Çin’in en üst siyasi istişare organı Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı ile en üst yasama organı Çin Ulusal Halk Meclisi’nin yıllık toplantıları başkent Beijing’de sona erdi.
Çin’in en üst siyasi istişare organı Çin Halk Siyasi Danışma Konferansı ile en üst yasama organı Çin Ulusal Halk Meclisi’nin yıllık toplantıları başkent Beijing’de sona erdi.
İki Toplantı olarak anılan yıllık toplantıların gündeminde “Yeni nitelikli üretici güçler”, “nitelikli kalkınma” ve “dışa açılmanın yüksek seviyede hızlandırılması” olmak üzere 3 konuya odaklanıldı.
Nitelikli kalkınmayı gerçekleştirmek için çalışan Çinli şirketler, farklı ülkelere yalnızca ürünlerini değil, imalat kapasitesi ve sanayi sistemlerini de ihraç ediyor. Çinli şirketlerin bu faaliyeti, küresel ekonominin canlanmasına büyük katkıda bulundu.
Farklı ülkelerden basın organlarının haberlerinde, 3 yıl önce Çin menşeli televizyonların ABD piyasasının yüzde 60’ını oluşturduğu belirtildi. Çin ile ABD arasındaki ticari anlaşmazlıklar nedeniyle Çinli televizyon şirketlerinin ABD piyasasındaki payına Meksikalı şirketler tarafından el konuldu. Meksika ve ABD arasındaki sıfır gümrük uygulaması nedeniyle, birçok ülkedeki televizyon şirketleri de Meksika’ya yatırım yapmaya başladı.
Bu durum, sanıldığı gibi Çinli televizyon şirketlerinin ABD ile ticarette zarar görmesine yol açmadı; zira Meksika’daki televizyon sektörüne yatırım yapanların çoğunluğunu Çinli şirketler oluşturdu. Çinli televizyon şirketleri, Meksika’ya yaptıkları yatırımlarla daha büyük karlar elde etti.
Meksika’da üretilen televizyonların kritik parçaları yine Çin’den getiriliyor. Çinli şirketlerin yardımıyla Meksika’daki televizyon sektörü de hızla gelişti. Ülkede imal edilen televizyonlar ABD’nin yanı sıra, Orta ve Güney Amerika ülkelerine de satılıyor.
Çin’deki “Yeni nitelikli üretici güçler” için iyi bir örnek haline gelen Çinli televizyon şirketleri, son yıllardaki nitelikli kalkınma sürecinde büyük ilerleme kaydetti. Çin menşeli televizyonlar, teknoloji ve kalite bakımından dünyanın ilk sıralarında yer alıyor. Örneğin, Çinli televizyon şirketi TCL, dünya çapında 46 Ar-Ge merkezi ve 32 üretim üssü kurdu. TCL’nin imal ettiği ürünler 160’tan fazla ülkeye satıldı.
Batılı ülkelerin çatışmacı yaklaşımına kıyasla ‘‘İnsanlığın Kader Birliği’’ düşüncesini ileri süren Çin, diğer gelişmekte olan ülkelerin sanayileşme sürecine daha büyük yardım sağlayabilir. Gelişmiş bir sanayi zincirine sahip olan Çin, sanayileşme alanında yeterli kapasite ve deneyime sahip.
Televizyon sektörünün dışında, farklı sektörlerde de Çinli firmalar büyük ilerlemelere imza attı. Çinli firmalar şu ana kadar farklı ülkelerde 34 çelik fabrikası kurdu. BYD gibi elektrikli araç şirketleri Avusturya, Özbekistan, Taylanda ve Brezilya dahil birçok ülkede fabrika açmayı planlıyor. Çinli şirket CRRC, MNG’yle iş birliği yaparak Türkiye’de metro vagonları üretiyor… Söz konusu Çinli şirketler, bilimsel ve teknolojik avantajlarını kullanarak diğer ülkelerin modernleşme sürecine de büyük katkılarda bulunuyor.
Nitelikli kalkınma gerçekleştiren Çin, dışa açılmayı yüksek seviyede hızlandırarak küresel ekonominin canlanmasına büyük güç katıyor. Örneğin, Çinli televizyon şirketi TCL’nin Meksika’da kurduğu MOKA Fabrikası, binden fazla kişiye istihdam sağladı. Bu da en az bin Meksikalı ailenin uyuşturucu satmak, gangster gruplarına katılmak, yasa dışı göçmen olmak yerine, vatanlarında özgür bir şekilde yaşayabileceği anlamına geliyor.
www.ekonomigundemi.com.tr