gtag('config', 'UA-165355319-1');
![]() |
Tweet |
ABD Kongresi Tarih Topluluğu'un websitesinde, "ABD Kongre binası, bir yapıdan çok daha fazlasını temsil ediyor. Burası Amerikan demokrasisi ve yaşam tarzının bir simgesi konumunda" ifadeleri yer alıyor.
ABD yönetim sistemi içerisinde oldukça büyük bir sembolik öneme sahip olan Kongre binasına yapılan saldırıya birçok kesimden sert tepki geldi.
Hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler, yaptıkları açıklamalarla yaşananlardan Trump'ı sorumlu tuttu. Yaşananları "darbe girişimi" olarak nitelendiren siyasetçiler ve basın kuruluşları da oldu.
Eski ABD Başkanları Bill Clinton, George Bush ve Barack Obama, yaptıkları yazılı açıklamalarla yaşananlara tepki gösterdi.
Ayrıca Trump döneminde yönetimde görev yapmış bazı isimler de tepki gösterenler arasında yer aldı.
Washington Post gazetesi, Trump'ı ABD demokrasisine yönelik bir tehdit olarak tanımladı ve görevden alınması çağrısında bulundu.
New York Times gazetesi de yaşananları "otoriter ülkelerde yaşanan darbe ve ayaklanma görüntülerini anımsatan olağanüstü sahneler" olarak tanımladı.
Wall Street Journal gazetesinde yayımlanan analizde, yakın dönemde "iki başkanlığı, iki partiyi ve bir ülkeyi bu kadar derinden yaralayan bir 24 saatin hiç yaşanmamış olduğu" yorumu yapıldı.
Kongre'de seçim sonuçlarının tescil edilmesiyle ilgili süreç yeniden başladı. Daha önce sonuçlara itiraz edeceğini açıklayan bazı Cumhuriyetçi Kongre üyeleri, yaşananlar ışığında bu kararlardan vazgeçtiklerini ilan etti.
Bu itirazların sonuçların onaylanmasını etkilemesi beklenmiyor ancak sürecin gecikmesine neden olabilir.
Diğer yandan Beyaz Saray'da görevli bazı isimler, yaşananlara tepki göstererek görevlerinden istifa etti.
ABD basınında yer alan haberlere göre, First Lady Melania Trump'ın genel sekreterliğini yürüten Stephani Grisham, Beyaz Saray sözcü yardımcısı Sarah Matthews ve Beyaz Saray sosyal işlerden sorumlu sekreter Rickie Niceta görevinden istifa eden isimler arasında yer alıyor.