PKOS hastaları doğru tedaviyle çocuk sahibi olabiliyor

Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Kadın Hastalıkları Doğum, Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Erkut Attar, Kadınlarda yumurtlama kusurlarına neden olan Polikistik Over Sendromu (PKOS)’un kadının üreme sağlığı üzerindeki etkisine dikkat çekti.

PKOS hastaları doğru tedaviyle çocuk sahibi olabiliyor
Yayınlama: 05.10.2023
2
A+
A-

Attar, “PKOS hastalığında görülen yumurtlama bozukluğunun kilo ile ilişkisi yakın ilişkisi vardır. Kilo artıkça yumurtlama kusurları daha belirgin hale gelir. Fakat her PKOS hastası kısırlık yaşamaz; doğru tedavi edildiğinde PKOS hastasının çocuk sahibi olma olasılığı çok yüksektir” diye konuştu.

Kadınlar arasında en sık görülen hastalıklardan biri olan Polikistik Over Sendromu (PKOS), yarattığı kozmetik problemlerin ötesinde farklı sağlık sorunları için de zemin hazırlıyor. Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Kadın Hastalıkları Doğum, Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Erkut Attar, yumurtlama bozukluklarının ve doğal olarak infertilitenin de en önemli nedenlerden birinin PKOS olduğunun altını çizdi. 

“Kadınlar hekime infertilite nedeniyle başvuruyor”

PKOS’un kadınlarda görülme sıklığının yüzde 5 ile 25 arasında değiştiğini söyleyen Prof. Dr. Attar, sözlerine şöyle devam etti: “Daha çok yumurtlama kusurlarına neden olan hastalık olarak biliniyor. Bu nedenle de kadınlar yumurtlama kusurları, adet düzensizliği ya da yumurta kalitesinde gerçekleşen düşmelere bağlı olarak infertite yani kısırlık sorunuyla bizlere geliyor. Bunun dışında kıllanma, tüylenme, akne, aşırı kilo gibi kozmetik kusurlar nedeniyle de hastalar bize ulaşıyor. Ancak bahsi geçen bu şikayetler aslında hastalığın kısa dönem semptomlarıdır. Uzun dönemde bu kadınlarda rahim kanseri, diyabet, yüksek tansiyon ve kalp damar hastalıkları riski artmaktadır ki bu çok daha ciddi bir durumdur. Dolayısıyla PKOS hastalarının ömür boyu takip edilmesi çok önemlidir.”

 “Her PKOS hastası kısırlık yaşamaz” 

Yumurtlama kusurlarına bağlı sorunların yaklaşık yüzde 50’sini PKOS’a bağlı olduğunu ancak bununla birlikte bu kadınların da gebe kalabileceğinin altını çizen Prof. Dr. Erkut Attar, PKOS ile infertilite ve gebelik ilişkisini şöyle anlattı: “PKOS hastalarının hepsinde yumurtlama bozukluğu olur diyemeyiz. Dolayısıyla PKOS hastaları da kendiliğinden gebe kalabilir. Ancak bu noktada kadının kilosu çok önemli. Çünkü kilo artıkça yumurtlama kusurları daha belirgin hale geliyor. Bu hastalarda kadının kilosu ile kısırlık arasında ciddi bir ilişki vardır. Bu nedenle tedavi başladığında öncelikle beslenme uzmanlarıyla birlikte çalışarak hem doğru beslenmesinin sağlanması hem de varsa fazla kilosundan kurtulmasını sağlıyoruz. Normal kiloya ulaşan kadının ikinci basamak tedaviye geçmeden doğal gebe kalmasını amaçlıyoruz. Erkekte de problem olan çiftlerde tedaviye  aşılamayla devam edebiliyoruz. Bazen de aşılamaya gitmeden yumurtlamayı artırmayı sağlayan basit ilaçlarla hastayı tedavi ediyoruz. Anlaşılacağı üzere kişiye özel tedavinin uygulandığı bu süreç 6 ay kadar sürebilir. Bu nedenle hastanın sabırlı olması ve umutsuzluğa kapılmaması gerekli.” 

“Doğru tedaviyle PKOS hastaları da çocuk sahibi olabilir!”

“Doğru tedavi edildiği takdirde başka herhangi bir neden yoksa PKOS hastasının çocuk sahibi olma olasılığı çok yüksektir” diyen Prof. Dr. Erkut Attar, hastalıkta kullanılan tedavilerle ilgili şunları kaydetti: 

“Şimdiki görüşe göre tüm kısırlık hastaları iki ya da üç kere aşılama yapılmasına rağmen yine gebe kalınmadıysa tüp bebek tedavisine başvurulur. Ancak PKOS olgularında tüp bebek tedavisinde komplikasyon oranı diğer hastalara, göre çok daha yüksek olduğu için bu hastalarda tüp bebek tedavisi kararı vermeden önce normal yollarla gebe kalması için özen ve gayret gösterilmelidir. En ciddi komplikasyon yumurtalıkların aşırı uyarılması sonucunda ortaya çıkabilen ve Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu (OHSS) olarak adlandırılan durumdur. Bu durumda çatlatma iğnesi verildikten sonra vücut boşluklarına su toplanmaya başlar ve kanın akışkanlığı bozulur Bu durum vücutta elektrolit dengesizliğine yol açar. Akciğerlerde ve karın boşluğunda aşırı miktarda sıvı birikir ve solunum güçlüğüne ortaya çıkar. Bu durum şiddetine göre üç aşama olarak ele alınır. Özellikle üçüncü aşama yoğun bakım gerektirecek kadar ciddi bir aşamadır. Bu yüzden bu hastaların tüp bebek tedavisinin deneyimli merkezlerde uzman kişiler tarafından yapılması uygundur.” 


SANAYİ HABER AJANSI

EKONOMİ GÜNDEMİ

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.