insanlığın geleceğini de doğrudan tehdit etme potansiyeli sahiptir.
Ülkemize yönelik siber saldırılara karşı etkin bir şekilde mücadele eden teşkilatımız tüm kurum ve kuruluşlarımızın siber suçlara karşı da korunaklı ve dirençli olması için çalışmaktadır. Çok boyutlu tehditler ve küresel kırılganlıklar çağında egemenliğimizi ve bağımsızlığımızı korumak için iki temel unsur hayati önemdedir. Kendine yeterlilik ve caydırıcılık. Kendine yeterlilik ilkesi stratejik önemi haiz alanlarda bir milli güvenlik ve beka meselesidir. Yerli ve milli imkanlarla kendini kapatmadan kendine yeter hale gelen ülkeler egemenlik ve güvenliklerini güvence altına alabilirler.
Caydırıcılık bir tehdidi ortaya çıkmadan engelleme kabiliyetine sahip olmaktır. Çok yalın bir şekilde ifade etmek gerekirse caydırıcılık bir kişi size taş attığında karşıdan size kurşun geldiğini bilecek ve daha elini taşa uzatmadan iki defa düşünmek zorunda kalacaktır. Haksız hiçbir eylem karşılıksız bırakılmayacaktır. Devlete ve millete yapılan hiçbir ihanet karşılıksız kalmayacaktır. Türkiye son yıllarda özellikle savunma sanayi SİHA ve kritik altyapı teknolojilerinde kendine yeterli caydırıcı ve önleyici bir güç merkezi olmak için kuantum sıçraması yapmış ve tüm ezberleri bozmuştur. Bu bağlamda Türkiye çağın krizleri ile baş edebilmek için güçlü olmak zorundadır. Egemenliğini ve bağımsızlığını korumak için güçlü olmak zorundadır. Tüm bunlar için stratejik bir akılla hareket etmek zorundayız.
Milli İstihbarat Teşkilatı, ülkemizin korunmasında kilit roller oynamaya devam edecektir. MİT Akademisi’nin kuruluşunu gerçekleştirdiğimizi ilan etmekten memnuniyet duyuyorum.”
SANAYİ HABER AJANSI
www.ekonomigundemi.com.tr