ÜLKEMİZDE VE DÜNYADA ÜCRET VE MAAŞLAR

Yayınlama: 09.05.2025
17
A+
A-
Ekonomi Gazetesi İstanbul Temsilcisi Ekonomist / Yazar

Milli gelirin adaletli bir şekilde dağılması, gelir adaleti yönünden son derece önemlidir. Ülkemizde çalışan nüfusun %43 kadar asgari ücretle yaşam savaşı vermekte ve açlık sınırının altında gelir elde etmektedir. Bazı kurumların hesaplamalarına göre Yüzde 20’lik beş grup arasında yapılan enflasyon verilerinde her beş grup için farklı oranda çıkmaktadır. Ve sonuçta en düşük gelir grubuna sahip kesim ile en yüksek gelir grubuna ait kesimin gelir seviyeleri arasında uçurum denecek kadar fark oluşmuştur. Tabii ki bunun sonucu olarak nüfusun az veya çok bir kısmı enflasyondan etkilenmemekte, alım gücü artmasa bile aynı seviyede kalmakta, hayat pahalılığını hissetmemektedir. Yaşam tarzı ise doğal olarak farklılık göstermekte, istediğini veya ihtiyacını ertelemek veya vazgeçmek zorunda kalmadan hemen satın alabilmektedir. TÜİK verilerine göre en yüksek gelir elde eden %20 lik kesim milli gelirden %42 pay almaktadır. Ancak en az gelirle yaşamaya çalışan en alt gruptaki kesim ise bırakın diğer ihtiyaçlarını yaşaması için gerekli gıda ürünlerini bile hayat pahalılığı yüzünden satın alamamaktadır. Gene TÜİK verilerine göre söz konusu kesim, millî gelirden %6,2 pay alabilmektedir.

Ticaret ve sanayi grubunda faaliyet gösteren büyük şirketler için de geçim derdi olmadığı bir gerçektir ama küçük esnaf sürekli güç durumda kalmakta, hatta birer birer kaybolma durumundadır. Bu bağlamda olayı ele aldığımızda ise özellikle enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde zengin iyice zenginleşmekte, fakir ise her geçen gün kaybetmektedir. Yani çalışan kazanır ilkesi benimsenmeli ve uygulamada görülmelidir. Başka bir deyişle paradan para kazanma olayı ortadan kalkmalı her kimse çalışmasının sonucunu almalıdır. Ancak bu saatten sonra geri dönmek son derece zordur. Çünkü parası olan enflasyondan korunmak hatta daha fazla kazanabilmek için her türlü finansal enstrümanı kullanmaktadır ve bunu değiştirmek içinde bulunduğumuz dönemde oldukça zordur.

Ülkemizde ve dünyada beyaz yakalılar ve mavi yakalılar olmak üzere çalışan kesim genelde bu iki gruptan oluşmaktadır.

Beyaz yaka nedir sorusunun cevabı; iş dünyasında zihinsel gücünü kullanan, yönetsel ve idari işler yapan meslek grupları beyaz yakalı olarak adlandırılıyor. Beyaz yakalı işçiler genel olarak masa başında çalışıyor ve fiziksel emek göstermiyor.

İlk kez 1924 yılında ortaya çıkarılan mavi yaka kavramı; seri üretim fabrikası, atölye, depo, maden ocağı, sanayi merkezi, inşaat, şantiye ve diğer yerlerde kol gücü ve fiziksel emekleri ile çalışan kişileri temsil ediyor. Mavi yakalı işçiler, imalat sürecinde de el emekleri ile aktif rol alıyor.

Beyaz yakalı çalışanlar ile mavi yakalı çalışanlar arasında ücret bakımından doğal olarak fark vardır ve olmak zorundadır. Çünkü beyaz yakalılar kariyer elde etmek için yıllarını vermiş kimselerdir.

Son yıllarda işletmelerde CEO olarak adlandırılan ve çeşitli branşlarda yönetime yön veren kimselerdir ve onların da çeşitleri aşağıdaki gibidir.

CEO, İngilizce “Chief Executive Officer” kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. Türkçe karşılığı “Genel Müdür” veya “İcra Kurulu Başkanı’dır.

CFO, İngilizce Chief Financial Officer kelimelerinin baş harflerinden oluşmaktadır ve Finans Grubu Başkanı veya Finans Direktörüdür.

CTO, İngilizce Chief Technology Officer kelimelerinin baş harflerinden oluşmaktadır ve Teknolojiden Sorumlu Başkandır. Teknoloji ile ilgili tüm konulardan sorumludur.

CIO, İngilizce Chief Information Officer kelimelerinin baş harflerinden oluşmaktadır ve Bilgi Sistemleri Grubu Başkanıdır.

CSO, İngilizce Chief Security Officer kelimelerinin baş harflerinden oluşmaktadır ve Güvenlik Bölümü Başkanıdır.

CISO, İngilizce Chief Info Security Officer kelimelerinin baş harflerinden oluşmaktadır ve Bilgi Güvenliğinden Sorumlu Başkandır

CLO, İngilizce Chief Legal Officer kelimelerinin baş harflerinden oluşmaktadır ve Hukuk Departmanı Başkanıdır.

