Memorial Antalya Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü’nden Uzm. Dr. Nazlı Deniz Atik, “7 Mayıs Dünya Astım Günü” nedeniyle astım hastalığı ve dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.
Astım, dünyada 260 milyondan fazla insanı etkileyen, her yıl çoğu önlenebilir 450 binden fazla ölümden sorumlu olan, yaygın, kronik ancak bulaşıcı olmayan hastalıklardan biridir. Bilimsel çalışmalara göre ülkemizde erişkinlerdeki astım görülme sıklığının yüzde 1.2-9.4 arasında, astım benzeri belirti görülme oranının ise yüzde 9.8-27.3 arasında olduğu bildirildi. Hastaların yaşam kalitesini oldukça düşüren astım hastalığı erken tanı, doğru tedavi planlaması ve alınabilecek kişisel önlemlerle kontrol altına alınabiliyor.
Bu nedenle bu yılki Dünya Astım Günü’nün de teması olan “Astım Eğitimi Güçlendirir” yaklaşımıyla, özellikle astımlı kişilerin hastalıklarını yönetmeleri ve ne zaman tıbbi yardıma başvurmaları gerektiğinin altı çiziliyor.
Ağır solunum yetmezliğine neden olabilir
Astım; nefes darlığı, hışıltı, hırıltı, öksürük, göğüste baskı hissi gibi belirtiler ve bu şikayetlerin varlığı, sıklığı ve yoğunluğunun aynı hastada zaman içinde değişken olması ile karakterize bir hastalıktır. Bu tablonun nedeni solunum yollarında iltihaplanma ve daralma olmasıdır. Hastalar atak dışında kendilerini iyi hissediyor olabilir. Belirtiler viral solunum yolu enfeksiyonları, irritan ya da alerjen maruziyeti, egzersiz gibi faktörler ile tetiklenebilir ve tedavi ile ya da kendiliğinden düzelme gösterebilir. Bazen de hastaneye yatışı gerektirecek kadar ağır solunum yetmezliklerine neden olabilir.
İyi hissettiğinizde ilaçları kesmeyin!
Astım tanısı alan hastalar, ilaçlarını mutlaka tarif edildiği şekilde ve sıklıkta kullanmalı, kontrollerine düzenli gitmeli ve hekimin haberi olmadan ilaçları kesmemeli/dozunu azaltmamalıdır. Astım hastalarının tedavisinde en sık karşılaşılan sorun; hastanın kendisini iyi hissettiği için ilaçlarını kesmesi ve ataklarla, solunum şikayetleri ile yeniden başvurmasıdır. Astım için verilen inhaler (solunum yoluyla uygulanan) ilaçlar atağı kontrol altına almanın yanı sıra, düzenli kullanıldığında tekrar atak geçirmeyi engelleyen ilaçlardır. Mutlaka hekim kontrolünde doz artışı veya doz azaltılması yapılmalıdır.
Dışarı çıkarken saçlarınızı toplayın
Astıma duyarlılığı olan bazı hastalarda şikayetler hava kirliliği, sigara dumanı, egzersiz, ev tozu akarları, polen, kedi köpek gibi evcil hayvan deri döküntüleri gibi faktörlerle artabilir. Bu kişilerin mutlaka duyarlılığı olan etkenlere maruziyetini en alt düzeye indirmeleri istenir. Örneğin sigara içilmemesi, sigara içilen ortamda durulmaması, polen alerjilerinde günün belirli saatlerinde dışarı çıkılmaması ve o saatlerde evin havalandırılmaması, dışarı çıkılması gerekiyor ise saçların toplanması ve maske takılması gibi önerilere dikkat edilmelidir. Eğer ki maruziyet engellenemiyorsa ek ilaçlar hekim kontrolünde tedaviye eklenebilir.
Kapalı ortamlarda maske takmaya devam edin!
Pandemi döneminden sonra herkesin maskeleri bir kenara kaldırmasıyla viral üst yolunum yolu enfeksiyonlarının görülme sıklığı artmıştır. Bu enfeksiyonlar astım hastalarının atak geçirmelerine, öksürük nefes darlığı gibi şikayetlerinde kötüleşmeye sebep olabilmektedir. Bu yüzden öncelikle kalabalık ortamlarda, hastanede, otobüste, toplu taşıma araçlarında, konserde, tiyatroda kendi sağlıkları için mutlaka maske takılmalıdır. Aynı zamanda astım gibi kronik solunum yolu rahatsızlıkları olan kişilerin her sezon mutlaka grip aşılarını yaptırmaları önerilmektedir.
Doğru tanı, doğru ilaç tedavide başarıyı sağlıyor
Doğru tanı, doğru ilaç kullanımı, sigara içilmemesi, uygun egzersizler, alerjenlerden uzak kalınması, grip aşısı olmak gibi önlemler ile astım kontrol altına alınabilir bir hastalıktır. Ancak yine de her hasta olası bir astım atağında ne yapacağının belirtildiği yazılı bir “astım eylem planı” oluşturmalıdır. Hekiminiz ile hazırladığınız bu planda astım atağı sırasında ne yapmanız gerektiği, hangi ilacı hangi dozda alacağınız belirlenmeli, hangi durumlarda acil yardım ve hastane başvurusu gerektiği açıkça anlatılmalıdır. Yazılı bir astım eylem planınızın olması hem olası bir atakta ne yapacağınızı bilmenizi ve atağı yönetebilmenizi hem de atak ilerlemeden müdahale etmenizi sağlayacaktır.
SANAYİ HABER AJANSI
www.ekonomigundemi.com.tr