09-10 Mayıs tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleştirilen ve iki gün sürecek “8. Uluslararası Gıda Güvenliği Kongresi”nde düzenlenen basın toplantısında Kongre Başkanı Dr. Samim Saner gıda güvenliği konusunun tüketicinin korunması ve halk sağlığını ilgilendiren önemli bir konu olduğunu belirtti. Gıda sektörünün ve ülke ekonomisinin gelişmesi açısından stratejik öneme sahip bu konunun herkesin sorumluluğunda olduğunu ifade etti.
Gıda Güvenliği Derneği koordinatörlüğünde Uluslararası Gıda Koruma Birliği (IAFP- International Association for Food Protection) işbirliği ve Tarım ve Orman Bakanlığı desteği ile iki yılda bir düzenlenmekte olan 8. Uluslararası Gıda Güvenliği Kongresi 09-10 Mayıs 2024 tarihleri arasında Grand Cevahir Otel Kongre Merkezi’nde yaklaşık 450 kişinin katılımı ile başladı.
Kapsamı ve içeriğiyle bölgenin alanındaki en önemli gıda güvenliği organizasyonunun bu sene sloganı “Gıda Güvenliği Sorumluluğumuzdur” olarak açıklandı. Kongrenin ilk gününde gerçekleştirilen açılış konuşmasında Tarım ve Orman Bakanı Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Gümen konuşma yaptı.
Basın toplantısında Gıda Güvenliği Kongre Başkanı Dr. Samim Saner, Gıda Güvenliği Kongresi Bilimsel Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Barbaros Özer ve kurul üyeleri Prof. Dr. Murat Yıldırım ve Prof. Vural Gökmen konuşma yaparak, gıda güvenliği konusu ve “8. Uluslararası Gıda Güvenliği Kongresi hakkında” bilgi verdi.
Tarım ve Orman Bakanlığı dünyadaki uygulamaları yakından takip ediyor
Artan nüfus, iklim değişikliği, küresel ısınma döneminden geçerken gıda ve tarımın hiç olmadığı kadar önemli bir hale geldiğini belirten Tarım ve Orman Bakanlığı Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Ahmet Gümen dünyada kabul gören “yeni normal” kapsamında çalışmalarını yoğun olarak sürdürüldüklerini açıkladı.
Gümen açıklamalarına şu şekilde devam etti: “Sofralara gelen gıdamızın tüm üretim süreçlerinin sağlıklı olması bizim için çok önemli. Bakanlık olarak gıdaların üretim aşamalarının her bölümünde var olup denetlemelerimizi gerçekleştiriyoruz. Bununla beraber sürdürülebilir üretim için yeni planlamalar yapıyoruz”
Ayrıca küresel çalışmaları da yakından takip ettiklerini ve ülke ekonomisinin önemli katkılarından biri olan ihracat çalışmalarında da önemli uygulamaları hayata geçirdiklerini ifade eden Prof. Dr. Ahmet Gümen; bakanlığın mevzuatlar konusunda da oldukça yoğun çalışma içerisinde olduğunu ve Avrupa Birliği, Gıda ve Tarım Örgütü ve Dünya Sağlık Örgütü ile iş birliği yaptıklarını belirtti.
Gıda güvenliği sorumluluğumuzdur
Gıdaya erişimin gittikçe zorlaştığı bu dönemde gıda güvenliği konusunun tüketicinin korunması ve halk sağlığını ilgilendirdiğini ifade eden Kongre Başkanı Dr. Samim Sanerbu konunun gıda sektörünün ve ülke ekonomisinin gelişmesi açısından da stratejik öneme sahip olduğunu belirtti.
Dr. Samim Saner sözlerine şu şekilde devam etti: “Bu yıl 8. Uluslararası Gıda Güvenliği Kongresi’nin sloganı “Gıda Güvenliği Sorumluluğumuzdur”. Bu yükümlülük sadece hükümetlerin veya gıda üreticilerinin değiltarladan çatala tüketici de dahil olmak üzere hepimizin sorumluluğu olmalı. Basın kuruluşlarının da, tüketicilere doğru bilgileri iletmek ve gıda güvenliği konusunda bilinçli bir toplum oluşmasına katkı sunması ayrı bir öneme sahip. Zira güvenli olmayan gıda “gıda” değildir.”
Güvenilir ürünü tercih eden tüketicinin bu ürünlerin arzını arttıracağını aksi takdirde merdiven altı, kayıt dışı ve güvenilir olmayan ürünün üretimini teşvik edilmiş olacağına dikkat çeken Saner bu durumun herkese kaybettireceğini belirtti. Ardından tüketici farkındalığının artması ile ilgili şu açıklamayı ekledi: “Tüketicilerin gıda güvenliği algısında ve gıda seçiminde hem basının hem de sosyal medyanın rolü çok önemli. Bu konuyla ilgili ne yazık ki ciddi bir bilgi karışıklığı ile karşı karşıyayız. Konunun uzmanı olmayan bir çok kişi sürekli ahkam kesiyor, tüketiciler riskler konusunda yanlış yönlendiriliyor ve herkesin kafası karışıyor. Tüm bunları düşündüğümüzde Gıda Güvenliği Kongresi doğru bilimsel bilginin iletişiminde önemli bir referans noktası oluşturuyor.”
