Almanya’da yaşayan 2 çocuk annesi Hayriye Kuru (54), şeker hastalığı nedeniyle ağız kuruluğu, öfke, halsizlik ve kilo gibi sorunlar yaşıyordu. Orada bu sorunlarına çözüm bulamayan Kuru, araştırmalar sonucunda Türkiye’de metabolik cerrahi ameliyatı ile kronik hastalıklarından kurtulabileceğini öğrendi ve Prof. Dr. Alper Çelik’e ulaştı.
1 yıl önce Türkiye’ye gelerek ameliyat olan ve şeker hastalığından kurtulan Kuru, “Önceden ne kadar aç kalsam da kilo veremiyordum. Ameliyattan sonra 108 kilodan 75 kiloya düştüm. Yaşam kalitem arttı. Almanya’daki doktorlarım kronik rahatsızlıklarımla ömür boyu yaşayacağımı söylemişti, hiç de doğru değilmiş. Arkadaşımın da insülin direnci vardı ve kilo veremiyordu. 1 yıl boyunca beni çok iyi takip etti ve bu sürenin sonunda buraya birlikte geldik” dedi.
Almanya’da yaşayan Hayriye Kuru şeker hastalığı nedeniyle 8 yıldır çeşitli sorunlar yaşıyordu. Öfke durumu çok yüksekti ve ne kadar aç kalırsa kalsın kilo veremiyordu. İlaçlarla sorunlarının düzelmediğini gören Kuru, çözüm yolları aramaya başladı ve araştırmalar sonucunda Etiler Hastanesi’nden Türkiye Metabolik Cerrahi Vakfı Başkanı Prof. Dr. Alper Çelik’e ulaştı. Metabolik cerrahi ameliyatı hakkında bilgi almak ve muayene olmak için Türkiye’ye gelen Kuru, ameliyat olmaya karar verdi. 108 kilodan 75 kiloya düşen Kuru, şeker hastalığından kurtulduğunu ifade ederek yaşam kalitesinin arttığını söyledi. Bu süreci arkadaşında takip eden Petra Zanker ise insülin direnci ve kilo gibi sorunları nedeniyle Türkiye’ye gelerek ameliyat olmaya karar verdi. 1 hafta önce ameliyat olan Zanker, “Babam şekerden dolayı kör oldu. Benim de insülin direncim vardı. Tam 100 kilo ile ameliyata girdim şimdi ise 95 kiloyum. Kendimi çok iyi hissediyorum. Almanya’da böyle bir ameliyatın olmaması çok kötü, orada bizi ilaca boğuyorlar. Türkler mucize” diye konuştu.
Ameliyat hakkında bilgi veren Prof. Dr. Alper Çelik, “Metabolik cerrahi, şeker hastalığının ameliyatla tedavisidir. Bu sadece Tip-2 diyabetleri yani vücudu insülin üretmeye devam eden erişkin hastaları kapsıyor. Vücudu insülin üretmeyen özellikle çocukluk çağındaki şeker hastalıklarını kapsamıyor. Şeker hastalığının ne kadar erken aşamasındaysanız bu ameliyattan fayda görme şansınız o kadar yüksek olur. Bize başvuran bütün hastalarımızın insülin depolarını ölçüyoruz. Ürettikleri insülinin canlılığını ve aktivitesini ölçüyoruz. En az yüzde 25’lik insülin deposu ve buna ait en az yüzde 40’lık bir insülin canlılığı şartımız var. Bu olmadan ameliyat etmiyoruz. Kronik düzelmez denilen bir hastalığın bu ameliyatla düzelmesi mümkün” diye konuştu.
Kuru: Öfke durumum çok kötüydü, şükür bugünlere geldim
Almanya’da yaşayan 2 çocuk annesi Hayriye Kuru (54), 8 senedir şeker hastası olduğunu ifade ederek, “2 senedir ilaç kullanıyordum ama ilaçla sonuca varamıyordum. Şeker ilacını aldığımda kusma, ishal gibi sorunlar yaşadığım için kendime çözüm aramaya başlamıştım. Bu çözümü aslında önceden biliyordum, bir arkadaşım ameliyat olmuştu. Bana da tavsiye etmişti ama ben kulak ardı etmiştim. Sonra detaylı araştırma yapınca ameliyat olmaya karar verdim ve geçen sene ameliyat oldum. 108 kilodan 75 kiloya düştüm. Şeker hastalığım boyunca ağız kuruluğu, öfke, sinir, uyuşma, halsizlik gibi durumlarım oldu. Öfke durumum çok kötüydü, şükür bugünlere geldim. Beni ameliyat olmaya iten en büyük neden ise kilomdu. Kortizon kullanmıştım, romatoid artrit ve ciğerlerimde su olması gibi başka hastalıklarım da vardı. Bunların hepsi bir araya gelince ameliyat olmaya karar verdim. Detaylı araştırmalarım sonrası doktor ile e-mail üzerinden iletişim kurdum daha sonra telefondan iletişim kurarak bütün sıkıntılarımı anlattım. Muayene olabilmem için Türkiye’ye gelmem gerektiğini söylediler. Muayene esnasında pankreasımın düzgün olduğu ve ameliyat olabileceğim söylendi. Ben de ameliyata hemen karar verdim. Ameliyat olduktan sonra 6’ncı gün Almanya’ya geri gittim” dedi.
