Helal ürün ekonomisinin giderek büyümesi, birçok ülkeyi bu ekonomiye yatırım yapmaya yönlendiriyor. Özellikle Endonezya, Filipinler ve diğer Müslüman nüfus barındıran Güneydoğu Asya ülkelerinin formel olarak ürünlerde “helal” etiketi talep etmeye başlamasıyla bu sektör daha çok önem kazanmaya başladı.
Helal ürün ekonomisinin giderek büyümesi, birçok ülkeyi bu ekonomiye yatırım yapmaya yönlendiriyor. Özellikle Endonezya, Filipinler ve diğer Müslüman nüfus barındıran Güneydoğu Asya ülkelerinin formel olarak ürünlerde “helal” etiketi talep etmeye başlamasıyla bu sektör daha çok önem kazanmaya başladı. Nitekim son araştırmalar, 2 milyar Müslüman nüfus arasında helal tüketim pazarının yaklaşık 2,3 trilyon dolara ulaştığını gösteriyor.
Bu pazarda Çin, önemli bir güç olarak kendini gösteriyor. Çin, 2021 yılında İslam İşbirliği Örgütü üyesi 57 ülkeye, 40,4 milyar dolarında helal mal ve hizmet ihraç eden önder ülke konumundaydı.
Çin ihracatı giysi, helal medya, kitap, oyuncak ve oyunları kapsıyordu. Ancak en büyük pay helal ilaçlarda ve kozmetik sektöründeydi. COVID-19 salgını, bu türden ürünlere yönelik talebi daha da artırdı. Ancak Çin, helal gıda endüstrisinde de, özellikle Arap ülkeleri nezdinde, hele bu ülkeler 2013'ten bu yana Kuşak ve Yol Girişimi’nin parçası olduktan sonra, daha büyük bir ticari partner oldu. Örneğin 2017’de Dubai Food Park ile China’s Ningxia Forward Fund Management Company arasındaki anlaşma, Çin’in küresel helal pazarında, başta gıda ve et ihracatı olmak üzere, daha büyük pay edinmeye yönelik hevesinin altını çiziyor.
1,5 milyar dolarlık bir maliyetli endüstriyel gıda grubu, iki Çin catering şirketi ve iki helal gıda paketleme fabrikası dahil olmak üzere, 30 gıda tesisi oluşturmayı planlıyor. Öte yandan, bölgenin Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan gibi helal ekonomi liderleri de Çin’in ileri teknolojisinden ve endüstriyel kapasitesinden yararlanmayı umuyor.
www.ekonomigundemi.com.tr