CMO İngilizce Chief Marketing Officer kelimelerinin baş harflerinden oluşmaktadır ve Pazarlama ve Satış Grubu Başkanıdır.

COO, İngilizce Chief Operations Officer kelimelerinin baş harflerinden oluşmaktadır ve Operasyonlardan Sorumlu Başkandır.

CAO İngilizce Chief Advertisement Officer kelimelerinin baş harflerinden oluşmaktadır ve Reklam ve Medya Departmanı Başkanıdır.

CGO, İngilizce Chief Growth Officer kelimelerinin baş harflerinden oluşmaktadır ve Genişlemeden Sorumlu Başkandır.

Yukarıda çalışan kesimin ücret konusunu baz alarak sınıflandırmaya çalıştım. Burada önemli olan bir CEO ile bir asgari ücretlinin arasındaki fark değildir ama aradaki uçurumun katsayısıdır. Yani fark mutlaka olacaktır ama aradaki fark da makul seviyeye gelmesi için asgari ücretin arttırılmasıyla mümkündür.

Geçtiğimiz günlerde Euronews tarafından verilen bilgilere göre dünya genelinde de maaş ve ücret farklılığı olduğu anlaşılmaktadır. Habere göre;

Bulgular, Oxfam’ın 35 ülkede 2 bin şirketle yaptığı ve CEO’ların 2024 yılında 885 bin eurodan (38,5 milyon TL) fazla kazandığını gösteren bir araştırmanın parçası.

(Oxfam, yoksulluğu ve adaletsizliği sona erdirmek için eşitsizlikle mücadele eden küresel bir kuruluştur.)

Dünya genelinde CEO’ların ortalama maaşı 2019’dan bu yana reel olarak yüzde 50 artarken, ortalama işçi maaşı aynı dönemde sadece yüzde 0,9 arttı.

CEO maaşlarının 2019’dan bu yana işçi ücretlerinden 56 kat daha fazla arttığını ortaya koyan bu son bulgular, Oxfam tarafından 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı münasebetiyle yayınlandı.

Oxfam, CEO’ların 2024 yılında 885 bin eurodan (38,5 milyon Türk Lirası) fazla kazandığı 35 ülkeyi hedef alarak 2 bin şirketi araştırmaya dahil etti.

Kuruluş, Avrupa’da İrlanda ve Almanya’nın 2024 yılında sırasıyla yılda ortalama 5,9 milyon euro (256,8 milyon TL) ve 4,1 milyon euro (178,5 milyon TL) kazanan en yüksek maaşlı CEO’lardan bazılarına sahip olduğunu tespit etti.

Buna karşılık, 2024 yılında Güney Afrika’da ortalama CEO maaşı 1,4 milyon euro (60,9 milyon TL) ve Hindistan’da 1,7 milyon euroya (74 milyon TL) ulaştı.

Oxfam International İcra Direktörü Amitabh Behar, “Her yıl aynı acayip manzarayı görüyoruz: işçi ücretleri neredeyse hiç artmazken CEO ücretleri patlıyor,” dedi.

Behar, “Bu sistemdeki bir aksaklık değil- sistem tam olarak tasarlandığı gibi çalışıyor, milyonlarca çalışan insan kira, gıda ve sağlık hizmetlerini karşılayabilmek için mücadele ederken serveti sürekli yukarı doğru akıtıyor,” diye ekledi.

Ankete katılan 45 bin 501 şirket arasında 8,86 milyon eurodan (385,6 milyon TL) fazla kazanan ve cinsiyetleri açıkça bildirilen CEO’ların oranı yüzde 7’den daha az.

Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu (ITUC) Genel Sekreteri Luc Triangle, “Dünyanın dört bir yanında, şirketler rekor kârları cebe indirirken, vergilerden kaçarken ve sorumluluktan kaçmak için lobi yaparken, işçiler temel yaşam standartlarından mahrum bırakılıyor,” dedi.

Genellikle büyük şirketlerin tamamına ya da bir kısmına sahip olan milyarderler geçtiğimiz yıl ortalama 182,7 milyar euro (7,952 trilyon TL) yeni serveti cebe indirdi.

Bu rakam saatte 20 bin 836 euroya (906 bin 731 TL) denk gelmekte ve 2023 yılı için öngörülen 18 bin 621 (810 bin 339 TL) euroluk küresel ortalama gelir rakamını aşmaktadır.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) 2024 yılında reel ücretlerin yüzde 2,7 oranında arttığını belirtirken, Fransa, Güney Afrika ve İspanya’da geçen yıl reel ücret artışı yüzde 0,6 olarak gerçekleşmiş ve pek çok işçi ücretlerinin durgunlaştığını gördü.

Ücret eşitsizliği küresel olarak azalmış olsa da en zengin yüzde 10’luk kesimin gelir payının en yoksul yüzde 40’lık kesimden 3,4 kat daha fazla olduğu düşük gelirli ülkelerde özellikle yüksek olmaya devam ediyor.

 

 

Kaynak: EKONOMİ GAZETESİ

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.