Fed yetkililerinin iletişim çalışmaları, yatırımcıların faiz artırımlarının sona erdiğine inanmasını sağladı ve oldukça sancılı bir Ağustos-Eylül seansının ardından hisse senetlerinde toparlanmanın yolunu açtı.
Fed yetkililerinin iletişim çalışmaları, yatırımcıların faiz artırımlarının sona erdiğine inanmasını sağladı ve oldukça sancılı bir Ağustos-Eylül
seansının ardından hisse senetlerinde toparlanmanın yolunu açtı. Geçtiğimiz Perşembe gününe kadar her şey büyük ölçüde kontrol altında görünüyordu: merkez bankacıları tahvillerdeki düşüşün faiz artırımına eşdeğer olduğunu basına sızdırmaya başlıyordu ve Fed'in bir sonraki para politikası toplantısındaki duruşuna ilişkin şüpheye pek yer bırakmıyordu. Ancak bu, ABD tüketici fiyat endeksinin yayınlanmasından önceydi. Enflasyon, aylık bazda %0,4 veya yıllık bazda %3,7 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Sonuç olarak tahvil getirileri ve dolar yükselirken borsalar zarar gördü. “Daha uzun süre daha yüksek” senaryosu intikamla geri dönerken, Aralık ayında olası yeni (nihai?) faiz artırımına ilişkin şüpheler sürüyor.
ABD enflasyonunun yanı sıra yatırımcıların dikkatini çeken Cuma sabahı yayınlanan Çin istatistikleri oldu. Ticaret rakamları Eylül ayında zayıf kalırken, enflasyon yıllık bazda 0'a düştü; bu, dünyanın en büyük ikinci ekonomisinin hâlâ mücadele ettiğinin bir işareti.
Özetle global piyasalardaki büyük resimde trendin hala oldukça cesaret verici olduğu, ancak mücadelenin devam ettiği görülüyor diğer taraftan da yurtdışı piyasaların yüksek dolar borçlanma maliyetleri ve Çin ekonomisindeki yavaşlama endişeleri arasında sıkışıp kaldığı görmekteyiz.
İsrail ile Hamas arasındaki savaş, petrol kaynaklarına ilişkin korkuları yeniden alevlendirdi; hükümetler bölgesel bir yangından korkuyor. Bulaşma riski ne yazık ki dünyanın başlıca petrol üreten bölgelerinden birinde gerçeğe dönüşürse, petrol fiyatları hızla varil başına 95 doları (WTI) aşabilir.
Altın da güvenli liman statüsünden (CHF gibi) yararlanıyor ve ons başına 1809$ seviyesindeki desteğinin üzerinde bir toparlanmaya başlıyor. Bununla birlikte, 2080 dolar civarındaki tüm zamanların en yüksek seviyelerini yeniden kazanma umuduna sahip olmak için 1.960 dolar sınırını aşmak gerekecek.
Haftanın gündemine baktığımızda; ABD'de Rio Tinto, Johnson & Johnson, Bank of America, Lockheed Martin ve Tesla ile Avrupa'da Rio Tinto, ASML, Nestlé, L'Oréal ve Roche’nin mali tablo açıklamaları var. Ayrıca Fed Başkanı'nın 19 Ekim'deki merakla beklenen konuşması da olacak. Çin ekonomisini 3Ç23 büyüme verisinin de %4,5 açıklanması, Almanya’da üretici fiyat enflasyonunun Eylül’de aylık %0,4 artması bekleniyor.
Yurtiçine dönersek; Jeopolitik risk, finansal piyasaları ve yatırım kararlarını etkileyen önemli unsurlardan birisidir. Küresel ekonomiler açısından yüksek jeopolitik riskin ülkeye sermaye girişini azalttığı, ekonomik faaliyet hacmini daralttığı, reel ve finansal yatırımlarda gerilemeye neden olduğu yönünde birçok kanıt bulunmaktadır.
Hisse senedi yatırımcılarının portföy oluşturma süreçlerinde sektörlerin jeopolitik riskten etkilenme durumlarını da göz önünde bulundurmaları kar maksimizasyonu sağlamaları açısından önemlidir.