“Alman doktorum kronik rahatsızlıklarla ömür boyu yaşayacağımı söylemişti”
Metabolik cerrahi ameliyatından sonra yaşam kalitesinin arttığını söyleyen Kuru, “Hareketliyim, mutluyum. Öfkelerimden kurtuldum. Sabırsız bir insandım, her şeyin hemen olmasını istiyordum. Ağız kuruluğu çekiyordum ve geceleri durmadan idrar için uyanıyordum. Bunlar kolay şeyler değildi. Şu anki sağlığım çok iyi çünkü kronik rahatsızlıklarımdan da kurtuldum. Önceden ne kadar aç kalsam da kilo veremiyordum. Bu kilo sorunu aslında çok önemli bir sorun ama herkes bunu hafife alıyor. Kilo demek hastalık demek. Buradan ilk gittiğimde ilk 7 kilo vermiştim. Sonra süreç çok hızlı gelişti. 15 kiloyu 1 ay içinde verdim. Gerisini de yavaş yavaş verdim. Alper hocadan Allah bin kere razı olsun. Alman doktorum kronik rahatsızlıklarla ömür boyu yaşayacağımı söylemişti, hiç de doğru değilmiş” şeklinde konuştu.
““Arkadaşım süreci çok iyi takip etti”
Arkadaşının da kendisine güvenerek Türkiye’ye geldiğini anlatan Kuru, “Onun insülin direnci vardı ve kilo veremiyordu. Bu süreci 1 yıl boyunca ben de çok iyi takip etti ve bu sürenin sonunda buraya birlikte geldik” dedi.
Zanker: Türkler mucize
Almanya öğretmenlik yapan Petra Zanker (60) ise kilo verme sorunu yaşadığını belirterek, “1 hafta yemek yemeyeyim yine kilo veremiyordum. Bu süreçte arkadaşımı takip ettim. Kilo verdiğini ve iyileştiğini gördüm ve benim ailemde de şeker hastası çok, babam ve annem şeker hastası. Benim de insülin direncim vardı. Tam 100 kilo ile ameliyata girdim şimdi ise 95 kiloyum. Kendimi çok iyi hissediyorum. Bu kilolarımın nasıl gittiğine çok şaşırıyorum. Ailemde şeker hastalığı genetik olduğu için şeker hastası olacağımı düşündüm. Şeker hastalığından dolayı babam kör oldu. Aslında devamlı sağlıklı beslenen bir insanım, yürüyüş yapıyor ve sağlığıma dikkat ediyordum ama kesinlikle kilo veremiyordum. Bundan dolayı ameliyat olmaya karar verdim. Bu ameliyatın Almanya’da olmaması kötü bir durum, orada bizi ilaca boğuyorlar. Şimdi kendimi çok sağlıklı ve iyi hissediyorum. Bu ameliyatın Türkiye’de olması kelimelerle anlatılamaz. Bu yaşta sansasyon yaşıyorum. Türkler mucize, iyi ki karar verdim, kendimi her şeye hazır hissediyorum. Alper hocanın var olması bir mucize” diye konuştu.
“Prof. Dr. Çelik: Çocukluk çağındaki şeker hastalıklarını kapsamıyor”
Ameliyat hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Alper Çelik, “Metabolik cerrahi, şeker hastalığının ameliyatla tedavisidir. Bu sadece Tip-2 diyabetleri yani vücudu insülin üretmeye devam eden erişkin hastaları kapsıyor. Vücudu insülin üretmeyen özellikle çocukluk çağındaki şeker hastalıklarını kapsamıyor. Şeker hastalığının ne kadar erken aşamasındaysanız bu ameliyattan fayda görme şansınız o kadar yüksek olur. Bize başvuran bütün hastalarımızın insülin depolarını ölçüyoruz. Ürettikleri insülinin canlılığını ve aktivitesini ölçüyoruz. En az yüzde 25’lik insülin deposu ve buna ait en az yüzde 40’lık bir insülin canlılığı şartımız var. Bu olmadan ameliyat etmiyoruz. Bedeninizdeki insülin depoları bitmişse bedeniniz artık insülin üretmiyorsa veya geri dönmesi mümkün olmayan bir organ hasarı gelişmişse yani artık o organ tamamen kaybedilmişse bu durumlarda metabolik cerrahi ameliyatları yapılmıyor” dedi.