Yeni gıda güvenliği riskleri ile mücadele gelişerek devam ediyor
Gıda analiz tekniklerinde son yıllarda ortaya çıkan gelişmeler ile çok eskiden beri var olan bazı gıda güvenliği risklerinin yeni keşfedildiğini belirten Hacettepe Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Gıda Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Vural Gökmen üretimde ısıl işlemler sırasında gıdaların yapısında meydana gelen kimyasal değişiklerin mekanizmaları ve gıda güvenliğini yakından ilgilendiren sonuçları hakkında bilgi verdi:
“Gıdaların gerek endüstriyel gerekse evsel üretiminde yüzyıllardır yaygın olarak uygulanan kızartma, kavurma ve fırında pişirme gibi işlemler sırasında arzu edilen son ürün özelliğine ulaşmak amacıyla yüksek sıcaklıklara maruz kalırken, kompozisyonlarında önemli bazı kimyasal değişimler meydana gelmekte. Gıdalarda ısıl işlem sonucunda oluşan ve insan sağlığını olumsuz etkilediği düşünülen maddeler yeni gıda güvenliği riskleri olarak gıda güvenliği otoritelerinin ve gıda endüstrisinin gündemini meşgul ediyor. Önümüzdeki dönemde gıda endüstrisinin termal proses kontaminantlarının neden olduğu gıda güvenliği riskleri ile mücadelede reformülasyon ve alternatif prosesler geliştirme yönünde çabalar artacak ve bu çabalarında başarılı olan firmalar tüketici güvenini sağlamada önemli avantaj sağlayacak.” açıklamasını yaptı.
Gastronomi mirasımız geleneksel gıdalar üretimi riskleri ile yönetilmeli
Geleneksel gıdaların beslenme ihtiyacına katkılarının yanı sıra, ülkelerin kültürel yapılarında vazgeçilmez değerler olduğunu hatırlatan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Süt Teknolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barbaros Özerbu gıdaların korunması amacıyla politikalar belirlendiğini ve mevzuat düzenlemeleri yapıldığını ancak bu ürünlerin gıda güvenliği riskleri açısından da değerlendirilmesi gerekliliğinin altını çizdi.
Türkiye’de çeşitliliği açısından çok zengin olan geleneksel gıdaların toplumların beslenme kültürünün nesilden nesile aktarılmasında önemli yer tuttuğunu söyleyen Özer, rekabet gücü yüksek olan bu gastronomi mirası gıdaların sürdürülebilir olması ve ulusal pazarda gelişmesi için mutlaka ürün standartlarının sağlanması gerektiğinin vurgusunu yaptı. Ayrıcabu standardizasyonun ana uygulamalarından birinin de gıda güvenliği ilkelerinin garanti altına alınması olduğunu ve geleneksel gıdaları risklerini yöneterek üretilmesi gerektiği bilgisini verdi..
Gıda Güvenliği’nde mikroorganizmalar
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat YıldırımDünya’da artan nüfus ile birlikte küresel ısınma, iklim değişiklikleri ve göçler hayvanlardan insanlara geçen hastalıkların tanımlanması ve mücadelesini gerek hayvanlar arasında gerekse insandan hayvana bulaşmalarını azaltma ve önlemeyi halk sağlığını korumak açısından gerekli hale getirdiğini belirtti.
Dünyada ve Türkiye’de antibiyotik direncini minimize edebilmek amacıyla insan ve hayvan hekimliğinde çeşitli çalışmalar yürütüldüğünü açıklayan Yıldırım, antibiyotik direncinin izlenmesinin tek amacı gerçekçi bir direnç önleme stratejisi geliştirebilmek olduğunu belirtti. Ayrıcagıda kaynaklı zoonozlar ve antibiyotik direnci konularının küresel düzeyde insan, hayvan ve çevre sağlığının birlikte “Tek Sağlık” yaklaşımı ile ele alınması gerekliliğinin altını çizdi.
12 ülkeden yaklaşık 450 bilim insanı, uzman ve sektör paydaşı katılıyor
8. Gıda Güvenliği Kongresi’ne12 ülkeden yaklaşık 450 bilim insanı, uzman ve sektör paydaşı katılıyor. İki gün sürecek organizasyonda toplam 12 oturumda, yerli ve yabancı 53 uzman sözlü sunumlarıyla ve 31 uzman da poster sunumu ile katılım sağlayacak.
Bu sene kongrede ilk kezgıda güvenliği alanındaki nitelikli çalışmaları desteklemek, genç araştırmacıları teşvik etmek ve onların çalışmalarını daha görünür hale getirmek amacıyla “GGD Genç Araştırmacı Bilimsel Makale Yarışması” ödül töreni düzenlenecek.
2022 yılında 18 ülkeden 400’den fazla kişinin katılımı ile gerçekleşen7. Gıda Güvenliği Kongresi Uluslararası Gıda Koruma Derneği – IAFP tarafından “2023 En İyi Toplantı Ödülü” ne layık görüldü.
SANAYİ HABER AJANSI
www.ekonomigundemi.com.tr