ekonomi ticaret ihracat yatırım sanayi üretim osb tgb seb tobb osbük sanayi bakanlığı tbmm

2024 YILI HİZMETLERE ERİŞİM VE AYRICALIK BİLGİLERİ

Yayınlama: 06.04.2025
4
A+
A-
Ekonomi Gazetesi İstanbul Temsilcisi Ekonomist / Yazar

Ülkemizde, öncelikle kronik hastalığı olan vatandaşlarımız ve yaşlılarımız için devlet tarafından evde bakım hizmetleri verilmektedir. Ayrıca muhtaç olan ailelere de sosyal yardım yapılmaktadır. Doğal olarak yukarıda sözünü ettiğim kesimlerin tamamının bakım hizmetleri alması birtakım nedenlerden dolayı aksamaktadır. Ancak büyük çoğunluğun devletin verdiği bu hizmetlerden yararlandığı bir gerçektir. Örneğin yaklaşık dört milyon dokuzyüzbin aile devletten sosyal yardım almakta az da olsa yardım maaşı ile geçinmeye çalışmaktadır. Yaklaşık bir ailenin dört kişi olduğu varsayımıyla bu sayı yirmi milyona yakındır ve toplam nüfusun neredeyse yüzde yirmi kadarıdır.

Benim de içinde bulunduğum diyaliz hastalarını ele alacak olursak; ülkemizde yaklaşık yirmi dokuz bin adet diyaliz hastası bulunmaktadır ve bunların büyük çoğunluğu devletin veya özel şirketin işlettiği diyaliz merkezlerinden haftada üç gün dörder saatlik tedavi ile yaşam savaşı vermektedir. Yukarıda verdiğim sayının yaklaşık yüzde onu kaybedilmekte ama daha fazla hasta da diyaliz tedavisine başlamaktadır. Yapılan tedavinin yan etkilerinin çok olması nedeniyle diyalizli yıllar ilerledikçe vücut işlevlerinde kayıplar yaşanmaktadır. Bunların bazıları veya en önemlileri yürüme güçlüğü, tansiyon düşüklüğü, halsizlik olarak sayılabilir. Çocukları, yakınları tarafından diyalize gelen hastalardan başka belediyelerin ambulansı ile tedaviye gelip giden hastalar bulunmaktadır. Devlete maliyeti de bu tedavinin bedeli hasta başına yaklaşık aylık elli beş milyon TL dir.

Bunun dışında kronik birçok hastalığı olan vatandaşlarımıza da devlet evde bakım hizmeti vermektedir. Sağlık kurumlarına veya devlet hastanelerine yapılan müracaatla sağlık ekipleri, eve gelip kan alma, fizik tedavi ve benzeri tedaviler verilmektedir. Tabii ki bu hizmeti alabilenler çoğunlukta olduğu bir gerçektir.

Bu konu hakkında geçtiğimiz günlerde TÜİK tarafından 2024 yılına ait verilen bilgiler aşağıdaki gibidir.
“Hizmetlere Erişim ve Ayrımcılık Modülü” adlı özel konulu çalışma, 2024 yılında Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması ile birlikte modül olarak uygulanmıştır. Avrupa Birliği ülkeleri ile aynı dönemde uygulanan bu modülün amacı, hanelerin evde bakım hizmetlerine erişimi, resmi çocuk bakım hizmetleri, ayrımcılık ve toplu taşım kullanımına ilişkin bilgileri tespit etmektir.

Hane halklarının %7,8’i en az bir üyesi için evde bakım hizmetine ihtiyaç duydu

Hanelerin %7,8’i en az bir üyesinin uzun dönemli fiziksel veya zihinsel hastalık, sakatlık veya yaşlılık nedeniyle sağlık ve evde bakım hizmetlerine ihtiyaç duydu. Sağlık ve evde bakım hizmetlerine ihtiyaç duyan hane halklarının %9,6’sı, bu fert/fertlerin bakımı için profesyonel sağlık ve bakım hizmeti veren kişilerden, hane tarafından ödenmese dahi (örn; devlet tarafından ödeniyorsa) evde ücret karşılığı bakım hizmetlerine erişebildi. Sağlık ve evde bakım hizmetlerine ihtiyaç duyan hane halklarının %90,4’ü ise evde sağlık ve bakım hizmeti alamadı.

Çocukların %1,5’i zorunlu eğitim saatleri dışında profesyonel bakım hizmetine ihtiyaç duydu

Zorunlu eğitim faaliyeti dışında uzmanlaşmış bir kişi veya kurumdan alınan bakım hizmetine veya bu bakım hizmetinden faydalanıp daha fazlasını almaya ihtiyaç duyan 0-12 yaş arasındaki çocukların oranı %1,5 olarak tahmin edildi.  Uzmanlaşmış bir kişi veya kurumdan alınan bakım hizmetine ihtiyaç duyan bu çocukların %74,7’si maddi yetersizlik, %21,4’ü hizmet alınacak yerin koşulları ile uyumsuzluğu, %3,9’unun ise diğer nedenlerle bakım hizmetine ulaşamadığı tespit edildi.

Toplu taşıma harcamaları hanelerin %5,3’üne çok yük getiriyor.

Son 12 ay içerisinde toplu taşıma harcamalarının haneye getirdiği yük incelendiğinde; hane halklarının %5,3’üne toplu taşıma harcamasının çok yük getirdiği, %46,7’sine ise biraz yük getirirken, %33,6’sına ise yük getirmediği görüldü. Hane halklarının %14,4’ünün toplu taşıma harcaması olmadı.

Fertlerin %2,4’ü kamu kurumunda veya kamu hizmeti alırken ayrımcılığa uğradığını hissetti

Son 12 ay içerisinde 15 ve daha yukarı yaştaki fertlerden, herhangi bir kamu kurumunda veya kamu hizmeti alırken (yüz yüze, telefon veya e-posta) bir kez bile olsa ayrımcılık hissedenlerin oranı %2,4 oldu. Son beş yıl içerisinde konut kiralamaya veya satın almaya çalışırken ayrımcılığa uğradığını hissedenlerin oranı ise %1,1 olarak tahmin edildi. Son 12 ay içerisinde ebeveyn/veli veya öğrenci olarak bir eğitim kurumundan biri ile iletişim kurarken ayrımcılığa uğrayanların oranı %0,8, kamusal alanlarda (alışveriş merkezi, kafe, restoran vb.) veya eğlence/spor tesislerini kullanırken ayrımcılığa uğradığını hissedenlerin oranı ise %0,6 oldu.

Kaynak: Ekonomi Gazetesi

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.