Bu nedenle yeni pozisyonlar açısından daha temkinli kalmanın, taşınan pozisyonlar açısından ise stop-loss seviyelerinin
yakın tutulmasını öneriyoruz. Haftalık bazda 8050 seviyesini ilk destek noktası olarak takip edeceğiz. Bu seviyenin kırılması 7644 seviyesini gündeme getirecektir. Endekste etkili olabilecek tepki ataklarında ise 8403 seviyesini tekrar ilk önemli direnç noktası olarak verebiliriz.
Manşette öne çıkanlar
Uluslararası Para Fonu (IMF) üyeleri, Fas'taki toplantılarda, oy hakkına dokunulmadan fonun kredi kaynaklarının artırılması ve ortak bildiri konularında, ABD ve Çin'in nüfuz mücadelesinin etkisiyle anlaşamadı.
Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ (BOTAŞ), Türkiye'nin Rusya'ya olan doğal gaz borcunun 27,5 milyar dolar düzeyine çıktığı ve bu borcun yapılandırılması için müzakereler yürütüldüğü haberlerinin asılsız olduğunu bildirdi.
Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), depolamalı elektrik üretim tesislerine ilişkin ön lisans başvurularını geçici olarak almayacak.
Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez, dünyada yenilenebilir enerji kullanan tesislere fazla finansman ve yatırım imkanı bulunduğunu belirterek, Dünya Bankası ve diğer finans kuruluşlarından Türkiye'de yapılacak temiz enerji odaklı projelere 400-500 milyon dolar arası kredi paketinin beklendiğini bildirdi.
JPMorgan CEO’su Jamie Dimon Orta Doğu’da yaşanan gerilimin enerji, ticaret ve gıdada geniş çaplı etkileri olabileceği uyarısı yaptı.
Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), Ocak-Eylül dönemine ait üretim ve ihracat ile pazar verilerini açıkladı. Toplam otomotiv üretimi, bu yılın ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12 artarak 1 milyon 74 bin 155'e, otomobil üretimi de yüzde 21 artışla 687 bin 817'ye çıktı.
Merkezi Kayıt Kuruluşu(MKK) nezdinde pay senedi yatırımcı sayısı bir haftalık düşüşün ardından, geride kalan haftada yeniden artış gösterdi. MKK'nın açıkladığı yatırımcı ve hesap sayılarına göre, 13 Ekim ile sona eren haftada pay senedi yatırımcı sayısı 260 bin 587 kişi arttı. Böylece pay senedi yatırımcı sayısı 7 milyon 609 bin 476'dan 7 milyon 870 bin 63'e çıktı.
ECB Yönetim Konseyi üyesi ve Bundesbank Başkanı Joachim Nagel'e göre enflasyonla mücadelenin sona erdiğini ilan etme noktasına henüz gelinmedi.
Çin Merkez Bankası Başkanı Pan Gongsheng, Çin ekonomisinin ve emlak piyasasının iyileşme işaretleri gösterdiklerini ve yerel yönetim borç risklerinin “yönetilebilir” durumda olduğunu söyledi.
Çin MB, bankacılık sistemindeki likiditeyi yeterli düzeyde tutmak için 789 milyar yuan (107,96 milyar dolar) tutarında orta vadeli kredi kolaylığı (MLF) operasyonu gerçekleştirdiğini bildirdi. Bir yıllık politika kredisi (MLF) faiz oranını bir önceki operasyona göre değiştirmeyerek %2,50'de tuttu.
Ekonomistler ABD ekonomisi konusunda iyimserleşiyor. Artık resesyonu atlatacağını, Fed faiz oranlarını yükseltmeyi bıraktığını ve enflasyonun düşmeye devam edeceğini düşünüyorlar.
İspanya Merkez Bankası Başkanı ve ECB Yönetim Konseyi üyesi Pablo Hernández de Cos, ABD Hazine tahvillerindeki satışların tetiklediği küresel borçlanma maliyetlerindeki artışın, Euro Bölgesi faiz belirleyicilerinin enflasyonu dizginlemek için muhtemelen yeterince çaba sarf ettiği anlamına geldiğini söyledi.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde, resesyona yakın bir ortam ve rekor faiz artışlarına
rağmen Euro bölgesi işgücü piyasasının yumuşama belirtisi göstermediğini söyled
Kaynak A1 Capital
SANAYİ HABER AJANSI
EKONOMİ GÜNDEMİ