“Kronik düzelmez denilen bir hastalığın bu ameliyatla düzelmesi mümkün”
Modern tıp teknolojisiyle Tip-2 diyabetin henüz kontrol altına alınamadığını söyleyen Prof. Dr. Çelik, “Bütün tıbbi gelişmelere rağmen şeker hastalarının yüzde 90’ınına yakın bir bölümünde şeker yüksek seyrediyor. Bu ameliyatlardan sonra durum tam tersi oldu. Yüzde 90’lık bir başarı söz konusu, ilaçlar bitiyor, insülinler kullanılmıyor, kan şekeri ve kan yağları normale dönüyor, karaciğerdeki yağlanma çok ciddi miktarda azalıyor ve kilo kaybı sağlanıyor. En önemlisi sindirim hormonları değişiyor. Sindirim hormonlarınız değiştiği için yemeğe bakış açınız, yemek tercihleriniz ve tokluk algınız değişiyor. Bir tabak yemek yiyorsunuz, saatlerce acıkmıyorsunuz ve bunların hepsi kendiliğinden oluyor. Kronik düzelmez denilen bir hastalığın bu ameliyatla düzelmesi mümkün” diye konuştu.
“Bir işlemle bu üç sorunu bertaraf etmiş olduk”
Sözlerine devam eden Prof. Dr. Çelik, “Hayriye hanım ile ilk tanıştığımızda hem kilo hem şeker hem de romatoid artrit sorunu vardı. Biz bir işlemle bu üç sorunu da bertaraf etmiş olduk. Şu an emilim sorunu yaşamadan vitamin, mineral eksikliği yaşamadan ince bağırsaklarla alakalı herhangi bir sıkıntı yaşamadan özgür bir birey olarak hayatına devam ediyor. Petra hanım için ise konuşmak biraz erken. Ameliyat olalı az bir zaman oldu ama görüyorsunuz gayet keyfi yerinde ve mutlu. Fakat onun sorunları daha fazlaydı, kan şekeri, insülin direnci, tansiyon, kolesterol ve kan yağları yüksekliği gibi birden fazla hastalığı vardı. Daha ciddi bir kilo sorunumuz vardı. Şimdi ameliyatımızla alakalı artık iyileşme dönemi tamamlanmak üzere yakında ülkesine dönüyor. Bu saydığım rahatsızlıkların hepsinin kademeli olarak hayatından çıkmaya başladığını gözlemleyecek. Zaten şimdiden şekeri yoluna girdi. Birkaç hafta içinde tansiyonunun düzelmeye başladığını, vücudundaki sıvı yükünün kaybolmaya başladığını, el ve ayak kemiklerinin ortaya çıkmaya başladığını gözlemleyecek. Yürüyüşü ve uykusu değişecek” diye konuştu.
Ülkemiz sağlık turizmi konusunda tercih edilen destinasyonlardan birisi olacak
Batı ülkelerinde de bu tarz ameliyatlar yapıldığını ve obezite cerrahisi olarak isimlendirildiğini söyleyen Prof. Dr. Çelik, “Maliyetleri bizim maliyetlerimizin yaklaşık on katı. Türkiye artık sağlık turizminin kalitesi konusunda da ciddi bir mesafe katetti. Türk doktorlar, Türk cerrahlar uluslararası kongrelerde harikalar yaratıyorlar. Artık yurt dışında canlı ameliyatları biz yapıyoruz. Ben de pek çok ülkede canlı ameliyatlar gerçekleştirdim. Bizim bilgi birikimimizin, tecrübemizin el becerimizin ve yeteneğimizin farkındalar. Deneyim konusunda da onlardan geride değiliz ve çok büyük bir fiyat avantajımız var. O yüzden ülkemiz sağlık turizmi konusunda tercih edilen destinasyonlardan birisi olacak” dedi.
Metabolik cerrahi ameliyatı hakkında
Halk arasında şeker ve diyabet ameliyatı olarak bilinen metabolik cerrahi aynı zamanda hipertansiyon, obezite, tip 2 diyabet ve yüksek kolesterol gibi hastalıkların da tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Metabolik cerrahi sırasında uygulanan bütün yöntemler kapalı ameliyat olarak bilinen laparoskopik yöntemle yapılır. Hastaya kesi açılmaz bunun yerine dört ya da beş delikten girilerek ameliyat tamamlanır.
EKONOMİ GÜNDEMİ